Yunanistan krizinin patlak vermesi ile birlikte müzakereler sürecinde Yunan hükümetinin yanısıra Yunan halkı da mercek altına alındı. Yunan halkı ülkelerindeki problemlere karşı bazen umursamaz tavrı ile eleştrilere maruz kalırken bazen de halkın yeterince çalışmadığına dair açıklamalar yapıldı. Peki gerçekler söylenenlerle örtüşüyor mu . Yunanistan’da bir işçinin yıllık çalışma saati ortalaması OECD ülkelerinin çok üzerinde. OECD ülkelerinin yıllık çalışma saati ortalaması 1788 saat iken Yunanistan’da bu süre 2037 saat. Türkiye’de çalışan bir kişinin part time işler de dahil olmak üzere işte geçirdiği yıllık süre ise 1887 saat. Veriler karşılaştırılınca Yunan halkının saat bakımından bizden çok çalıştığı görülüyor. Yunan halkı bu kadar çalışırken uzun süredir ekonomik sorunlar mücadele etmek zorunda kalmasının sebebi ne sorusu akıllara geliyor.
Yunanistan’ın neden borcu var ?
Yunan halkı saat bazında çok çalışmasına rağmen verimlilik konusunda aynı performansı gösteremiyor. Yunanistan halkının çalışmasıyla ülke büyümesine yaptığı katkı OECD ülkeleri ortalamasından düşük seviyede. Bunun sebebi de Yunanistan’ın hizmet sektörünün yoğun olduğu bir ülke olması. Yunanistan’ın GSYİH’nın yüzde 80’ini hizmet sektörü, yüzde 16’sını sanayi sektörü, yüzde 4’ünü ise tarım sektörü oluşturuyor. Sanayi üretiminin ülke içerisindeki payının az olması nedeniyle ihracat hacmide düşük.
Yunanistan’ın ekonomik görünümü ve ülkenin faaliyetlerinin sektörel dağılımları nedeniyle ülke olan borcunu devinimini sağlayamıyor. Dünya’nın en borçlu ülkesi olan Japonya’nın borcunun GSYİH’ya oranı yüzde 230. Yunanistan ise listede yedinci sırada yer alıyor ve ülke borcunun GSYİH’ya oranı yüzde 177.
Avrupa’da görünüm
Listede dikkat çeken detaylardan biri de Portekiz ve İrlanda’nın borçlarının GSYİH oranlarının yüksek olması. İrlanda yüzde 123 ile ilk sıralarda yer alırken GSYİH’da hizmet sektörünün payı yüzde 70 Portekiz’in ise borcuna karşılık GSYİH oranı yüzde 130 seviyesinde ve sektörel dağılımda hizmet sektörü yüzde 74’lük bir kısmı oluşturuyor. Avrupa Merkez Bankası’nın parasal genişleme hamlesi ile sanayi sektöründe faatliyet hacmi büyük olan ülkeler Euro’nun değer kaybı ile birlikte ihracat konusunda gelişim sağladılar. Hizmet sektörü ağırlığı bulunan ülkeler ise parasal genişleme hamlesinden beklenilen verimi şuanlık alamadılar. Uzun yıllardır mali krizden kurtulamayan Yunanistan’ın Avrupa Birliği’nde kalması sağlansa bile ilerleyen dönemlerde diğer Avrupa ülkelerinde de benzer problemler yaşanabilir.
Kreditörler tarafından defalarca tekrarlanan sürdürülebilir taslak isteğinin sağlanması bile aslında Yunanistan’ın problemlerine tabandan bir çözüm olamayacağı söylenebilir. Kreditörlerin çağrısına yeni bir reform taslağı hazırlayarak çalışmalarına devam eden Yunanistan özellikle halkın genel harcamalarındaki vergi yükünün artırılmasına ve emeklilik reformlarına yoğunlaşıyor. Ülkedeki daralma sebebiyle işsiz genç nüfusun çokluğu ve halkın yaşamında önemli bir yere sahip olan emeklilik ücretlerinde yapılacak reformlar ise halkın tepkisini çekebilir.