Türk Lirası, yurtiçinde yaşanan politik riskin yükselmesi ve Amerika Merkez Bankasının (FED) 2008 yılında yaşadığı kriz sonrası, para politikasında normalleşme sürecine girmesiyle birlikte yılbaşından bu yana % 12 değer kaybetti. Lira’nın değer kaybı yılın ikinci çeyreğinin başında yaklaşan seçimlerin etkisiyle % 17’ye kadar yükselmişti. FED ’in Mart ayında gerçekleştirdiği toplantıda üyelerin yıl sonu faiz oranı beklentilerini % 1,5 seviyesinden % 0,625 seviyesine revize etmesi sonrası gelişmekte olan ülke para birimlerinin değer kazandığını gördük. Ancak, Lirayı kırılgan beşli (Türkiye, Brezilya, Güney Afrika, Endonezya, Hindistan) olarak adlandırılan ülkelerin para birimleriyle karşılaştırdığımızda Brezilya Real’i ile birlikte negatif ayrıştığını görüyoruz. İki ülkenin makroekonomik görüntüsünde FED’in normalleşme süreci ve kendi içinde yaşadığı sorunlar nedeniyle bozulmalar yaşandı. Yine kırılgan beşli olarak adlandırılan ülkelerle kıyasladığımızda en yüksek enflasyon oranına sahip iki ülkenin Brezilya ve Türkiye olduğunu görüyoruz. Benzer şekilde iki ülke son iki yıl içeresinde önemli ölçüde siyasal istikrarsızlarla mücadele etti. Yaşanılan gelişmeler Lira ve Real’in negatif ayrışmasına neden olurken, özellikle Hindistan’ın pozitif ayrıştığını görüyoruz. Hindistan Rupisinin değeri yılbaşından bu yana değişiklik göstermedi.
Liranın Real ile Liderlik Mücadelesi
Yılbaşından bu yana en çok değer kaybeden para birimi Brezilya Real’i olurken, ikinci sırayı % 12 ile Lira elde etti. Güney Afrika Rand’ı % 6, Endonezya rupisi ise % 7 değer kaybetti. Bu para birimlerinin ortak özellikleri birbirleriyle korale hareket etmesidir. Ancak, bu korelasyon son zamanlarda bozuldu ve ayrışmalar ortaya çıktı. Peki, bundan sonraki süreçte Lira diğer gelişmekte olan ülke para birimlerinin performansına ayak uydurabilecek mi? Mevcut görüntüye baktığımızda, yurtiçinde politik riskin hala daha devam ettiğini görüyoruz. Bu süreç tamamen sonuçlanmadan, Lira zaman zaman geri çekilse de üzerindeki baskı devam edebilecektir. Öte yandan FED’in faiz artışı sürecinden en çok etkilenen para birimlerinin başında Lira geliyor. Her ne kadar FED’in faiz artış oranı yavaş olacak olsa da, Lira ister istemez bu durumdan etkilenecektir. Özetle, Liranın diğer gelişmekte olan ülke para birimleriyle olan negatif ayrışması azalmış olsa da yine de devam ettiğini ifade edebiliriz. Özellikle Brezilya Real’i şimdilik birlikte hareket ettiğimiz para birimi olarak gözümüze çarpıyor. Aynı zamanda bu ayrışmanın henüz sonlanacağına dair elimizde sağlam bir gerekçenin yer almadığını ifade edebiliriz. Öte yandan, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Bugün (TCMB) faiz kararını açıklayacak. Faiz oranında herhangi bir değişiklik beklenmiyor, ancak son zamanlarda Lira ’da yaşanan oynaklığın artması TCMB’yi rahatsız edebilir. Bu oynaklığı müdahale edilmesi halinde döviz satım ihale tutarını arttırmak gibi basit araçlar kullanılabilir.
USDTRY;
Hafta başından bu yana yurtiçinde yaşanan saldırılar ve politik riskin zaman zaman yükselmesi sonrası Lira’nın dün % 1 yakın değer kaybettiğini gördük. Dünkü yükseliş sonrası önemli direnç bölgesi olan 2,70 seviyesi aşıldı. Bu seviyenin üzerinde kalıcılık sağlanması halinde Lira’nın zayıf görüntüsü devam edebilir. Mevcut durumda 2,7220 direnç olarak izlenebilir. Bu seviyenin aşılması halinde yükselişler 2,7380 – 2,7490 seviyelerine doğru devam edebilir. Son 6 aylık sürece baktığımızda paritede yaşanan geri çekilmeler alım fırsatı olarak değerlendirildi. Aynı senaryo önümüzdeki süreçte de tekrarlanabilir. Olası geri çekilmeler için 2,700 – 2,6820 seviyeleri takip edilebilir. Bu bağlamda baktığımızda ayrışmaların devam etmesi önemli olabilecektir. Öte yandan Lira’nın negatif ayrışması devam ediyor bu ayrışma bir miktar daha takip edilebilir. Bu bağlamda baktığımızda Lira’nın üzerindeki baskı devam edebilecektir.