Yüksek enflasyon ve merkez bankalarının sıkılaşma politikalarının küresel bir resesyona yol açacağına dair korkular bu hafta petrol fiyatlarının geçtiğimiz haftalardaki zirvelerden gerileyip gerilemeyeceğini belirleyebilir ve yerine altının kötü dönemlerin bir sigortası olarak tırmanışa geçmesine imkan sunabilir.
Perşembe günü ABD’de yayımlanacak olan aylık Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE), dünyanın en büyük ekonomisinde enflasyonun son 40 yılın zirvelerinde seyretmenin ardından pik yapıp yapmadığını gösterecek. Eğer yaptıysa, Fed önümüzdeki aylarda aşırı yüksek faiz artışları yapmak zorunda kalmayabilir.
Ancak eğer yapmadıysa, piyasalar Fed’in geçtiğimiz haftadaki 50 baz puanlık artışın ardından 75 baz puanlık bir artışa başvurmasından korkuyor.
Fed faiz artışlarının ABD ekonomisini bir resesyona itmeyeceğinde ısrar etse de, piyasalar şimdilik buna inanmıyor.
Ham petrol vadeli işlemleri geçtiğimiz iki haftada yükselerek ABD’de benzin pompa fiyatlarını bu hafta sonu rekor zirvelere taşımış olsa da, Fed’in faiz artışlarında aşırıya kaçıp ekonomiye zarar vermesine yönelik korkular analistlere göre bu hafta petrolde yeni bir satış dalgasını tetikleyebilir.
Petrol Pazartesi günü ilk saatlerde küresel bir resesyona yönelik korkular sebebiyle düştü. Ancak yatırımcıların AB’nin Rus petrolüne yönelik ambargo konusu görüşmesine ve böyle bir adımın küresel petrol arzında bir sıkışıklık yaratacağına dair beklentilere odaklanmasıyla birlikte ilerleyen saatlerde yukarı döndü.
Rusya Başkanı Vladimir Putin’in Ukrayna’daki çatışmayı bugüne kadar kullandığı “özel askeri operasyon“ tanımı yerine bir “savaş” seviyesine taşımasına dair spekülasyonlar da ham petrol fiyatlarına genel olarak destek verdi.
Son dönemdeki COVID-19 kısıtlamalarına dair korkuların petrol fiyatlarını baskılamasına rağmen, Çin’den gelen ekonomik veriler de fiyatlardaki yükselişe yardımcı oldu.
Çin’in ihracatı Nisan ayında yıllık (YoY) %14,7’den %3,9’a düştü. Beklenti ise %3,2’lik bir büyüme yönündeydi. Ancak ihracat büyümesi yıllık bazda %3’lük düşüş beklentileri yerine sabit kaldı. Bunun sonucunda, dış ticaret dengesi 51,12 milyar dolarda geldi. Beklenti 50,65 milyar dolar, bir önceki değer ise 47,38 milyar dolardı.
Londra’da işlem gören Brent ham petrol TSİ 07:51 itibarıyla 39 sent, ya da %0,4 artışla varil başına 112,78 dolardaydı. Brent öncesinde 110,64 dolarda seansın en düşük seviyesini görmüştü.
OPEC+’ın Mayıs ayındaki toplantısında üretimi günlük 432 bin varil artırma kararının piyasadaki arz-talep dengesi için yeterli olmaması sonrasında, Brent son iki haftaya kıyasla %6 değer kazandı.
New York’ta işlem gören ABD ham petrolü West Texas Intermediate (WTI) ise 28 sent, ya da %0,3 artışla 110,05 dolardaydı.
WTI geçtiğimiz iki haftada %8’in üzerinde yükseldi.
Ham petrol fiyatlarında son dönemde yaşanan toparlanmaya rağmen, bazı analistlere göre resesyon tehdidi hâlâ petrole zarar verebilir.
New York merkezli enerji fonu Again Capital’ın kurucu ortaklarından John Kilduff’a göre, “Fed faiz artışları konusunda giderek daha agresif hale geliyor ve bu da hisseler ve petrolden başlayacak şekilde tüm piyasaları ürkütebilir.“
Online alım-satım platformu OANDA’dan analist Jeffrey Halley de Ukrayna krizinde ciddi bir tırmanış riski olmadan ham petrol fiyatlarının son dönemdeki engeli aşmakta zorlanabileceğini söyledi.
“Brent ham petrol varil başına 114,75 dolarda üçlü bir tepe oluşturdu ve bu da yakın vadede güçlü bir bariyer olacak. Destek 103,50 dolarda ve şimdilik ufukta 100-120 dolarlık geniş bir aralığa dair beklentimi koruyorum.“
“WTI’da direnç 111,50, destek ise 100,00 dolarda.“
“Bir kez daha, orta vadede varil başına 95 – 115 dolarlık görüşümü koruyorum.“
Küresel hisselerde ve tahvillerde üst üste beşinci haftada yaşanan kayıpların ardından, bu sabah Asya seansının açılışında Japonya’nın Asya hisse piyasalarını kendiyle beraber aşağı çekmesiyle birlikte S&P 500 ve NASDAQ 100 vadeli işlemleri %1’in üzerinde düştü.
Bu hafta bazı Fed üyelerinin gerçekleştireceği konuşmalar, merkez bankasının para politikasını sıkılaştırma sürecine dair çıtayı yükseltebilir.
Richmond Fed Başkanı Tom Barkin Cuma günü “75 baz puanlık bir faiz artışını göz ardı etmiyorum” diyerek şimdiden şahin çıtayı bir tık yükseltti.
Bu hafta içinde Atlanta Fed Başkanı Raphael Bostic, New York Fed Başkanı John Williams, Fed Üyesi Christopher Waller, Minneapolis Fed Başkanı Neel Kashkari, Cleveland Fed Başkanı Loretta Mester ve San Francisco Fed Başkanı Mary Daly, ekonomi ve faizlere dair görüşlerini dile getirecek.
Neredeyse 20 yıllık zirvelerde bulunan dolardaki kesintisiz ralli de enerji de bir miktar talep yıkımına yol açıyor ve petrol fiyatları üzerinde bir baskı yaratabilir. Dolar Endeksi, bu yıl neredeyse %11 yükselmiş durumda.
Altında ise, New York COMEX’te en yakın Haziran altın vadeli işlem sözleşmesi Cuma’yı 7,10 dolar artışla ons başına 1.882,80 dolarda kapattı. Yine de, Haziran altın sözleşmesi haftayı %1,5 kayıpla kapatarak sarı metalin son üç haftada neredeyse %5 düşmesine yol açtı.
Altındaki düşüşün sebebi, ABD’deki faiz artışlarından en büyük faydayı sağlayan doların ve başta 10 yıllık olmak üzere tahvil faizlerinin yükselişi. Dolar Endeksi 104,12 seviyesinde, Aralık 2002’deki 107,38’den bu yana en yüksek noktasını gördü.
OANDA’dan Halley’e göre “Altının son dönemdeki fiyat hareketinde bazı yapıcı noktalar var.“
“Güçlü dolar ve faizlerin %3’ü aştığı tahvil verim eğrisi karşısında etkileyici bir şekilde dayanıyor.“
Açıklama: Barani Krishnan her piyasaya yönelik analizlerine çeşitlilik katmak adına kendine ait olmayan görüşlere de yer verir. Tarafsızlık için, zaman zaman zıt görüşler ve piyasa değişkenleri sunar. Kaleme aldığı emtia ve menkul kıymetlerde bir pozisyona sahip değildir.