Geçtiğimiz ay Deutsche Bank’a kesilen ceza ile tedirgin olan küresel piyasalar, Ekim ayında yükselen petrol fiyatından güç aldı. Ekim ayının başında petrol üreticisi ülkelerin Cezayir’de yaptığı görüşmede, küresel çapta petrol üretim miktarının azaltılabileceğinin açıklanması enerji fiyatlarının yükselmesine neden oldu. Uzun süredir tarihi dip seviyelerinde bulunan enerji fiyatlarında yaşanan yükseliş ise ilk olarak enflasyon verileri üzerinde pozitif etki yaratmaya başladı ve global algıları olumlu etkiledi. Enerji fiyatları üzerinden gelen ılımlı hava ise küresel çapta gelişmiş ülke borsalarında yükseliş dalgası başlattı.
Diğer yandan Ekim ayı içinde, ABD Merkez Bankası’nın (Fed) Aralık ayında faiz artırımına devam edebileceğini düşüncesinin ağırlık kazanmaya başlaması, global ölçüde hissedilen bu iyimserliğin zaman zaman bozulmasına neden oldu. Enerji fiyatların yükselmesi, Çin’den gelen ılımlı ekonomik veriler, küresel çapta enflasyon oranlarının yükselmesi gibi pozitif beklentilerden kuvvet alan yükseliş hareketleri ise Fed endişelerin arttığı dönemlerde durulma içine girdi.
Bundan sonraki süreçte oldukça kritik dönüm noktaların olduğu bir zaman dilimden geçilecek. Kasım ayının sonunda Viyana’da yapılacak olan resmi OPEC toplantısı öncesinde, Ekim ayının sonunda OPEC üyesi olmayan petrol üreticisi ülkelerinde davet edileceği resmi olmayan teknik bir toplantı daha yapılacak. Bu toplantıdan, Cezayir’de yapılan toplantının sonuncuna benzer bir açıklama çıkabilir. İlerleyen süreçte, söylendiği gibi bir arz kesintisi yapılması gelişmekte olan ülkeleri negatif bir etki içine sokabileceği gibi gelişmiş ülkelerde ekonomik toparlanmanın başlamasına, enflasyon oranını yükseltmeye ve nihayetinde şirket karları üzerinde pozitif etki yaratma gücüne sahip olabilir. Ekim ayının sonunda yapılacak gayriresmi OPEC toplantısının hemen akabinde ise gözler Fed’e çevrilecek. 2 Kasım’da açıklanacak olan Fed FOMC toplantı kararında her ne kadar sıkılaşma adımı beklenmese de Aralık ayı için ön bir sinyal verilmek istenirse, küresel endekslerde ve DAX’da satıcılı bir seyir hakim olabilir. 8 Kasım tarihinde gelindiğinde ise nefesler tutulup ABD Başkanlık seçim sonucu takip edilecek. Kazanan adaya göre küresel ticaretin yeniden şekil kazanacağını söylemek çokta yanlış olmaz diye düşünüyorum. Bundan dolayı şimdilik piyasa dostu gibi görünen H.Clinton’ın seçilmesi genel olarak endeksler üzerinde doping etkisi yaratabilir. Ekim sonuyla Kasım başı arasında yaşanacak olan bu global gelişmeler başta EUR/USD olmak üzere finansal enstrümanlarda ve borsa endekslerinde oynaklığının artmasına neden olabilir. Bundan dolayı bu süreçte içinde ince eleyip sık dokumak gerekecek. Bunlarında dışında İtalya’da yapılması düşünülen referandum ve Alman Deutsche Bank ile ilgili gelişmelerin de yakından takip etmek gerekiyor.