SDR, ya da uzun adıyla Özel Çekme Hakları (Special Drawing Rights), IMF tarafından uluslararası likidite talebindeki artışa karşılık verebilmek amacıyla yaratılmış özel bir uluslararası rezerv aracıdır. Üye ülkelere bu kanalla IMF’deki normal çekme haklarından ayrı bir dış rezerv sağlanması amaçlanmıştır. Normal çekme haklarından farklı bir statüye sahip olup bu hak üye ülkelerin tercihine bırakılmıştır. SDR genel olarak, bir hükümetin diğer bir üye ülkenin merkez bankasından, onun ulusal parasını çekmesine imkan veren bir hak olarak tanımlanabilir.
Esasen SDR, 1969 yılında IMF üyesi ülkelerin o zaman Bretton Woods adlı sabit kur sisteminde döviz rezervi yerine kullanabilecekleri bir hak ve bir ödeme aracı idi. Bretton Woods sisteminin uygulandığı dönemde ülkelerin kıt döviz ve Altın rezervleri nedeniyle döviz konusunda sıkıntı yaşayan ülkelerin Dünya ticaretinde kullanabilmesi için yaratılmıştı. 1973’de Bretton Woods sisteminin çöküşünün ardından gelişmiş ülke para birimlerinin dalgalı kur sistemine geçiş yapması ve büyüyen sermaye piyasalarının etkisiyle dövizle borçlanabilme imkanının artması SDR’a olan ihtiyacı azalttı. Bugün ise bir döviz sepeti gibi yeniden tanımlanmış olarak Dolar, Euro, Pound ve Yen gibi güçlü para birimlerinden oluştu. Son olarak IMF’in yaptığı değerlendirme toplantısında Çin para birimi Yuan’da sepete eklenmiş oldu. Türkiye’nin ise 1.5 milyar Dolar kadar çekme hakkı bulunuyor.
Bir ülke parasının SDR’a dahil edilebilmesi için 2 koşulun gerçekleşmesi gerekiyor.
- Ticaret hacminin son 5 yılda en yüksek değere ulaşması para biriminin üye ülkeler arasındaki dış ticaret işlemlerinde kullanılıyor olması
- Ülke parasının serbest dolaşımının var olması
SDR’lar nasıl çalışıyor:
Örneğin bir ülkenin Dolar talebi olduğunda elindeki SDR’leri ABD Merkez Bankası’na devrettiğinde bunları devralan merkez bankası, SDR karşılığı kadar Dolar’ı, talep eden ülkeye transfer etmekle yükümlü olmaktadır. Bu işlem sonucunda da SDR ile Dolar elde eden ülke ABD’ye IMF aracılığıyla bir faiz ödemesinde de bulunur. SDR programına katılmış olan her üye ülke diğer üye ülkelerin kendisine devredeceği SDR’ları kabul etme zorunluluğu vardır.
IMF yönetim kurulu, SDR’ların ne miktarlarda, hangi tarihlerde çıkartılacağına dair 5 yılda bir değerlendirme yapmaktadır ve son duruma göre dolaşımda yaklaşık 300 milyar Dolar kadar SDR’ın piyasada dolaşımda olduğu bilinmektedir. SDR’ların çıkartılması için bir Altın veya döviz karşılığına gerek duyulmamaktadır. Bir kere yaratıldıktan sonra sistemde sonsuz olarak varlığını sürdürürler ve bu anlamda fiziksel bir varlık değildirler.
Bir ülkeye belli miktarda SDR tahsisi yapıldığında IMF, bu ülkeyi, hesaplarında belirlenen miktar kadar alacaklandırmaktadır. Örneğin bir ülkenin diğer bir ülkenin parasına sahip olabilmesi için SDR’lerini ilgili ülkeye devrettiğinde IMF, parayı talep eden ülkenin hesabından talep edilen miktar kadar SDR’yi düşürerek parasını alacağı ülkenin hesabına kaydeder. Bir A ülkesi B ülkesinin dövizine ihtiyaç duyduğu takdirde IMF’deki SDR rezervinden ilgili tutarı B ülkesine devrederek karşılığında ihtiyaç duyduğu dövizi ödünç olarak alabilmekte, döviz ihtiyacı sona erdiğinde elde ettiği tutarı geri verip ödünç verdiği SDR’ı geri alabilmektedir.
Fiziki varlığı olmayan SDR’lerin geri ödeme zorunluluğu da bulunmamaktadır. Bir ülkenin diğer bir ülkenin ulusal parasını elde etmesine imkan vermektedir. SDR’ı devralan ülkelerin toplam miktar ilk tahsislerinin %300’üne üne ulaşıncaya kadar SDR kabul etmek zorundadırlar. Bu miktarın üzerinde kabul edip etmeyeceği yukarıda da bahsettiğimiz gibi ülkenin isteğine bırakılmıştır. SDR, ulusal paraların dalgalı kur rejimine geçişiyle birlikte büyük ölçüde değerini koruyan bir para niteliğine sahip olduğu için uluslararası mali işlemlerde önemli bir hesap birimi görevi yapmaktadır.
Son günlerde adından sıkça söz ettiren SDR’ın bu kadar gündemde olmasının nedeni, IMF’in 5 yıl sonunda yaptığı son değerlendirmede Çin’i de sepete dahil etmesiydi. IMF 30 Kasım’da aldığı karar ile Çin para birimi Yuan’ı da 1 Ekim 2016 tarihi itibariyle sepete dahil ettiğini duyurdu. Böylece Yuan’da IMF’nin rezerv parası haline gelmiş oldu. Çin, Yuan’ın SDR sepetine dahil edilmesi için, ülke çapında reformları hızlandırmış, verileri zamanında ve IMF standartlarına uygun kapsamda yayınlama hedefini ise 8 Kasım 2014’te duyurmuştu. Ayrıca Çin’de bu amaçla tahvil-bono piyasası yabancı ülkelere açılmıştı. Halihazırda istatistiklere göre 189 ülke ve bölgeden şirketin uluslararası hesaplama ve yatırım para birimi olarak kullanılan Yuan’ın sepete eklenmesiyle 1 trilyon Dolar eşdeğeri miktar Çin varlıklarına aktarılacak ve böylece ülkenin para biriminin yabancı yatırımcılar arasında kullanımının hızlanmasına olanak sağlayacak. Ayrıca Dünya’nın en büyük gelişmekte olan ülkesinin finans piyasalarında kabul gördüğü anlamına da gelmiş olacak.
Yuan’ın da eklenmesiyle yeni oluşan sepette ise ağırlıklar şu şekilde belirlendi.
Küresel işlemlerde servis sağlayıcısı olan SWIFT’in verilerine göre uluslararası ödemelerde dünyanın dördüncü en çok kullanılan para birimi olarak Japon Yeni’nin yerini alan Yuan’ın sepetteki ağırlığı %10.92 olurken Yen ve Sterlin’in üzerinde yer aldığını görüyoruz. Euro’nun ise ağırlığının önemli oranda düştüğü gözleniyor.