Küresel piyasalarda son günlerde fiyatlanan iki önemli gelişme: Fed ve Ukrayna.
Dünya borsaları 2022'ye satışla başladı ve geçen haftayı da düşüşle kapattı. Borsalardaki düşüşte Fed'in payı elbette ki büyük, çünkü komite bu yıl için 4 faiz artışı öngördü ve hızlı davranmak gerekebilir diyerek Mart için de ilk sinyali verdi. Çarşamba günü yapılacak FOMC toplantısında bu yöndeki mesajların daha da netleşmesi beklenirken son günlerde faiz fiyatlamalarındaki artış dikkat çekiyor. Enerji ve gıda başta olmak üzere maliyet artırıcı gelişmeler ve yüksek enflasyon nedeniyle Fed'in Mart'ta beklenen 0,25 bp üzerinde faiz artışı yapacağına dair beklentilerin artması da borsaları baskılıyor.
Jeopolitik fiyatlama ise Ukrayna üzerinden ABD ve Rusya gerginliğinin artması. Rusya, Ukrayna sınırına asker gönderdi. ABD ve İngiltere ise olası bir hamlenin karşılığında sert yaptırımların uygulanacağını açıkladı. Rusya ise kendini savunarak yanlış bir hamlede bulunmadıklarını belirtiyor. Yani güçler savaşında bu defa Ukrayna bahanesi var ve büyükler yine karşı karşıya.
Batı ve Rusya arasındaki gerilim nedeniyle RTSI bu ay %20'ye yakın geriledi ve endeks son iki ayın en düşük seviyesine geriledi. Rusya tarafındaki düşüş haliyle diğer endekslere de sirayet ediyor. Geçen hafta belirttiğimiz gelişmeler nedeniyle BİST 100 de %5 değer kaybetti. Bugün endeks %3 düşüş yaşıyor. Malum akışa ek olarak yurt içinde doğal gaz ve elektrik sorunun olması da sanayi, petro kimya ve makine endekslerinde düşüşe neden oluyor. Yetkili kurumlar sorunun İran hattındaki arızadan kaynaklandığını belirtirken özellikle muhalefet yetkilileri asıl sonunun arzdan kaynaklandığının altını çiziyor. Neticede vatandaşı, bu kesintilerin firmaların üretimini düşüreceği, ihracat ve yurt içi satıştaki lojistiği aksatacağı ve nihayetinde tüketiciye zam olarak yansıyacağı gerçeği ilgilendiriyor. Zaten dünyada artan maliyetlere kur da eklenince vatandaş zamdan nasibini ziyadesiyle almışken her sorunun maliyet olması kamburu büyütmekten başka bir yola çıkmıyor.
Küresel ve yurt içi piyasalar haftaya satıcılı başladı. Haftanın devamında FOMC tüm piyasaların öncelikli takip edeceği gelişme olurken bizde ise Perşembe günkü enflasyon raporu öne çıkacak. Kavcıoğlu, başkanlık dönemindeki sunumlarında hem enflasyonda düşüş beklediklerini söyledi hem de enflasyon tahminlerini yükselttiklerini açıkladı! 28 Ekim'de yapılan son sunumda 2021 yıl sonu için öngörülen enflasyon oranı %18,4 idi. Fakat enflasyon 2021'de %36'ya çıktı. Tahminlerin iki katı yükseldi! Yine son sunumda 2022 yıl sonu için tahmin edilen enflasyon oranı %11,8 idi. Kasım ve Aralık aylarındaki kur etkisinin enflasyona yansıması devam ederken ve gerek ÜFE gerek Tarım – ÜFE gerekse diğer göstergelerdeki yükseliş sürerken %11,8 iyimser bir tahmin olmanın ötesine geçiyor. Merkez bankalarının tahminleri ve gerçekleşen oran arasındaki farkın bu kadar yüksek olması hesaplanabilirlik, ölçülebilirlik ve analiz edilebilirlik gibi başlıklarda bir sorun olduğu anlamına gelir. Temenni başkadır gerçeklik başkadır ve Merkez Bankası hem yıl sonu hedeflerinde büyük sapmalar yaşıyor hem de %36'ya çıkmış bir enflasyona karşın halen %5 orta vade hedefini kullanmakta ısrar ediyor. Bu durum güven kaybına neden oluyor. Daha gerçek bir ifade, işin ciddiye alındığını, zorlukların görüldüğünü ve bir şeyler yapılacağı düşüncesini sağlar. Oysa böyle olmuyor. Dolayısıyla son sunum gibi bir sunumun TL'ye iyi gelmeyeceğini düşünüyoruz.
Bir diğer konu ise Hazine Bakanı Nebati'nin son toplantısına dair. Kulislerde bakanın kurda yakın zamanda önemli düşüşler olacağına dair açıklamaları konuşuluyor. Fakat bu düşüş neden kaynaklanacak? Nasıl olacak? Düşerken neler kaybedilecek ya da ne kazanılacak? Dövizdeki düşüşü müdahale ile yapmak sadece zaman kazandırır ki bunu çok defa gördük. Fakat böyle bir beklenti varsa bunun gerekçesi de makul olmalı. Sonradan daha büyük zararlara neden olacak geçici tamponlar zaten bugünlere neden oldu. Bundandır ki reform der her ekonomist...
Fiyatları değerlendirdiğimizde:
ABD 10 yıllık tahvil getirisindeki oynaklık azaldı, oran bu hafta %1,72'ye geriledi. Geçen hafta tahvildeki hareketliliğe karlın zayıf kalan ABD Dolar Endeksi 96,0 yolunda. Gösterge endekste 97,50 kritik direnci altında 96,80'ni izleyeceğiz.
Altın tahvile karşın büyük güç savaşından nemalandı ve bu hafta yeniden 1.840 denemesi yaptı. Düşüşlerin sınırlı kaldığı ve Fed'in sahnede belirginleşeceği dönem öncesi alım isteği devam edebilir.
USD/TRY kurunda rekor sonrası düşüşün ardından gelen yükselişte 13,80'ler ısrarla korundu. Geçen hafta ise fiyat 13,50'lerde dengelendi. Bu hafta fiyatta 13,50 altı hareket var ve biz kısa vadeli periyotta 12,70'i ilk destek olarak izliyoruz. Kurda alımların güçlenmesi içinse 14,80'i önemli görüyoruz.