Brexit referandumu sonuçlarına benzer bir durum yeniden karşımızda. Anketlerin hemen hemen hepsini önde götüren Clinton, Trump tarafından adeta bozguna uğradı. Trump’ın kalesi olarak görülen delege sayısının yüksek olduğu eyaletlerden Texas’ı aldı. Kritik olarak görülen Florida da Trump’ı seçti. Son olarak önemli bölgelerden bir tanesi olan Pensilvanya’yı da alan Trump, delege sayısı farkını daha da açarak, önemli bir zafer kazandı.
Piyasa fiyatlamasında şüphesiz en büyük darbeyi gelişmekte olan ülke kurları yedi. TL’de bu hareketten nasibini alarak, Dolar’a karşı yüzde 4.5, Euro’ya karşı yüzde 6 değer kaybı yaşadı. Seçim öncesinde de yurtiçinde yaşanan gelişmelerle yaralı olan TL, seçim yarışınında büyük bir darbe alarak önemli bir zirve yaptı. Bu etki sadece TL’ye özgü değil, tüm gelişmekte olan ülke para birimleri için geçerliydi. Güney Afrika Randı, Trump etkisiyle meşhur Meksika Peso’su gibi para birimleri yüzde 12 değer kaybı yaşadı.
Bir diğer darbe de endekslerde. Japonya endeksi Nikkei yüzde 5.36, S&P 500 vadeli yüzde 4, Dowjones vadeli yüzde 3 değer kaybı yaşadı.
Akıllara gelen en büyük soru işaretlerden bir tanesi olan FED’in faiz politikası ne olacak ? sorusu ise, piyasaların odak noktası olacak. Trump ile birlikte yüzde 50’in altına inen Aralık ayı ihtimalleri artık yeni bir sürecin başladığına işaret ediyor. Trump ile birlikte FED’in faiz politikası yüksek volatiliteden dolayı 2017’nin ilk çeyreğine ötelenebilir beklentisi fiyatlanmaya başlanabilir. Bu da gelişmekte olan ülkeler için oldukça zorlu bir süreci ve yüksek volatiliteyi beraberinde getirecektir. Kısa vadede önemli bir belirsizliği üzerinde atan ve bir süre daha karmaşık fiyatlamaları beraberinde getirecek bu etkinin, orta-uzun vadede Trump’a yönelik iyimser senaryolar üretilerek piyasaların dengeleneceğini düşünüyoruz.
Trump, yaptığı açıklama ile birlikte piyasaların bir miktar sakinleşmesine neden olsa da, henüz daha ortada net bir durum söz konusu değil. En dikkat çekici olacak noktalardan bir tanesi, ticaret anlaşmaları üzerine olacak. İran ve Rusya ile yakınlaşacağının sinyallerini daha önce veren Trump’ın, Çin ve Avrupa ülkelerine olan tutumu önemli. Bir diğer konu ise, daha önce antipatik söylemlerde bulunduğu Meksika için ne tarz bir duruş sergileyecek ? önemli konulardan bir tanesi bu. Ayrıca serbest ticaret anlaşmaları (NAFTA) ve bu anlaşmanın tarafları arasında yer alacak Türkiye, Kanada ve Meksika’ya yönelik tutum önemli olacak. Yani, ortada bir başkan var ama henüz daha ne yapacağını bilen bir kişi yok. Bunların hepsini zaman gösterecek. Öngörülebilen bir aday konumunda olan Trump’ın en büyük korkulu rüya olmasının temelinde yatan ana sebep ise zaten buydu.
FED konusunda ise, Aralık ayı ciddi anlamda zora girdi. Hatta faiz artırımı ihtimali (FED funds future rates) yüzde 50’lerin altına hızlıca indi. Yani 14 Aralık FOMC toplantısı uzun zaman sonra en hareketli toplantıya işaret edeceğe benziyor. Ayrıca FED üyelerinin Trump’a yönelik her açıklaması yüksek volatiliteyi beraberinde getirecektir. Zorlu ve uzun bir sürece imzasını atan ABD başkanlık seçiminin getirdiği en büyük sonuçlardan bir tanesi de anketlere artık kimsenin güvenmeyeceği olacaktır.
