Ocak ayı içinde fiyatlanmaya başlayan ancak Şubat ayında daha da artan ABD’de enflasyonun yükseleceği beklentisi küresel piyasalarda satışları da artırdı. Fed Başkanı Powell, bu süreçte defalarca olası yükselişte hemen politika değişikliğine gitmeyeceğiz, sabırlı olacağız dese de piyasalarda yüksek enflasyon fiyatlaması giderek arttı. Son bir ayda ABD 10 Yıllık tahvil faizindeki yükseliş de hızlandı.
Fed Başkanı Powell, dünkü konuşmasında enflasyonda görülecek bir miktar yükselişte kalıcılık beklemediklerini bu nedenle de hızlıca bir sıkılaşmanın olmayacağını söyledi, Powell aslında oldukça açık bir şekilde izlenecek yol haritasını anlattı, ancak piyasalar ikna olmadı ve tahvil faizlerindeki yükselişe karşın daha yavaş ilerleyen ABD Dolar Endeksi, 91,70 seviyesini aşarak 1 Aralık sonrası en yüksek seviyeye çıktı. Endekste 92,0 ve üzeri hareketin paritelerde dolar baskısını artırabileceğini beklediğimizi belirtmiştik ve bu seviyeye doğru ilerleyişle hareketlilik de arttı. Elbette en çok düşüş gelişen ülke paralarında olurken bu grup içinde de riski fazla olanların kaybı da en yüksek oluyor. Bu noktada rand, peso, wone, real ve lira kırılganlığı en yüksek para birimleri olarak bu hafta en çok düşüş yaşayanlar.
USD/TRY kurunda yaşanan düşüşte 6,80 seviyesini önemli gördüğümü belirtirken iki noktaya dikkat çekmiştim:
İlki 6,80 altı için TL pozitif gelişmeler olmasıydı yani küresel piyasalarda risk iştahı artmaya devam etse de bu seviye altı için TL’deki risklerin azalması gerekecek.
İkincisi ise gerek 6,80 gerekse 7,25 üzeri hareketlerin ardından kurda 7,20’li seviyelerde bir dengelenme bekliyordum. Bu noktada da son aylardaki olumlu havayı bozacak önemli bir fiyatlamam olmamasını gerekçe görüyordum. Ancak Şubat ayı içindeki enflasyon fiyatlaması Mart ayında daha da belirginleşti ve ne Powell’ın ne de ECB yetkililerinin açıklamaları piyasalardaki bekleyişi değiştiremedi. Böyle olunca fiyatlamalarda da dolar baskısı arttı.
*Yeri gelmişken açıklamakta fayda görüyorum, dolar kurundaki her yükseliş bizlerin alım günü düşürdüğü için elbette kurda düşüş yaşanmasını isterim ancak temenni başka olan başka. Dolayısıyla analizlerde belirttiğim seviyeler olan üzerine kurulu ve hiçbir analizimde ‘buraya gelecek, bu seviyeye inecek ya da çıkacak’ şeklinde ifadeler kullanmam. Değerli okuyucularımıza sadece önemli seviyeler ve bu seviyelere doğru hareketi etkileyecek gelişmeleri belirtiyorum.
Geçen hafta 7,25’i aşan kur, bu hafta da 7,50’yi aştı ve 7,42 üzerindeki haftalık kapanış 7,66 ara direncini güçlendiriyor. Gerek rekor öncesi gerekse rekor sonrası fiyatlamada kurda 7,87’yi çok kritik bulduğumu hep belirttim ve şu anda yaşanan yükselişin 7,87’yi aşması durumunda Nisan ayında daha olası gördüğüm faiz artışı Mart ayında gelebilir. Bu haftaki yüksek kapanış yeni haftada faiz fiyatlamasını da artıracağı için kurdaki hareketlilik maalesef ki sürebilir. Küresel taraftaki enflasyon fiyatlaması sakinleşir ve volatilite de azalırsa kurda yaşanacak geri çekilmelerde halen 7,20’li seviyeleri denge bölgesi olarak görüyorum.
Doların küresel piyasalarda canlanması ile değer kaybetmeye devam eden ons altın bugün 1,687$ seviyesine geriledi. 1,766$ desteği altında 1,670$ desteğine kadar kuvvetli bir seviye olmadığını bu nedenle düşüşün de hızlanabileceğini belirtmiştim. Bugünkü düşüşle fiyat 8 Haziran sonrası en düşük seviyeye geriledi ve 1,670$ desteği test edilebilir. Bu destek altı ise kısa vadedeki düşüşün orta vadeye yayılması bakımından son derece önemli. Bu noktada haftalık kapanışları takip edeceğiz.
Ons baskısına karşın dolar kurundaki hareket ile 408 TL desteğini koruyan gram tarafında ise 425 TL altında baskı devam edebilir.