Yurt içinde günden 20 yılın en yüksek seviyesine çıkan enflasyon olurken küresel piyasalarda da nihayetinde enflasyon ve zayıf büyümeye neden olacak savaş ön planda. Bir yandan müzakereler devam etse de sıcak çatışmanın sürmesi nedeniyle ABD ve AB, Rusya’ya yeni yaptırımlar geleceğini belirtti. Bu durum petrol başta olmak üzere yaklaşık iki aylık dönemde artış gösteren fiyatlardaki yüksek seyrin de devam edebileceğini gösteriyor.
Petrolde OPEC+ üyeler günlük üretimde artış kararı alsa da buna riayet edilmeyeceği düşünülüyor, çünkü pandemi sonrası günlük hedef altında üretim yapıldı. Ayrıca S. Arabistan bir yılda petrol satış fiyatını iki kattan fazla artırdı. Yani ülkeler bu kazançtan ödün verme taraftarı değil. Hem talep altı üretim hem savaş derken Brent 115 – 120 dolar aralığına yeniden yerleşme isteğinde yükselişine devam ediyor. Fiyattaki her atak küresel enflasyonun yüksek kalması demek.
TCMB, bugün açıkladığı enflasyon değerlendirmesinde petroldeki yükselişin genele yayıldığını belirtti ki bu zaten ortada. Ancak enflasyondaki bu denli yüksek seviyeler için Merkez Bankasının halen dezenflasyon görüşünü korumasını son derece yanlış buluyoruz. %61’lik enflasyon yıl içi zirve olsa ve yıl sonuna doğru %50 altına inilse bile buna kesinlikle dezenflasyon diyemeyiz. Ancak dövizi sabit tutmaya çalışıp TL’ye geçilmesini cazipleştiren politika devam ettikçe banka enflasyon konusunda da iyimser açıklamaya yapmaya devam edecek gibi görünüyor. Dolayısıyla Mayıs toplantısında Fed 50 baz puan faiz artırsa, bilançoda hızlı bir daralma başlangıcı yapsa dahi TCMB faizi sabit tutmaya devam edecek gibi görünüyor.
Fed cephesinde bu hafta üyelerin açıklamaları olacak ve son toplantının tutanakları yayımlanacak. Piyasalar Mayıs’ta 50 baz puan faiz artışının %76 oranında gerçekleşeceğini düşünüyor. Tutanakların da bu beklentiyi güçlendirmesi bekleniyor. ECB’nin de yılın ikinci yarısı itibarıyla ilk faiz artışını yapması bekleniyor. TCMB’nin ise KKM desteği ile faizi sabit tutarak küresel faiz döngüsüne karşı kendini koruması bekleniyor!
Açıklanan verilere baktığımızda imalat PMI Euro Bölgesi’nden Çin’e Türkiye’ye kadar hemen hemen her ülkede savaş belirsizliği nedeniyle son dönemin en kötü seviyesine geriledi. Bugün hizmet PMI rakamları açıklandı ve savaşın ana aktörü olan Rusya’da karantina dönemi sonrası en düşük seviyeye geriledi. Avrupa ülkelerinde ise hizmet sektörü Mart’ta sanayi sektörü kadar etkilenmedi.
Hisse senedi piyasalarında bu hafta da yükseliş var, fakat bu yükselişe temkinli yaklaşılıyor, çünkü yüksek enflasyon ve zayıf büyüme hikayesinin endekslerin önünü keseceği düşünülüyor.
Altında fiyat 1.930 dolar etrafında sıkışmış durumda. Yükseliş hikayesinde ağır basan savaş fiyatlamasının tamamlanması ve enflasyon karşısında ise güçlü bir Fed beklentisi altını baskılıyor. Yine de fiyat 1.900 dolar tabanı üzerinde ve biz 1.876 dolar altına inilmesi durumunda baskının artabileceğini düşünüyoruz.
EUR/USD tarafında ECB'den faiz artışı beklentilerinin artması ile gelen 1,11 hareketi yerini yeniden 1.0960 seviyesine bıraktı. Paritede 1,0895 desteğine doğru geri çekilme devam edebilir ve 1,11’e doğru olası hareketlerin sürmesi için yeni gündem gerekebilir.
USD/TRY tarafında savaşla beraber 13,50 -13,80 aralığından gelen yükseliş artık 14,50 – 14,80 aralığında dengelenmiş durumda. Kur %61’e çıkan enflasyona dahi tepki vermedi. KKM’nin gücü devam ediyor!
ÜFE’nin TÜFE’ye yansımasının Nisan ve Mayıs’ta da devam etmesini bekliyoruz ve %61’lik enflasyon %70’e doğru çıkmaya devam edebilir. Hem üretici – tüketici enflasyon makasının açılması hem enflasyon – faiz makasının giderek açılması hem cari açığın Şubat’ta Ocak ayındaki 7 milyar dolarlık açığın da üzerine çıkması beklentisi hem de sanayi ve turizmdeki planlamanın altındaki kapasite nedeniyle göstergelere karşı kurun daha hassaslaşmaya başlayacağını düşünüyoruz. Teknik olarak 14,80 seviyesini uzun zamandır direnç olarak görüyorduk ve bu direnç korunmaya çalışılıyor. Gerek iç gerekse dış baskıların artması durumunda fiyatta görülecek yükselişlerde 15,65’i takip edeceğiz.