FED üyelerinin yapacakları konuşmalar ve ABD Haziran ayı istihdam verileri bu hafta altının enerjisini belirleyecek. Petrol boğaları ise, OPEC+'ten yeni iyi haberler duymayı ümit ediyor—bu noktada beklenen iyi haber, grubun Temmuz toplantısı öncesinde piyasada dolaşan oranlara kıyasla daha düşük bir üretim artışı. 
New York’tan John Williams, Philadelphia’dan Patrick Harker, Atlanta’dan Raphael Bostic ve Richmond’dan Thomas Barkin gibi bölgesel FED başkanlarıyla birlikte FED Başkan Yardımcısı Randal Quarles hafta boyunca konuşmalar gerçekleştirecek ve 4 Temmuz öncesindeki haftayı oldukça yoğun gündemli hale getirecek.
FED'in Haziran toplantısı sonrasındaki sessizlik sürecinin bitmesinden bu yana, önde gelen yetkililer genellikle birbirleriyle çelişen açıklamalarda bulundu. Bazıları teşviklerin daha bir süreliğine devam etmesini ve faiz artırımlarının geciktirilmesini savunurken, diğerleri varlık alımlarındaki düşüşün ve faiz artırımlarının daha hızlı bir şekilde gerçekleştirilmesini talep etti.
FED'in güvecin ve şahinlerinin bu haftada da çelişkini sinyaller vermeleri ve Cuma günü yayınlanacak Haziran ayı tarım dışı istihdam verileri öncesinde altını yine potansiyel olarak oynak bir haftaya hazırlamaları bekleniyor.
New York COMEX'teki en yakın ay teslim altın vadeli işlemleri geçtiğimiz haftayı, 1.900 dolar seviyelerinden düşüşünden bu yana dört haftanın ilk haftalık kazancıyla tamamladı.
Önceki üç hafta ise altın boğaları için zorlu bir dönemdi; yatırımcılar değerli metaldeki gösterge vadeli işlem sözleşmesinin 1.919 doların hemen üzerindeki beş aylık zirvelerden, bir noktada 1.761 doların hemen üzerine kadar devam eden düşüşünü çaresiz bir şekilde izlemek zorunda kaldı. Bu, neredeyse 160 dolarlık, ya da %8'in üzerinde bir düşüştü.
Altın Yükseldi Ancak Hala Kırılgan
Altın bugünkü Asya işlemlerinde iyileşmesini sürdürdü ve 1.783,45 dolarlık bir seans zirvesine yükseldi.
OANDA'da Asya-Pasifik araştırmalarının başındaki isim olan Jeffrey Halley, şöyle konuştu:
"Altın ons başına 1.760 - 1.800 dolar aralığında kilitli durumda ve bugün 1.793,50 dolardaki 100 günlük hareketli ortalama kazanımları sınırlıyor."
Halley altının kaderini yine muhtemelen başta dolar olmak üzere diğer piyasaların belirleyeceğini ve RSI'ın nötr bölgeye geri dönerek bir destek kaynağını ortadan kaldırdığını söyledi.
"Cuma günü 100 günlük hareketli ortalama öncesindeki başarısızlık, altının bu hafta geçtiğimiz haftaya kıyasla aşağı yönlü riske karşı daha kırılgan olacağına işaret ediyor.""Büyük resimde ise, altının bir sonraki yönsel hareketinin sinyalini vermek için ons başına 1.800 doların üzerinde ya da 1.760 doların altında bir günlük kapanış kaydetmesi gerekiyor. Aksi takdirde, aralık tacirlerine ait bir piyasada sabır gerekli."
Haziran istihdam raporu bu haftanın ana gündemi olacak; yatırımcılar istihdamdaki büyümenin iki aydır beklentilerin altında kalmasının ardından verilerin istihdam piyasasında hızlı bir iyileşme göstermesini umuyor. İkinci çeyrek tamamlanmak üzere ve piyasa gözlemcileri güçlü bir ilk yarının ardından önümüzdeki altı aya odaklanacak.
İstihdam raporu, geçtiğimiz ayda ekonomiye 675.000 yeni pozisyonun eklendiğini ve işsizlik oranının %5,8'den %5,7'ye düştüğünü gösterebilir.
