Geoffrey Smith
Investing.com – Euro bölgesinin en büyük üçüncü ekonomisi yeni seçimlere doğru yalpalaya yalpalaya yürürken, İtalya bankaları Cuma sabah saatlerinde son politik krizin darbesiyle %2,2 ve %6,5 arasında düşüş yaşadı.
Tahmin edildiği gibi FTSE MIB %2,2 düşüşle Avrupa piyasalarındaki düşüşün başını çekti. Ülkenin – ve Euro bölgesinin – borç ve bütçesel politikası üzerine çekişmeyi içten içe yeniden canlandırabilecek yeni, aşırı sağ bir hükümet olasılığı da İspanya’nın IBEX 35 endeksini %1,0 ve Almanya’nın Dax’ını %0,6 düşürmeye yetecek kadar şok ediciydi.
Diğer yandan Stoxx 600 %0,4 düşüşle haftalık %1,3 kayıp yolunda 373,30’a geriledi.
Reaksiyon büyük ölçüde, yatırımcıların İtalyan ülke riskini hemen keskin bir yükselişle yeniden fiyatlandırdığı tahvil piyasalarında yaşanan şeyin bir fonksiyonu. Bu, İtalyan şirketler için daha yüksek zımni sermaye maliyetine dönüşerek, hisse senedi getiri oranını düşürebilir. 10 yıllık devlet tahvili verimi 25 bp artarak Temmuz ayından beri gördüğü en yüksek seviye olan %1,79’a yükselirken, muadili Alman tahviline göre ‘fark’ 235 puan genişleyerek altı haftanın yükseğine çıktı.
Bu sert bir hareket olsa da, yine de bu bağlamda ele alınması gerekiyor: dönemin hükümetinin bütçe planları üzerine Brüksel ile kavgaya giriştiği geçen yılın Kasım ayında fark 310 puan ve 2011’deki Euro krizinin zirvesinde 500 puan üzerindeydi.
Bu hareket hem mantıklı hem de aynı zamanda kafa karıştırıcı. Mantıklı, çünkü kamuoyu yoklamaları yeni seçimlerin muhtemelen, göçmen karşıtı retoriği ve İtalya’nın bütçe açığı üzerine AB kısıtlamalarına karşı öfkesi ülkeyi Euro bölgesinin kurumu ile bir çarpışma rotasına yerleştirdiğine emin olacak olan Matteo Salvini’nin Lega partisinin hakim olduğu sağ kanat bir hükümet ile sonlanacak.
Ancak kafa karıştırıcı, çünkü Oxford Economics analisti Angel Talavera’nın Twitter’da işaret ettiği gibi, “tarihteki en göz göre göre gelen politik kriz”. Salvini ve Lega geçen baharda 5 Yıldız Hareketi’nin (5 Stars Movement) küçük ortağı olarak hükümete girdiğinden beri anket oranlarını ikiye katladı ve Salvini dört aydır bu değişimi yansıtmak için yeni seçimlere ilişkin görünür bir ajitasyon yapıyor. Piyasalar bu riskle fiyatlanmak için bol miktarda zamana sahip ancak yatırımcılar, diğer pek çok devlet tahvil getirilerinin sıfırın altına düştüğü bir zamanda Avrupa Merkez Bankası’nın (ECB) parasal gevşeme politikasına dair umutlar üzerine, son haftalarda İtalyan tahvillerine doluştu.
Corriere della Sera gazetesinin Perşembe günkü haberine göre, Salvini’nin tercihi 13 Ekim’de bir seçim yapmak olacak. Eğer ülke mevcut kamuoyu yoklamalarına paralel olarak oylama yaparsa, Salvini’nin, Lega’nın göçmen ve ulusal egemenlik düşüncesine daha yakın olan aşırı sağ Fratelli d’Italia partisi ile yeni bir hükümet kurabilme şansı büyük. Bu, yeni bir hükümetin – en azından İtalyan standartlarıyla – görece hızlı kurulabileceğini ortaya koyuyor.
İngiltere’nin Ekim sonunda AB’den düzensiz bir şekilde çıkma yolunda olması ile birlikte, Avrupa Birliği aynı anda hem ekonomik hem de politik bütünlüğüne iki ayrı ve etkili tehditle karşı karşıya kalabilir. Ve bu durum, Euro bölge ekonomisinin ABD-Çin ticaret çekişmesinin etkisi altında hızla tersine döndüğü bir zamanda: Almanya, Fransa ve Hollanda bu hafta Haziran ayına ait zayıf endüstriyel üretim rakamları paylaştı.
AB tarihi nihayetinde bu zorluklara yol açacağını gösterse de, kısa vadeli belirsizlikler bu arada tüm Avrupa varlıkları üzerinde oldukça yük olacakmış gibi görünüyor.