Mart ayına Dünya’dan PMI verileri ile hızlı bir giriş yaptık. Öncellikle belirtmeliyiz ki PMI yani satın alma yöneticileri endeksi, büyüme oranlarına yönelik bir öngörü oluşturması açısından olduça önemli kabul edilir. Bu doğrultuda, satın alma yöneticileri endeksi, mal ve hizmet satın alma eğilimlerini ifade ettiğinden kaynaklı olarak, yatırımcıların ekonomide canlılık var mı yok mu ? sorusuna verdiği en güzel cevaptır ve kıstas 50 olarak kabul edilir. Yöneticilere yapılan bu anketin 50 üzerinde çıkması canlanma belirtisi olarak kabul edilebilir ancak, önceki döneme göre daralma yaşanıp yaşanmadığına ya da beklentiye göre nasıl bir performans olduğunu iyi incelememiz gerekir.
Avrupa ekonomisine dair verileri incelediğimizde...
Son dönemde Avrupa ekonomisine dair PMI verilerinde ciddi bir kırılma yaşandığını görmekteyiz. Hem hizmetler, hem imalat, hem de bileşik(composite) PMI’larda yaşanan gerileme oldukça dikkat çekici düzeyde. Avrupa ekonomisinin lokomotifi konumunda kabul edilen Almanya’nın ise, 2010 yılından itibaren yaşadığı coşkulu dönemin artık eskisi gibi olmadığını ve Avrupa ekonomisinde yaşanan girdabın için Almanya’nın da sürüklendiğini görüyoruz. Ya da Almanya’nın da eski gücünde olmaması, bu girdabı yaşatan diğer bir unsur olarak da bahsedilebilir. Bu ekonomide yorulmanın işareti olarak görülüyor. Ekonomik müdahalelere göre PMI verisinde de daralma yada genişleme görebiliyoruz. Avrupa’daki canlanmaya yönelik alınan önlemlerin ise, şuan tam olarak ılımlı bir etki yaratmadığını bu veriden de net bir şekilde takip edebiliyoruz.
Açıklanan verilerin ayrıntılarında, Almanya İmalat PMI verisinin beklentilerin hafif üzerinde 50.5, İtalya İmalat PMI 50.2, Üretim PMI 52.2 olarak açıklandı. Fransa İmalat PMI ise, oldukça düşük düzeyde kalmaya devam ediyor. Veri son zamanlarda, Paris olayları sonrası önemli bir bozulma yaşamıştı. Bu veriler Draghi’nin umduğu düzelmeyi gösterecek düzeyde değil ve son bir yıllık periyotta yukarı yönlü bir ivme olsa da hızlı bir şekilde kırılış yaşandığını görmekteyiz.
Bir diğer parantezi de İngiltere’ye açmakta fayda var. Son dönemde Brexit karmaşası ile, Sterlin’de yaşanan değer kayıpları dikkatleri çekiyor. İş ortamı güven endeksi ve PMI verilerini birlikte ele adlığımızda ciddi bir geri çekilme yaşadığımızı görüyoruz. Bu durumda hem ekonomide yaşanan bozulmaların hem de siyasi etapta yaşanan panik havasının etkili olduğu söyleyenebilir.
Çin ve ABD’yi bir arada alalım...
Çin ekonomisinde biliyoruz başlı başına büyümeye yönelik endişeler piyasada önemli fiyatlamalar yaratıyor ve bu nedenle ekonomik ve mali görünüm açısından alınan önlemlerin etkisi, ekonomiye nasıl yansımalar yapıyor analizini PMI verilerinden yapabiliriz.
Grafikte Çin ekonomisindeki İmalat PMI endeksindeki son bir yıllık sürecin hiç de iç açıcı olmadığını görmekteyiz. Bu tablo canlanmanın hala gözle görülür netlikte olmadığını ifade ediyor. Bu gece açıklanan veride ise, 48.0 seviyelerinde geldi ki, imalat sektörün önemli göstergelerinden bir tanesidir.
ABD’den ISM imalat verisi bekleniyor
Son dönemde ABD’den oldukça önemle takip edilen, ISM imalat endeksinin 50’nin altında kalıcılık sağladığını görmekteyiz. Bu düşüşte, özellikle petrol fiyatlarında yaşanan aşırı düşüşün etkili olduğu önemli bir temel neden olarak söylenebilir. Enerji ve ham madde fiyatlarındaki sert düşüşler de bu tabloda oldukça etkili oluyor. Diğer yandan küresel ekonomideki zayıf talep ve güçlü dolar etkisi de diğer negatif unsurlar arasında.
Özellikle Kasım, Aralık ve Ocak ISM imalat PMI verileri, ABD’de daralma sinyalleri vermeye devam ediyor. Şubat verisi ise, saat 17:00 itibariyle açıklanacak. Beklentiler de oldukça düşük seviyelerde tutulmuş. Dün açıklanan Chicago PMI verisi ise, son 1 yılda karışık seyir izlemeye devam ediyor.
Analizlerimizi sürekli takip etmek için buradan kayıt oluşturabilirsiniz
www.isikfx.com