Ocak ayını düşüşle kapatan ons altın, bu ay %1 primli ve fiyat 1.820 dolardan geçiyor. Altın fiyatlarında yükseliş çok belirgin olmasa da yukarı doğru bir istek var. Bunu fon girişlerinden de görebildiğimiz gibi nedenlerine baktığımızda;
Enflasyon elbette ki en önemli neden. Pandemi sürecinde genişlemeci para politikası uygulayan önemli merkez bankaları şimdi rekor seviyelere çıkan enflasyonla mücadele etmek için sıkı para politikasına hazırlanıyor. Fakat reel faizin ekside olması ve enflasyonun da yüksek kalmaya devam etmesi altını cazip kılıyor.
Bir diğer önemli etken ise ara ara kendini gösteren jeopolitik riskler. Ocak ayında Batı ve Rusya gerginliği ile 1.854 dolar denemesi yapan fiyat yine 1.780 dolara geriledi. Bu ay ise fiyatta 1.824 dolara yükseliş görüyoruz. ABD, Rusya'ya karşı sert ifadeler kullanırken Fransa ise diplomasiyi dikkate aldı ve liderlerin görüşmesi oldu. Ancak Avrupa'da ciddi krize neden olan doğal gaz sorunu üsluba dikkat gerektiriyor. Bu nedenle tansiyonun yükseldiği yerlerde tekrar düşürücü açıklamalar devreye giriyor. Altın da haber akışına bağlı seyir izliyor. Ancak görünüm pozitif.
Biz kıymetli metalde Fed başta olmak üzere merkez bankalarının sıkılaşma adımlarını güçlendirmesi ile ivme kaybının görülmesini bekliyoruz. Elbette jeopolitik ya da farklı gelişmelerin yaşanması fiyatlamayı değiştirebilir. Şimdilik altında görünüm olumlu ve grafikte de görüldüğü üzere hareketli ortalama seviyeleri üzerinde bir seyir var. Bu durumun korunmasıyla alımlarda 1.835 ve 1.876 dolar dirençlerine doğru hareket devam edebilir. Düşüşten bahsedebilmemiz için önce 1.780 dolar altına gerileme olması gerektiği görüşündeyiz. Bunun için de Fed'in aksiyonlarının önemli olacağını düşünüyoruz.
Piyasalar Mart ayında Fed'in 25 baz puan artış yapacağını %100 fiyatlarken oranın 50 baz puan olma olasılığını da %30'a çıkardı. Perşembe günü açıklanacak enflasyon oranının %7,3 ve üzerine çıkması hem altını desteklemeye devam edebilir hem de 50 baz puan olasılığını artırabilir. Bu nedenle ilk tepki altın pozitif kalabilir.
Bir de tahvil ve endeks tarafı var ki son derece ayrı ilerliyor. 10 yıllık tahvil getirisi bugün %1,94'e çıkarak 2 yılın zirvesini gördü, Dolar endeksi ise 96,0 seviyesi altında zayıf seyir seyir izliyor. Tahvilde %2 direncinin aşılması durumunda hisse senedi piyasasında oynaklık artabilir ve dolar göstergesinde de yükseliş görülebilir.
Onstaki iyimser görünüm gram fiyatına da olumlu yansıyor. Gram altın bu ay %3,5 primli ve bileşenlerden dolar kurunun etkisi daha fazla. USD/TRY bu ay %2,3 primle 13,65 seviyesinden işlem görüyor. Elbette 2021'deki yüksek oynaklığın ardından bu oran son derece düşük, fakat fiyatta 13'lü seviyelerin korunması TL için olumlu değil, olumsuz bir durum. Çünkü 2021'de %80 üzerinde yükselen kurda bu seviyelerde denge kurulması bir nevi dip anlamına gelir ve yıl içinde merkez bankalarının sıkılaşmaya gitmesi, yurt içinde enflasyonun yükselmeye devam etmesi ve her ne kadar 2023 işaret edilse de erken seçim belirsizliği risk yaratmaya devam ediyor. Kurdaki 13,50 yakını sakinlik bir yıl öncesindeki 6,80 sakinliğine benziyor. O dönemde kuru o seviyelerde tutmak için sıkı para politikası uygulanmıştı, şimdi ise faiz dışı araçlar kullanılıyor.
Gram altında uzun vade ve kısa vadeli beklentilerimiz şöyle:
Kısa vadede 771 TL'yi ilk destek noktası olarak izliyoruz. 812 TL direnç basamağı olurken 840 TL ise yükseliş hareketi için önemli seviye konumunda.
Orta – uzun vadede ise 600 TL üzeri güçlü alım bölgesi ve korunması durumunda getiri devam edebilir. Yükselen kanal içinde olan bu seviyenin kırılması ise satışları güçlendirebilir. Şimdilik gram fiyatında görünüm özellikle doların da yüksek seviyede olması nedeniyle pozitif ve onsta da bu dönemde destekleyici fiyatlama ile ilk olarak 812 TL direncine doğru ilerleme devam edebilir.