Haftanın son işlem gününde küresel piyasaların radarında Mayıs ayı istihdam rakamları vardı ve istihdamdaki artış devam etti. Önemli nokta ise ücretlerdeki artış hızıydı ki Nisan’daki gibi yavaşlama devam etti. Bu neden önemli? Çünkü ücretlerdeki artış talep enflasyonun da yüksek kalması anlamına geliyor. Dünyada ve ABD’de maliyet ağırlığıyla başlayan enflasyon sürecinde artık hanehalkının tüketimini artırması da etkili oluyor.
Fed için tahmin edilemeyen bir hızla yükselen enflasyona karşı Mayıs’ta şapkalar öne koyuldu, düşünüldü, kabul edildi ve 50 baz puanlık faiz artışı yapıldı. Şimdi Haziran ve Temmuz için de bu orandaki planlama devam etse de komite bunu istihdama zara vermeden yapmak istiyor. Mayıs itibarıyla büyüme değil enflasyon seçildi, ama denge korunmazsa hem bozulma artar hem de iyileşme süreci uzar diye sektörü yakından takip etmeye devam ediyor.
Rusya-Ukrayna savaşı hem ABD hem de Avrupa’da hizmet başta olmak üzere sektörlerde yavaşlama yarattı, ama ABD’de yavaşlayan duruma karşın istihdamın sürmesi pozitif bir durum.
Yurt içine döndüğümüzde yazılacak o kadar çok şey var ki… Ancak günün verilerden gidersek elbette ki herkes için en güncek konu 24 yılın zirvesine çıkan enflasyon!
Mayıs’ta sütten ete, çaydan şeker una kadar yine tüm gıda ürünlerine zamlar gelmeye devam etti. Üzerine akaryakıt zamları sürdü. Alkollü içecek ve sigara zammı var. Var da var… Yani Nisan’dan geri kalınan bir durum olmazken aylık artış %2,98 olmuş. Bu noktada madde sepeti daha detaylı ve şüpheye yer bırakmayacak şekilde hazırlandığı için detaylar görünmüyor. Bir diğer referansı baz aldığımızda ise İstanbul’da %5,84 artan ve yıllık da %87,35’e çıkan enflasyonla yurt genelindeki enflasyon arasında aylık da yıllık da büyük fark var.
Diğer farkı ÜFE’den görebiliyoruz. ÜFE’nin sene başı artışı şöyle:
Ocak %10,45
Şubat %7,22
Mart %9,19
Nisan %7,67
Mayıs %8,76
TÜFE’deki gidişat:
Ocak %11,10
Şubat %4,81
Mart %5,46
Nisan %7,25
Mayıs %2,98
Yıllık ayrışma da son derece belirgin ki ÜFE %132,16 – TÜFE %73,50. Bu ne anlama geliyor?
Sanayiden tarıma hizmete tüm sektör üreticilerinin maliyeti 27 yılın zirvesinde iken, tüketiciye çok derece düşük bir kısmı yansıtılıyor. Mayıs’ta kur artışının üretim ara mamullerine getirdiği maliyeti de düşünürsek iyi ki varsınız, demekten başka bir sonuca ulaşamıyoruz.
TÜFE ve ÜFE arasındaki makas da (%58,66) TÜFE ve faiz arasındaki makas da (%59,5), kurun yükselmeye devam edeceğinin de en açık cevabıdır.
*Dolar kuru bugünü 16,40 üzerinde kapatırsa günlük kapanış hesaplamasında tarihi yüksek seviyede olacak.
Enflasyondaki aylık artış oranının anlaşılır olmaması aklımızı kurcalarken Hazine Bakanı Nebati, enflasyonda düşüşün başladığını söyledi. Peki, Haziran’ın henüz ilk günü gelen elektrik, doğalgaz zammı ve akaryakıtta hemen her gün görülen zamlara ayın devamındaki yeni zamları ve rekor seviyeye doğru ilerleyen kuru hesaba kattığımızda maalesef ki ayını iyimserliği gösteremiyoruz.
Kötü olan bir diğer nokta ise tüketici kredilerinin artması. Aslında bu çok anlaşılır, çünkü gelir gidere yetmiyor ve borçlanma artıyor. Lakin bu durum sorunlu tahsilatları da artıracaktır. TCMB kredi büyümesini önlemek istiyor ve bunu ticari kredilerde görüyoruz. Ama bunun da sebebi önemli ve istenmeyen bir durum var: Yatırım yapılmıyor, o yüzden kredi talebi azalıyor. Bireysel krediler ticarileri geçmek üzere, bunun sebebi enflasyon. Enflasyonun bu denli yüksek olmasının en büyük sebebi ise… Döndük mü yine başa !