Yükselen enflasyon ve güçlü iyileşme konusunda yatırımcılarda bazı endişeler oluşurken, piyasalar aynı zamanda maaş büyümesi ve işgücü katılımı gibi diğer bazı istihdam piyasası istatistiklerine de bakacak.
FED Başkanı Jerome Powell geçtiğimiz haftada merkez bankasının istihdam piyasasında "geniş ve kapsayıcı" bir iyileşmeyi cesaretlendirmeye yönelik bağlılığını yineledi ve bu süreçte hala uzun bir yolun olduğunu ve desteğe hala ihtiyaç duyulduğunu ekledi.
Powell, "iyileşmenin erken aşamasındaki çok hızlı istihdam kazanımları, aslında insanların eski işlerine geri dönüşüydü," dedi. "Şimdi ise gerçekten yeni işler bulma süreci başladı ve bu da daha çok emek ve zaman isteyen bir süreç."
Cuma Günkü İstihdam Raporu Öncesinde Bazı Veri Noktaları Yer Alıyor
İstihdam raporu öncesinde, piyasalar bekleyen ev satışları, ADP özel sektör maaşları, haftalık işsizlik ödeneği başvuruları ve ISM imalat aktivitesine yönelik güncellemeler alacak.
ISM verileri muhtemelen tedarik zincirlerinde yaşanan ve maliyetleri artıran sıkışıklıkların, enflasyonun daha uzun süreliğine yüksek seviyelerde kalma ihtimalini artıracağının altını çizecek.
Başkan Joe Biden'ın 1,2 trilyon dolarlık altyapı harcama anlaşması ABD piyasalarını desteklemeye devam edecek, ancak bazı diğer endişeler hala mevcut.
Son derece bulaşıcı olan COVID-19 varyantlarının hızla yayılması normale dönüşü geciktiriyor ve küresel ekonominin itici güçlerinden biri olan Çin'deki iyileşme yavaşlıyor gibi görünüyor. Tedarik zincirlerindeki sıkışıklıklar enflasyonu yükselterek önde gelen ekonomilerin daha fazla teşviği haklı göstermelerini zorlaştırıyor. Bazı gelişmekte olan piyasaların merkez bankaları ise şimdiden önlem amacıyla faiz oranlarını artırmaya başladı.
Bu faktörlerden bazıları altın için pozitif olabilir.
Ortalama yatırımcı geçtiğimiz altı ayda yaşadığı zorluklar boyunca altına bağlı kalmaya çalışırken, inanç sarı metalde nadir bulunan bir emtia haline geldi.
Altın İçin Zor Yıl; Metal Enflasyonu Neredeyse Hiç Yansıtmıyor
Ocak'tan bu yana, altın aslında geçtiğimiz Ağustos ayında başlayan zorlu bir süreçteydi. Metal Ağustos ayında 2.000 dolar üzerindeki rekor zirvelerden geriledi ve birkaç ay kesin bir yön belirleyememenin ardından, COVID-19 aşılarının etkinliğinin ilk olarak duyurulmasıyla birlikte Kasım ayında sistemik bir düşüşe girdi. Altın bir noktada, 1.674 doların altında 11 aya yakın bir sürenin tabanını gördü.
Metal son dönemde enflasyona karşı bir koruma aracı olma statüsünün de hakkını veremedi.
Cuma günü yayınlanan verilere göre, ABD'de FED'in takip ettiği kilit enflasyon ölçütü olan çekirdek PCE, ya da çekirdek Kişisel Tüketim Harcamaları Mayıs ayında üst üste üçüncü aylık yükselişini kaydetti. Kişisel gelir verisi ve University of Michigan’ın yakından takip edilen tüketici hissiyatı anketi ise düştü.
Altının tüm bunlara tepkisi ise zayıftı.
23 ülkeden oluşan OPEC+—Suudi liderliğindeki 13 üyeli Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü (OPEC) ve Rusya liderliğindeki 10 müttefik—Perşembe günü bir araya gelecek ve ham petrol fiyatları uçuşa geçmişken beklentiler üretimde bir artışa gidilmesi yönünde.
