Basitçe spekülasyon elmayı zamanında 3’e alıp vakti geldiğinde 5’ e satmaktır. Bu açıdan spekülasyon bir ticaretmiş gibi görünebilir ancak değildir; spekülasyonun temelinde fırsatçılık yatar. Ticaret süreklidir, örneğin ekmek ticareti doksan kuruşa alırsınız bir türk lirasına satarsınız. Her gün satarsınız, kar düşüktür fakat süreklidir. Spekülasyon ise dönemseldir, geleceği ilgilendirir.
Gelecek yoksa spekülasyon da yok demektir.
Örneğin Borsada hisse alırız; çünkü gelecekte aldığımız hissenin primleneceğini düşünürüz. Prim yapacağına inanırız. Herkes ısrarla satın almak istediğinde sattığımızda para kazanırız.
Bir de spekülatör vardır, spekülasyon işinin hakkını veren adamlara spekülatör denir. Kolay gibi görünür fakat dünyanın en zor mesleklerinden biridir diyebilirim. Spekülatörler yani çalışmadan para kazanan, paradan para kazanan adamlar gibi düşünülürler oysa öyle değildir, spekülatörler de çalışır ama farklı çalışırlar.
Kim sürekli kazanmak istemez ki? Kim Amerikalı ünlü döviz spekülatörü George Soros’a veya Warren Buffet’ a özenmez ki? (Warren spekülatör değil yatırımcı mıydı? Ben warren için salt bir yatırımcı diyemem)
Bu yıl aynı zamanda arkadaşım olan, temel iktisat bilgisine hayran olduğum ekonomist Mustafa Öztürk’ün spekülasyonlar ve spekülatörler üzerine yazdığı bir kitabı yayına çıktı. Okuma fırsatınız oldu mu bilemiyorum, ben okudum, hatta elimde kağıt kalem bazı bölümlerden notlar çıkararak okudum.
Mustafa Öztürk bunu nasıl başarmış bilemiyorum ama “Spekülatör” adlı kitabında spekülasyon ve yaşam üzerine sizi iki yüz katlı bir binanın en alt katından alıp en üst katına çıkarıyor ve orada bırakıyor, sınırları zorluyor. Abartıyor diyeceğim geliyor ama abartmıyor. Sadece bize gerçekte çok uzak olduğumuz ama var olan hayatları getiriyor. Bizi onlarla tanıştırıyor.
Spekülatör’ün baş kahramanı En Karyo Vohan. Bildiğiniz tüm spekülatörleri hatta despot liderleri bile unutun bu adam tam anlamıyla bir baş belası. Şuana kadar tanıdığım gerçek veya gerçek dışı en farklı karakter diyebilirim. Mustafa Bey’in böyle bir karakteri oluştururken kimden esinlenmiş olabileceği benim için ciddi merak konusu oldu. Kendisine sordum kurgusal bir karakter dedi ama hemen ardından ekledi gerçekler olmasaydı kurgular yapılamazdı diye.
Toparlarsam ben bir borsacı olarak elimden düşüremeden okudum, kitapta “hadi ya bu da böylemi imiş” diye hayretler içerisinde kaldığım birçok yer oldu.
Spekülasyon neye denir biliyoruz; pekâlâ Spekülatör kime denir?
Mustafa Öztürk yazmış, onun spekülatörüyle tanışmadan birine spekülatör dememenizi tavsiye ederim.
Sevgiyle Kalın.
Esra YILMAZ