Yurtiçi piyasalar
Türkiye tarafında üzücü bir haftaya başlarken geçtiğimiz haftayı kısaca değerlendirmek isteriz.
Geçtiğimiz hafta yurtiçi piyasalarda TÜFE rakamları takip edildi. TÜFE Eylül ayında yüzde 0.7 artması beklenirken yüzde 0.89 oldu. Yıllık bazda ise yüzde 7.95 yükseliş gösterdi. ÜFE, aylık bazda yüzde 1.53 , yıllık bazda ise yüzde 6.92 yükseliş sergiledi. Piyasaya olumlu yansıyan verinin ardından Perşembe günü de sanayi üretimi verileri beklentilerden oldukça iyi geldi. Ağustos ayı mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış sanayi üretim aylık bazda yüzde 2.9 artarken yıllık bazda yüzde 7.2 artış ile yüzde 1.55 piyasa beklentisinin oldukça üzerinde geldi. Böylelikle sanayi üretim verisinde Ocak ayından beri en yüksek değer artışını gördük. Verinin detayında sanayi alt gruplarında en yüksek artış aylık yüzde 3.3 ve yıllık yüzde 8.7 ile imalat sanayi sektöründe olurken ana sanayi gruplarında en büyük artış dayanıklı tüketim malı imalatında gerçekleşti. Mevsim ve takvim etkisinden arındırılmış imalat sanayi alt kaleminde en çok düşüş ise ulaşım araçlarının imalatında gerçekleşti.
Kısaca, Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ‘nde piyasasında tarım dışı verisinin beklentilerin altında kalması piyasalara olumlu rüzgar estirdi. FED etkisiyle geçtiğimiz hafta gelişmekte olan ülke para birimlerinde değerlenme gözledik. Ancak Türkiye tarafında riskler tam olarak kaybolmuş değil. Seçime 20 gün kala ülkemizde olan terör olaylarının etkisiyle güvenlik endişelerinin arttığını görüyoruz. Siyasi bir istikrar sağlanamamış olması yabancı yatırımcının Türkiye ekonomisine duyduğu güveni sarsmakta ve oldukça önemli olan sıcak para girişi konusunda ekonomimizi oldukça zorlamakta. Uluslararası Para Fonu (IMF) son yayınladığı raporunda da Türkiye’nin büyüme beklentisini aşağı yönlü revize etti ve işsizlik oranı beklentisini de artırdı. Bunun sebepleri arasında Türkiye’de seçim öncesi belirsizlik ve gelişmekte olan ülkelerden döviz çıkışlarını gösterdi.
Yurtdışı Piyasalar
Geçtiğimiz hafta İngiltere Merkez Bankası değişikliğe gitmeyerek yüzde 0.50 ile politika faiz oranını sabit tuttu. Varlık alım programını da 375 milyar sterlinde bıraktı. Karar sonrası tutanaklarda enflasyonun, 2016 yılının ikinci çeyreğine kadar yüzde 1’in altında kalacağı yönünde açıklama geldi ve enflasyonda beklenmedik bir yükseliş görülene kadar faizlerin korunacağını belirtildi.
ABD tarafında FED ve parasal sıkılaştırma konusu hala en sıcak gündem maddesi. Artırım için Aralık ayı toplantısının pas geçilerek, Mart 2016 döneminde olabileceği konuşuluyor. Tarım dışı verisi beklentilerin altında kalsa da geride bıraktığımız hafta ABD haftalık işsizlik başvuruları 263.000'e düşerek beklenenden iyi açıklandı. ABD piyasası için çok parlak veriler alamasak da ekonomiyi sarsacak çok kötü bir durum olmadığı düşüncesindeyiz. Bunun neticesinde artırım için yorumumuz, Aralık ayında piyasasın beklediği sıkılaştırmanın yüzde 10 ile yüzde 25 arasında gerçekleşeceği yönündedir. Federal Açık Piyasa Komitesi'nin Eylül ayı toplantı tutanaklarında da faiz artışına gidilmemesinde temel sebep olarak, Çin ekonomisi kaynaklı yaşanılan endişelerden bahsedildi. Ayrıca global piyasalarda yaşanılan hareketlilik ve enflasyon oranı hedefindeki kaygılarda göz ardı edilmedi.
Euro Bölgesinde hafta açılışı itibari ile Hizmet PMI verileri geldi. Açıklanan hizmet ve bileşik PMI verileri Euro Bölgesi'nde Eylül ayında sırasıyla yüzde 53.7 ve yüzde 53.6 seviyelerinde oluştular. Her iki veri de piyasa beklentilerinin gerisinde gerçekleşme gösterdi. Euro Bölgesi'nde perakende satışlar verisi Ağustos ayında değişim göstermezken, yıllık bazda ise yüzde 2.3 artış gösterdi. Bununla birlikte hafta ortası açıklanan, İthal ve ihraç edilen malların ve hizmetlerin arasındaki değerlerin farklılığı gösteren ticaret dengesi verisi Almanya tarafında beklentilerin altında kaldı. Veri 22.5 milyar beklenirken 19.6 milyar olarak açıklandı. İhracat kaleminde yüzde 5.2 gerileme görülürken, ithalat kaleminde gerileme yüzde 3.1 olarak gerçekleşti. Avrupa ekonomisi için önemli konumda olan Almanya da sanayi üretim verileri de beklentiyi karşılayamadı. Sonuç olarak Avrupa’da hava çok olumlu değil. Geçtiğimiz hafta ECB tutanaklarında geç kalınmış parasal genişleme programının istenildiği etkiyi yaratamaması ve istenilen ekonomik aktivite seviyesi için yavaş ilerleme göstermesi tartışıldı. Enflasyon yaratma noktasında sıkıntı çeken Avrupa için, Çin ekonomisindeki duraklamanın da etkili olduğu düşüncesindeyiz.