Ben Hirschler
LONDRA, 14 Ocak (Reuters) - Dünya Ekonomik Forumu (WEF) tarafından yapılan bir araştırmaya göre siyasi, ekonomik ve çevresel tehditlerin artmasıyla dünya giderek daha tehlikeli bir yer haline dönüşüyor.
Grup tarafından önümüzdeki hafta Davos'ta yapılacak zirve öncesi yayınlanan 2016 Küresel Riskler raporunda, gerçekleşme ihtimaline göre en büyük risk göç olurken, iklim değişikliğinin en büyük potansiyel etkiyi yaratacağı belirtildi.
Suriye'den Güney Sudan'a küresel çapta çatışmalar yaklaşık 60 milyon insanı yerinden ederek, mülteci akımlarının 2. Dünya Savaşı'ndan bu yana yüzde 50 artmasına neden oldu.
Paris'te geçtiğimiz yıl gerçekleşen saldırılar ve Ortadoğu'dan Güney Çin Denizi'ne uzanan fay hatlarıyla birleştiğinde bugünün dünyasının, Soğuk Savaş'tan bu yana siyasi istikrarın en az olduğu dönem olduğu söylenebilir.
Özellikle Çin ekonomik büyümesine dair korkular ve gittikçe daha sık ortaya çıkan aşırı hava koşulları anketin 11 yıllık tarihinin en geniş çaplı risklerini oluşturdu.
Önceki yıllarda yapılan araştırmaların bir numaralı risk faktörü genelde ekonomik tehditler olurken, ilk defa geçtiğimiz yıl devletler arası çatışmalar listenin tepesinde yer almıştı.
Zirveye katılacak isimlerden birisi olan İngiltere Maliye Bakanı George Osborne, 2016'nın "yeni tehditlerden oluşan tehlikeli bir kokteylle" başladığını söyledi.
20-23 Ocak'ta gerçekleşecek Davos toplantıları, İran ve Suudi Arabistan gibi sıcak bölgelerin dışişleri bakanlarını bir araya getirmenin yanı sıra ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden'ın da dahil olduğu büyük bir ABD delegasyonuna ev sahipliği yapacak.
Kuzey Kore'ye yapılan davet ise geçtiğimiz hafta Birleşmiş Milletler yasağını delerek nükleer silah test etmesinin ardından geri çekildi.
SİBER RİSKLER BİLİNMEZİ
Davos koridorlarında Ortadoğu'nun sorunları, Çin'deki piyasa çalkantıları ve düşük petrol fiyatlarının konuşulması bekleniyor.
Fakat raporda değinilen uzun vadeli endişeler daha çok fiziki ve toplumsal eğilimlere, özellikle de iklim değişikliğinin etkileri ile su ve gıda yetersizliği üzerine yoğunlaşıyor.
Her ne kadar geçtiğimiz ay Paris'te yapılan iklim zirvesi, yatırımcıların kömür enerjisini güneş enerjisi ve rüzgar değirmenleriyle değiştirmek için trilyonlarca dolar harcamalarına yönelik bir sinyal olsa da bu yalnızca ilk adım.
Firmalar için kömürden yeni enerjiye geçiş süreci özellikle siyasi istikrarsızlığın projelerde iptal ve aksama riskleri oluşturmasından dolayı henüz belirsiz.
Bilinmezlerden bir tanesi ABD, Japonya ve Almanya'nın da dahil olduğu ülkelerdeki firmaların, operasyonlarına yönelik büyük bir risk olsa da, listenin tepesinde yer almıyor.
Rapor 750 uzman ve karar alıcıyla önümüzdeki 10 yıllık süreçte etki ve olasılık bakımından 29 küresel riski analiz ediyor.
Haberin orijinali için tıklayınız: Bu haber, linkleri yukarıda belirtilen haber ya da haberlerden derlenmiştir. Tam çevrilmiş metin olmayabilir.