Merhaba,
Geçenlerde bir yazı okurken dikkatimi çekti, biraz araştırdım, sizlerle paylaşmak istedim, bir de bu açıdan baktığımızda ekonomik tabloya ilişkin görünümü değerlendirmek açısından faydalı olabileceğini düşündüm.
Türkiye 2002-2007 arasında %7’lere varan bir büyüme gerçekleştirdi. Buna karşın 2007-2014 arası ortalama büyüme %3,3 olarak gerçekleşti.
2002-2015 arası ortalama büyüme %4,7 seviyelerinde gerçekleşti. Peki Dünya’da aynı dönemdeki ortalama büyüme oranı ne oldu ? Söyleyeyim %6,3.
Türkiye, kabaca yıllık ortalama %5 civarında büyümediği takdirde ne Dünya ekonomileri sıralamasındaki yerini koruyabilmekte ve ne de işsizlik oranında iyileşme sağlayabilmektedir.
Önümüzdeki dönemde bunun pek mümkün olmadığını öngörürsek yanlış olmayacaktır.
Türkiye, bundan 20 yıl önce Dünyanın 16. Büyük ekonomisi iken, 2015 yılında 18. ve güncel olarak da 19. sırada yer almaktadır.
Korkarım büyümede iyileşme sağlanmazsa en büyük 20 ekonomi listesinden düşmemiz kaçınılmaz olacaktır.
2015 Dünya Refah Seviyesi Araştırmasında (The Legatum Prosperity Index) Türkiye 142 ülke içinde 78. sırada yer almaktadır.
Bu sıralamada 77. ülkenin Botswana , 76. ülkenin Dominik Cumhuriyeti , 66. ülkenin Kırgızistan, 61. ülkenin Sri Lanka olduğunu söylersem durumun vahameti belki biraz daha net anlaşılabilir.
Aynı listede Norveç 1. sırada, İsviçre 2. sırada yer alırken ABD ise 11. sırada yer almaktadır.
Sözü edilen liste hazırlanırken ülkelerin ekonomi, güvenlik, sağlık, insani özgürlük, eğitim gibi kriterleri değerlendirilmekte ve bunlardan alınan puanlara göre liste oluşturulmaktadır.
Bir söz de servet bölüşümü adaletsizliği üzerine söyleyelim.
Research Instutide On Turkey raporuna göre 2002 yılında Türkiye’deki en zengin %1’lik nüfus toplam servetin %39.4’üne sahipken ülkenin geri kalan %99’luk kesimi Türkiye’deki toplam zenginliğin %60.6’sını elinde bulunduruyordu.
Günümüze geldiğimizde ise Türkiye’deki en zengin %1’lik nüfus toplam servetin yaklaşık %55’ine sahip olduğu, kalan %99 nüfusun ise kalan %45’i paylaştığı görülmektedir.
Credit Suisse verilerine göre 2014 yılı itibariyle Türkiye’deki yetişkin nüfusun %75.3’ünün kişi başına düşen tüm mal varlığı 10 bin doların altında kalıyor.
OECD’nin gelir dağılımı eşitsizliğinde kullandığı Gini endeksine göre Türkiye gelir dağılımı eşitsizliğinde Dünya’da, Meksika’dan sonra 2. sıradadır.
OECD girişimiyle yapılan bir araştırmaya göre 17 ülke içerisinde geçimini borçla sağlayan kişilerin nüfusa oranının en yüksek olduğu ülke Türkiye’dir.
Türkiye’de ayın sonunu getirmek için en az bir kere borç almak zorunda kalanların oranı % 46 faturalarını düzenli olarak ödeyemeyenlerin oranı % 66’dır.
2015 Şubat ayı ile 2016 Şubat ayı arası 1 senelik dönemde Türkiye’de iflas eden/batan esnaf sayısı 79 bin adet olarak kayıtlara geçmiştir.
Gerçi IMF’ye olan borç kapatılmıştır ama 2002 yılında 130 milyar dolar olan borç, 2015 yılı itibarıyla 406 milyar dolara ulaşarak rekor kırmıştır.
Şimdi, yukarıdaki veriler ışığında gönül ülkemiz ekonomisinin gidişatı hakkında olumlu bir şeyler söylemek ister ama maalesef gerçekler böyle değil.
Dolar ne olur ? Borsa düşer mi ? Altın yükselir mi ?
Herşey bir yana ekonomide bozulan tablo iyileşir mi ?
Herkese hayırlı ve mutlu günler dilerim.
Saygılarımla,
Celalettin Güleryüz