- Mevcut makro ve jeopolitik senaryo ürkütücü bir şekilde 1987'dekine benziyor.
- O yıl, borsa önemli bir yükselişin ardından çöktü.
- Peki, o zaman ve şimdi arasındaki paralellikler göz önüne alındığında 1987 benzeri bir çöküşe tanık olabilir miyiz?
- 19 Ekim 1987: %-22,6
- 14 Aralık 1914: %-20,5
- 28 Ekim 1929: %-13,5
- 16 Mart 2020: %-12,9
- 18 Aralık 1899: %-12
- 29 Ekim 1929: %-11,7
- 5 Ekim 1931: %-10,7
- 12 Mart 2020: %-10
- Nasdaq: %+24,05
- Nikkei: %+19,79
- FTSE MIB: %+15,40
- S&P 500 %+10,02
- Ibex 35: %+9,72
- Dax: %+6,28
- Euro Stoxx 50: %+6,09
- CAC: %+5,29
- Dow Jones: %-0,06
19 Ekim Perşembe günü, finans tarihine Kara Pazartesi olarak geçen 1987 yılındaki meşhur çöküşün 36. yıldönümüydü.
Ağustos 1982'den Ağustos 1987'ye kadar en büyük 19 küresel piyasa, toplu olarak +%296 gibi şaşırtıcı bir ortalama getiri elde etti.
Bu süre zarfında Dow Jones Industrial Average 776 puandan 2.722 puana fırladı ve sadece 1987'nin ilk sekiz ayında %44'lük olağanüstü bir artış gösterdi. Bu ürkütücü öngörü, ekonomist John Kenneth Galbraith tarafından Ocak 1987'de The Atlantic'te yayımlanan bir makalede dile getirilmişti:
"Piyasanın sanki hiç durmayacakmış gibi alçaldığı bir hesaplaşma günü olacak."
Galbraith, bu sözlerinin çok yakında gerçekleşeceğini bilmiyordu.
Dow Jones, tarihteki en büyük tek günlük düşüşünü yaşadı; bugüne kadar hâlâ geçerli olan korkunç bir rekor ile 508 puan düşerek 1914'ün sonunda I. Dünya Savaşı nedeniyle piyasanın birkaç ay boyunca kapalı kaldığı zamanda yaşanan %-20,5'lik düşüş rekorunu geride bıraktı.
İşte Dow Jones tarihinde en büyük tek günlük düşüşün yaşandığı 8 gün:
Kara Pazartesi'den önce bile önceki üç seansta piyasa sırasıyla %-3,8, %-2,4 ve %-4,6 oranında düşerek olacakların habercisi olmuştu.
Felaket kimseyi affetmedi. Warren Buffett 347 milyon dolar, Bill Gates 255 milyon dolar ve Walmart'ın (WMT) kurucusu Sam Walton'ın ailesi 1,75 milyar dolar kaybetti.
Wall Street dışında da Kanada borsası %22,5, S&P 500 %20,5, Japon Nikkei 225 %14,9 ve İngiliz FTSE 100 %12,2 değer kaybetti.
Tarihin Tekerrür Etmesine mi Hazırlanıyoruz?
1987 yılında ekonomik ve jeopolitik zemin oldukça olumsuzdu. Önemli bir ticaret açığı, yüksek enflasyonun yol açtığı faiz artışları, İran-Irak savaşı, ABD'nin İran'a müdahalesine ilişkin spekülasyonlar, petrol arzında yaşanan zorluklar ve hatta emlak piyasasındaki sorunlar da bu zemindeydi.
Bazı yatırımcıların, 1987'deki Kara Pazartesi koşulları ile mevcut durum arasında paralellik olduğuna dair endişelerini dile getirdiklerini belirtmek gerek.
Bu endişeler arasında S&P 500'ün yıl içindeki önemli kazanımları, üçüncü çeyrekte piyasada yaşanan düşüş, yükselen faiz oranları, yüksek enflasyon, güçlü bir ABD doları ve Rusya'nın Ukrayna ile çatışması ve Hamas-İsrail çatışması gibi devam eden jeopolitik çatışmaların, petrol piyasasına ilişkin endişeleri artırması yer alıyor.
Bununla birlikte 1987'deki durumdan bazı önemli farklılıklar olduğunu belirtmek önemli. S&P 500 1987'de bugüne kıyasla çok daha aşırı alım yaşamıştı.
Ayrıca faiz oranları yükselirken o dönemde daha yüksek seviyelerdeydi (1987'nin başlarında faiz oranları %5,75 ile başladı ve Fed yıl boyunca kademeli olarak artırdı).
Bu farklılıklar, mevcut piyasa koşullarının o zamanki duruma kıyasla çok daha iyi olduğunu ve piyasaların 1987'dekine benzer bir kaderle karşılaşmayabileceğini gösteriyor.
Yılın Başından Bugüne Endeks Getirileri Sıralaması
Yatırımcı Hissiyatı (AAII)
Hisse senedi fiyatlarının, önümüzdeki altı ay içinde yükseleceğine dair beklentileri ifade eden boğa eğilimi (iyimserlik), 9,9 puan artarak %40'a yükseldi. İyimserlik en son 7 Eylül 2023'te en yüksek seviyeye ulaşmıştı (%42,2).
Hisse senedi fiyatlarının, önümüzdeki altı ay içinde düşeceğine dair beklentileri ifade eden ayı eğilimi ise 5,1 puan azalarak %36,5'e geriledi. Karamsarlık, tarihsel ortalaması olan %31'in üzerinde seyrediyor.
***
Yasal Sorumluluk: Bu makale yalnızca bilgilendirme amacıyla yazılmıştır; herhangi bir şekilde varlık satın almayı teşvik etme amacı taşımadığı gibi yatırım yapmak için bir talep, teklif, tavsiye veya öneri teşkil etmez. Her türlü varlığın birden fazla bakış açısıyla değerlendirildiğini ve oldukça riskli olduğunu ve bu nedenle herhangi bir yatırım kararının ve buna bağlı riskin yatırımcıya ait olduğunu hatırlatmak isterim.