2008 krizinden bu yana arada yaşanan yol kazalarına rağmen ABD hisse senedi piyasaları muhteşem bir yükseliş performansı sergiledi. Şimdilerde “S&P500” 2175 endeks seviyesinde yorgunluk emareleri gösterirken küresel merkez bankalarının negatif faiz politikası ile beklenen düzeltme bir türlü gerçekleşmiyor. Yurtdışı piyasalarda yorumcular hisse senedi piyasalarında yükselişi “TINA” geri döndü olarak özetliyor. TINA (There is no alternative to US stocks) evet Amerikan hisse senedi piyasaları alternatifsiz olmayı sürdürüyor.
Avrupa bölgesinde kolay para politikaları henüz istenen ekonomik sonucu vermez iken en son İngiltere’nin Birlikten çıkış kararı tuz biber oldu. Amerikan ekonomik verileri bir ay iyi bir ay kötü, büyüme zayıf şimdi bir de Temmuz ayı istihdam rakamı sürpriz yapabilir?
Piyasalar endişeli tahminler tutmuyor ama faiz artırımı her toplantıda FED’in masasında yerini alıyor. Rezerv para birimine sahip lokomotif Amerika işin işinden çıkamıyorsa diğerleri ne yapsın? Son sekiz senede olduğu gibi FED sıkılaştırma politikası içinde denemeler yapıyor “piyasalar” olumsuz tepki verdiğinde ise geri adım atıyor.
Birtakım ekonomistlerin FED faiz artırım sürecine istihdam piyasasının zirve yaptığı şirket bilançolarının iyileştiği ve küresel ekonominin ılımlı denebilecek ekonomik büyüme ortamında olduğu 2015 ortalarında başlamalıydı görüşüne katılıyoruz. FED geç kalarak zamanlama hatası yaptı ve küresel ekonominin yavaşladığı, İngiltere’nin Avrupa Birliği’nden çıktığı ve Amerikan genel seçimlerinin yaklaştığı 2016 sürecin devamı için hiç uygun görünmüyor.
Amerika’da son üççeyrekte hisse senedi piyasalarında şirket bilançoları geriliyor. Buna rağmen düşük tahminlerin üzerinde gelen kar rakamlarına aman ne güzel yatırıma devam diyerek seviniyoruz. Sonuçta, 2008’de kolay para politikaları ile başlayan süreç bugünlerde “negatif faiz” ile devam ederken getiri anlamında alternatifsizlik balon yaratıyor.
Önemli bir gösterge olarak S&P’de opsiyon piyasasında oynaklığı gösteren Chicago Board Option Exchange (CBOE) volatilite endeksi 20 yıllık tahvil fonlarının volatilitesinin altına geriledi. Grafikte geçmiş dönemde bu iki endeks arasındaki ilişkide bir süre sonra S&P’de opsiyon volatilitesinin artarak tahvillerin üzerine çıktığı gözleniyor. S&P opsiyonlarında volatilitenin artması satıcıların kısa süreliğine de olsa kontrolü ele geçirmesi anlamına geliyor.
Sonuç olarak, küresel merkez bankalarının yarattığı sanal koşullar ile hisse senedi piyasaları dünya genelinde kısa düzeltmeler ile yükseliş trendini sürdürebilir. Korkumuz ekonomik olarak “zenginlik göstergesi” endeksler aslında sahip olmadığı zenginliğe kendini fazla inandırıp sonunda hayal kırıklığına uğramasın. Lafı uzatmayalım zamanlama her şey biliyoruz ancak takdir edersiniz ki anormal piyasa koşulları içerisinde elinde derya veri seti olan merkez bankaları dahi ekonomik öngörülerinde zorlanırken biz de endeksler de geri çekilmenin zamanlaması konusunda zorlanıyoruz. Öte yanda er ya da geç kendilerine bir bahane bulup kısa vadeli bir düzeltme yapmazlar ise daha derin bir düzeltme ile geri dönüş muhteşem olabilir.