USDTRY
Kurda yukarı hareket Trump ile kendini aşırı derecede hissettirdi. Hem içeride yaşanan dinamikler hem de Trump’ın gelişmekte olan ülkeler açısından önemli bir risk unsuru olarak görülmesi, küresel anlamda önemli bir TL satışını beraberinde getirdi. Elbette ki, FED konusunda bir faiz artırımı ötelenmesi olması durumu gelişmekte olan ülkelere yarayacaktır ancak öncelik fiyatlaması konusunda piyasalar Trump’ı daha büyük bir risk olarak gördüğü ve risk iştahını düşük tuttuğu bir sürecin içerisindeyiz. Dolar endeksi de aynı şekilde geri çekilse de yeniden hızlı bir toparlanmayı beraberinde getirdiğini söyleyebiliriz. Ayrıca bu satış sadece TL tarafında değil, aynı zamanda ZAR, MXN gibi para birimlerinde de görüldü. Keza Asya para birimleri de aynı şekilde bu dalgaya maruz kaldı. Yani Dolar gelişen ülke para birimlerine karşı değer kaybı yaşasa da, gelişmekte olan ülke kurlarına göre daha güvenli bir para birimi olarak tercih edildi. Teknik olarak da, 3.30 seviyesinin görülmesi yeni zirvelerin gerçekleşme ihtimalinin önünü açtı. 3.1700 üzerinde dengelenen kur için, 3.20 seviyesi halen kritik önemde. 3.20 üzerinde 3.2240’lara doğru bir hareketlenme söz konusu olabilir. Geri çekilmelerin sınırlı kalacağını beklesek de, 3.1700-3.1650 ve 3.1585 seviyeleri destek olarak takip edilebilir.
EURUSD
Sürpriz Trump zaferinin ilk şoku kuru 1.13 seviyesine kadar taşırken, sonrasında harekette 1.11 seviyelerine kadar geri çekilme yaşandı. Trump’ın seçim sonrasında yaptığı konulşmada birleştirici olması ve ekonomik planında yüksek mali harcamalar yapacağının sinyalleri kurda gevşemeyi devam ettirdi. Bunun yanında dünya liderlerinden arka arkaya gelen tebrikler ve özellikle Rusya’nın ABD ile ilişkileri onarmak istediğini ifade etmesi Trump ile beraber oluşan korku havasını bir nebze kırmayı başardı. Ancak gün boyu gelecek haberlerle piyasada yüksek volatilitenin devam etmesini bekleyebiliriz. Teknik olarak baktığımızda ise kurda geri çekilmenin devam etmesi halinde 1.0990- 1.0950 -1.0890 önemli destek seviyeleri olarak karşımıza çıkıyor. Kurda toparlanmalarda ise 1.1050 – 1.1100 yeniden gündeme gelebilir.
GBPUSD
ABD’de sürpriz Başkanlık seçimi sonuçları piyasalarda sert hareketlenmeler yaratırken kurda hareketin seçim sonuçlarına diğer kurlara göre bir nebze daha direçli olduğunu gördük. Trump’ın seçim sonrası yaptığı konuşmayla beraber hem mali harcamaların artacağı beklentisi ve yumuşak tonuyla dolar endeksi bi miktar kayıplarını telafi etti. Kurun ise yeniden seçim öncesi seviye olan 1.24 bölgesinde dengeye geldiğini gördük. Bu da kurda fiyatlanmaların daha çok Brexit haberlerine tepki verdiği ve harekette toparlanmaların sınırlı kalabildiğini gösteriyor. Obama yönetimi Brexit sonrasında İngiltere’nin yeni ticari anlaşmalar için sırasını beklemesi gerektiğini söylemesine karşın Trump yeni ticari ilişkilerin öncelikli olabileceğini ifade etmişti. Önümüzdeki dönemde bu anlamda bazı gelişmeler görebiliriz. Teknik anlamda ise kurda yeni gündem oluşana kadar hareket yeniden bu seviyelerde konsolide olabilir. Hareketin yukarı yönlü ivme kazanması durumunda 1.2450 – 1.2500 seviyeleri takip edilebilir. Geri çekilmelerde ise 1.2350 -1.2300 -1.2250 seviyeleri destek olarak çalışabilir.
