Başarısız darbe girişimi ile başlayan TL üzerindeki negatif baskı; OHAL ilanı, yurt içindeki geniş kapsamlı terör operasyonları, kredi derecelendirme kuruluşlarının not indirimleri, Musul gerginliği ve son olarak başkanlık sistemi belirsizliği ile iyiden iyiye arttı ve dolar/tl paritesi 3.1130 ile tüm zamanların en yüksek seviyesine ulaştı. Bu haftaki PPK toplantısında ise TCMB’nin faiz oranı kararını verirken kurdaki yüksek seyri ve oynaklığı dikkate alıp almadığını göreceğiz.
Para politikası kararları enflasyona bağlı kalmaya devam ediyor
Eski başkan Erdem Başçı ile başlayan faiz koridorunda sadeleşme süreci, yeni başkan Murat Çetinkaya ile hızlı bir şekilde devam ediyor. Merkez Bankası koridorun üst bandında art arda yedi indirim yaparak, süreç öncesi 10.25 olan gecelik borç verme faizini yüzde 8.25’e çekti. Tutanaklarda da sıkça belirtildiği üzere TCMB, faiz indirimlerinde küresel gelişmelerden ziyade enflasyondaki seyri dikkate alıyor ve çekirdek-gıda enflasyonu beklentilerine göre faiz indirimine gidiyor. Yani TCMB elindeki araçlar ile enflasyonu kontrol etmek yerine, enflasyon izin verdiği müddetçe faiz indirimine gitmeyi tercih ediyor.
Bu konudaki en büyük baskı kaynağı ise hükümet. Erdem Başçı zamanında sağlanamayan hükümet-TCMB uyumunun Murat Çetinkaya ile birlikte sağlandığını görüyoruz. Ülkedeki yatırım ortamının iyileşmesinde TCMB, hükümete faiz indirimleri ile destek olurken hükümet ise, enflasyon sorunun çözümü için alınan bir takım önlemler ile TCMB’ye faiz indirimi için alan açmaya çalışıyor.
Öncelik gıda enflasyonunda
Yüzde 24 ile enflasyon sepetindeki en büyük kalemi oluşturan gıda ürünleri için, enflasyon sorunumuzun kaynağı diyebiliriz. Sene başında yüzde 12 seviyelerinde olan gıda enflasyonu Rusya’ya olan ihracat yasağı sebebiyle yüzde 5 seviyelerine kadar geriledi. Fakat ilişkiler düzelip ihracat hızlanınca gıda fiyatlarının tekrardan yükselme eğilimine girmesi bekleniyor. Burada ise devreye hükümetin girip gıda fiyatlarını düzenleyici tedbirler aldığını görüyoruz. Yeni Hal Yasası ile tarlada yetişen ürün fiyatının, tüketiciye ulaşana kadar üretim tedarik zincirinde 5-6 kat artmasının önüne geçilmesi planlanıyor. Dağıtım kanalları başta olmak üzere zincirin bütün halkalarına yönelik tedbirlerin hayata geçirilmesi ve Gıda Komitesi’nin ürünlerdeki arz fazlası veya açığını önceden bildirerek ilgili Bakanlıklar düzeyinde yapısal tedbirler alınması sağlanacak.
Gıda Komitesi’nin yapısının değiştirilip sekreteryasının TCMB’ye devredilmesinin ardından bir diğer önemli düzenleme de enflasyon sepeti için yapılacak. Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi, enflasyon sepetinde gıdanın yüzde 24’lerde olan ağırlığının yüzde 20’nin altına indirilerek, gıda fiyatlarındaki artış ve azalışların enflasyon oranında yarattığı değişimlerin önüne geçileceğini söyledi. Son 10 yılda enflasyonun ortalama 3 puanının gıdadan kaynaklandığını göz önünde bulundurursak bu konuda alınacak tedbirler oldukça önem arz ediyor. Fakat henüz tam anlamıyla hayata geçirilmemiş düzenlemeler sebebiyle, hükümetin enflasyon sorununa ne denli çözüm olacağı belirsizliğini koruyor.
Kurdaki artış faiz indirimine engel mi?
Türkiye’de kur ve enflasyonun birbiriyle iç içe geçmiş kavramlar olduğunu söyleyebiliriz. Tüketim tarafından baktığımızda, ithal edilen nihai tüketim mallarının fiyatı kurdaki artış sebebiyle yükselecek ve hane halkı satın alma gücü azalacak. Üretim açısından baktığımızda ise ithal edilen hammadde ve ara malı fiyatlarının kurdaki artış ile yükselmesi yurt içi fiyatlarda artışa, yani enflasyona sebebiyet verecek. Ayrıca reel sektörün yüksek döviz borcu düşünüldüğünde, yüksek kur ve oynaklık bu şirketlerin yurt içi mallara zam yapmasını da kaçınılmaz kılıyor. Bu sebeple etkin bir enflasyon mücadelesi için daha stabil ve daha düşük bir kur seviyesi gerekiyor.
Yüzde 8’in üzerindeki enflasyon rakamlarında da TCMB’nin faiz indirimine gittiği düşünülerse, yüzde 7.28’lik enflasyon rakamı sonrası Perşembe günü de üst banttan 25 baz puan indirim yapılması olası gözüküyor. Ancak sadeleşme süreci verilere ve ekonomik konjonktüre bağlı ise faiz indirimlerine ara verilmesi gerekiyor. Fakat bu toplantıda da TCMB büyüme kaygısı ve hükümetin düşük faiz baskısına karşı gelemeyerek risk almaya devam etmesini öngörüyoruz.
Analizlerimizi sürekli takip etmek için buradan kayıt oluşturabilirsiniz
www.isikfx.com