Suudi Petrol Bakanı Abdulaziz bin Salman bile, geçtiğimiz haftada ham petrol fiyatlarının çok kısa sürede çok fazla yükselmiş olabileceğini söyleyerek çoğu kişiyi şaşırttı. Bin Salman, 1 Temmuz'daki OPEC+ toplantısından bir hafta önce, Perşembe günü yaptığı açıklamada, "bu piyasanın kontrolden çıkmamasını güvenceye almak yoluyla, enflasyonu sınırlamaya yönelik bir rolümüz var," dedi.
Birçok şey, Suudi bakanın OPEC+'te piyasayı soğutmaya yeterli oranda bir üretim artışına izin verip vermeyeceğine bağlı olacak.
Bugünkü Asya işlemlerinde, ABD ham petrolü West Texas Intermediate varil başına 74,45 dolarda 2018 zirvelerine ulaştı. Küresel ham petrol Brent ise Cuma günü gördüğü 76,20 dolarlık 2018 zirvelerine yakın seviyede, 75,75 dolarda bir seans tepesi gördü. WTI ve Brent bu yıl sırasıyla %53 ve %45 yükseldi.
OPEC+ Üretimi Günlük 500.000 Varilin Üzerinde Artıracak mı?
OPEC+ üretimi Ağustos ayında günlük 500.000 varilin üzerinde artırma konusunda bir anlaşmaya varamazsa, piyasa kaynaklarına göre ham petroldeki rallinin momentum kaybetme ihtimali düşük.
Abdulaziz bin Salman'ın iki yıldan biraz daha kısa bir süre önce göreve başlamasından bu yana başkanlığını yaptığı her OPEC+ toplantısı üretim kotalarının ciddi oranda artırılmasına yönelik çağrılarla başladı. Bakan bu çağrıların her birini ustaca geri çevirmeyi başardı ve gruptaki üretim şahinlerine önlerinde daha da önemli bir konunun olduğunu hatırlattı: petrol fiyatının kendisi. Tabi bir de talep ve pazar payı da vardı.
Bin Salman'ın çabaları sonucunda, genellikle verdiği yüksek taahhütleri karşılayamamasıyla ünlü grupta Suudi liderliğinde gerçekleştirilen üretim kesintileri tam %122'lik inanılmaz bir seviyeye ulaştı (ek %22, şu an bu miktarda taahhütün üzerine çıktıkları anlamına geliyor, ancak toplam kesintilerin büyük bir bölümü yalnızca tek bir kaynaktan—Suudi Arabistan—geliyor).
Suudi bakanın kesintileri sürdürme konusundaki kararlılığı—OPEC+ hala günlük kapasitesinin neredeyse günlük 6 milyon varillik kısmını piyasaya sunmuyor—petrol talebi konusunda memnun olup olmadığı her sorulduğunda tekrarladığı sözde belirgin hale geliyor: "Ne zaman görürsem, o zaman inanırım."
Evet, küresel stokların beş yıllık dönemsel trendlere geri dönmesine rağmen; piyasanın COVID-19 salgınının tetiklediği arz bolluğunun neredeyse tamamını tüketmesine rağmen; ABD'li üreticilerin salgın öncesine kıyasla günlük 2 milyon varil daha az üretim yapmasına rağmen ve varil fiyatının 15 ay önceye kıyasla üç kat daha yükselmesine rağmen, Suudi bakan petrol talebi konusunda hala ikna olmuş değil.
Bazı analistlere göre, aslında görevi bunun tam tersini gerektirirken Suudi bakandan petrol fiyatlarını anlamlı derecede düşürmesini beklemek, bir tilkiye kümesteki tavukları emanet etmeye benziyor. Ancak yalnızca uzun pozisyoncu spekülatörler yaptıklarına bir son vermeyeceğinden, dünyanın şu an başka bir seçeneği bulunmuyor.
Açıklama: Barani Krishnan, incelediği her piyasadaki analizlerine çeşitlilik katmak amacıyla kendine ait olmayan çeşitli görüşleri de yazılarına katmaktadır. Bir Investing.com analisti olarak farklı görüşleri ve piyasa değişkenlerini sunmaktadır. Kaleme aldığı emtia ya da menkul kıymetlerde bir varlık ya da pozisyon sahibi değildir.