Küresel piyasalar, Türkiye’deki gelişmeleri yakından takip ederken hükümetin hızlı bir şekilde aldığı önlemler ve ekonomi yönetiminin çabaları ile sular durulmuş görünüyor. Bunun yanında “küreselleşmenin” varlığını bir kez daha hissettik, jeopolitik konumu ile öne çıkan bir ülke olmamız emtia piyasasından hisse senedi piyasalarına kadar geçici de olsa bir tedirginlik yarattı.
Haftaya başlarken “oynaklık” geçtiğimiz hafta zirvelerinden gerilerken Dolar/TL paritesi 3,03 civarına geriledi. Parite 20 Temmuz düşük seviyesi olan 3,01’lere doğru geri çekilebilir ancak bu seviyenin altına hareket için yurt dışı piyasalardan zayıf dolar desteği gerekiyor.
Hafta ortasında yapılacak FOMC (Amerikan Merkez Bankası) toplantısında banka politika faizinde değişikliğe gitmeyecek. Ancak Temmuz ayı ekonomik verilerinde gözle görülür iyileşme ardından resmi açıklamalarda geçtiğimiz aylara göre daha olumlu bir tablo çizilebilir. Döviz piyasasını “Aralık 2016” FED faiz artırım beklentisine ikna eder bir ekonomik görünüm güçlenen Dolar Endeksi (DXY) ile Dolar/TL’sında 3,00 seviyesi altına gerilemenin önüne geçebilir. 27 Temmuz “FED toplantısı” sonrasında piyasanın banka 2017 senesinden önce faiz artıramayacak görüşünün ağırlık kazanması durumunda ise yurt dışı baskısının kalkacağını ve Dolar/TL’sının 2,97-2,98 bandına geri çekilebileceğini tahmin ediyoruz.
“05 Ağustos” Moody’s Türkiye gözden geçirmesini beklerken Türk Lirası’nın 15 Temmuz tarihinde gördüğü düşük seviyelere gerileyebileceği görüşü ise fazla iyimser bir yaklaşım olur.
Moody’s onyedi banka ve sekiz şirketi not indirimi için negatif izlemeye aldı karar bir ila üç ay içerisinde verilecek. Ancak ilk sinyaller 05 Ağustos’ta Türkiye yatırım yapılabilir derecesini kaybedebilir endişesi yaratıyor.
Diyelim ki öyle oldu piyasalar ve Dolar/TL bu durumdan ne ölçüde negatif etkilenir? Kötü diyebileceğimiz bu senaryoya hükümetin ve ekonomi yönetimin makul önlemleri eklenince “ılımlı senaryoya” ulaşıyoruz. Bu senaryoya kurumun 2013 not artırımı öncesinde ve sonrasında Dolar/TL hareketini eklediğimizde kredi derecelendirme kuruluşlarının değerlemeleri tek başına bir gösterge olmayabilir. İşin içinde Türkiye gibi dinamik ve krizlerden çıkma kabiliyeti yüksek olan bir ülke olunca yakın zamanda normalleşmeye daha fazla inanıyoruz.
05 Ağustos Moody’s kararı ile Türk Lirası’nda değer kaybı hızlanır mı?
16 Ağustos tarihinde Moody’s Türkiye’nin görünümü yatırım yapılabilir seviyeye kredi notunu Baa3 seviyesine yükseltmişti. Not artırım kararının geldiği tarihten bu yana önceki 38 aylık döneme göre Türk Lirası nerede ise iki katı değer kaybetti. 17 banka ve 8 şirketi olası not indirimi için izlemeye alan kurum reformların ötelenmesi ve zayıf ekonomik büyüme beklentisini sebep olarak gösteriyor. Ayrıca kamu ve özel sektörün yurt dışı borçlanma ihtiyacı bu dönemde kırılganlığı artırıyor. Türkiye’nin yatırımcının güvenini tekrar kazandığı koşullarda not indirimi alternatif olmaktan çıkabilir. Bu tabloda hükümetin gözle görülür çabaları var. Geçmiş dönem Türk Lirası’nın hareketine bakıldığında kredi kuruluşları değerlemesinin para biriminin hareketinde tek başına belirleyici olmadığını söyleyebiliriz.