ALTIN
Altın fiyatları Trump etkisini en çok hisseden yatırım enstrumanları arasında. Trump’ı bir risk olarak öngörülebilir bir aday olarak görmeyen piyasa oyuncuları güvenli liman altına talebini Trump’ın oy farkını açması ile birlikte artırdı. Dolar gelişmiş ülke para birimlerine karşı değer kaybı yaşarken, Dolar endeksi 96.00 seviyesine kadar geriledi. ABD 10 yıllıkları da 1.71’lere kadar düştü. Bunun arka planında ayrıca FED’in Aralık ayında yüksek volatiliteden ötürü faiz artırımı yapamayacağına dair bir fiyatlama da olduğu söylenebilir. 277 Delegeyi toplayan ve başkanlığını kesin bir zaferle ilan eden Trump ise, yaptığı konuşmayla birlikte bir miktar piyasaları rahatlattı denilebilir ancak henüz bunu söylemek için erken. Halen altın tarafında bir miktar daha yukarı ataklar izlememiz olası duruyor. En azından geri çekilmelerin sınırlı olması beklenebilir. Teknik olarak 1306 seviyesi halen önemli. Bu seviyenin üzerinde kalıcılık halinde 1325-1330-1340 seviyelerine doğru hareket devam edebilir. Geri çekilmelerde ise, 1297 altında 1285 desteği önemli olacaktır.
BRENT PETROL
Petrol fiyatları da Trump etkisinden az da olsa nasibini aldı. Burada Trump’ın daha önceki demeçlerinin etkili olduğu söylenebilir. Trump, petrol piyasasında gücünü artırmak, kaya gazı üretimini güçlendirmek, Kanada ile olan petrol sevkiyatını canlandırmak gibi ifadelerde bulunmuştu. Bu durumda yeniden ABD’nin Pazar payında güçleneceği ve üretim konusunda tam gaz devam edeceğine yönelik bir algı oluşturdu. Ayrıca çevreci bir aday olarak görülmeyen Trump’ın, petrol piyasasına olan bakışı çok da fiyatları yükseltici bir görünüme sahip değil. Diğer yandan stoklar halen güçlü, ABD sondaj kule sayısı 350’den 450’ye doğru hızlı bir yükseliş yapmaya devam ediyor. OPEC üyelerine yönelik halen beklentiler anlaşacaklar zemini üzerinde birleşmeye çalışsa da, bu konuda net bir uzlaşmacı çabanın olduğunu görmek zor. Üretim halen yüksek seviyede, ayrıca OPEC’in de petrol piyasasındaki payı yüzde 33’lere kadar gerilemiş durumda. Bunu da göz önünde bulundurmak da fayda var. Kısa vadede teknik olarak 48.30 altında kaldığımız takdirde, yükselişler halen yeni dönüşleri beraberinde getirecek durumda. Teknik olarak halen haftalık trendin altında kalmaya devam ediyoruz. Bu nedenle, kısa vadede 45.30 altında gelecek kapanışlar 43.30’ları gündeme getirebilir. Yeni sağlıklı bir yükseliş içinde 46.00 dolar üzerinde kalmamız önemli olacaktır. Halen istenilen düzeyde bir ortamın sağlanmadığı petrol fiyatlarında 30 Kasım OPEC toplantısına kadar baskı hissedilmesi daha gerçekçi bir tablo ortaya koyuyor.