Investing.com - Ak Yatırım, araştırma kapsamındaki şirketlerin model güncellemeleri sonrası 12 aylık BIST 100 endeks hedefini %45 getiri potansiyeli ile 14.600'e yükseltti.
Ak Yatırım, ayrıca değerleme modellerindeki risksiz faiz oranı (RfR) varsayımını 100 baz puan aşağı çekerek %20'ye düşürdüğünü bildirdi. BIST 100 endeksinin Temmuz ortasındaki 11.250 zirvesinden gerilemesinin getiri potansiyelini artırdığını ifade eden Ak Yatırım, son dönemde BIST’teki satış eğiliminin, yurt içi talepte yavaşlama sinyallerinin artması ve şirket kârlarına dair beklentilerin zayıflamasıyla güçlendiğini ifade etti.
“Makro görünüm uzun vadede getiri potansiyelini destekliyor”
Ak Yatırım notunda piyasa iyimserliğindeki geçici dalgalanmalara rağmen, enflasyonda düşüş ve ekonomide büyümenin makul düzeylerde korunduğu baz senaryonun geçerli kalmaya devam ettiği belirtildi.
Buna göre Ak Yatırım analistlerinin beklentileri şu şekilde:
- TÜFE enflasyonunun 2024 sonunda %43 ve 2025 sonunda %25 olması
- Faiz indirim sürecinin Aralık ayında 500 baz puan ile başlaması ve politika faizinin daha sonraki indirimlerle 2025 sonunda %27'ye gerilemesi
- GSYİH büyümesinin hem 2024 hem de 2025 için %3,5 olması
- Cari işlemler açığının 2023'teki GSYİH'nin yaklaşık %4’ü seviyesinden 2024 ve 2025 yıllarında GSYİH’nin %2'sinin altına düşmesi
- TL’deki değerlenmenin, 2025'te dolar/TL kurunda yaklaşık %20 artışla (ters dolarizasyonun katkısıyla), daha ılımlı şekilde sürmesi
“Kısa vadeli görünüm zorlayıcı olabilir”
Analistler, kısa vadeli görünümün zorlayıcı olabilceğini dile getirirken tüketici talebindeki yavaşlama işaretleri, yüksek TL faizler ve değerlenen TL'nin kâr marjları üzerindeki olumsuz etkileriyle birlikte, bazı sektörlerde şirket kârları önümüzdeki dönemde bir miktar düşebileceği öngörüsünde bulundu.
Öte yandan, enflasyondaki kalıcı düşüşle birlikte güvenin artması durumunda, özellikle yurt dışı yerleşiklerin artan risk iştahının etkisiyle piyasada muhtemelen yeni bir yükseliş beklentisi üzerinde duruldu. Ak Yatırım, fiyat oynaklığı risklerinin hakim olması nedeniyle, mevcut makro ortamda daha istikrarlı bir görünüme sahip olan şirketleri tercih etmeye devam edeceklerini ve uzun vadede daha büyük yükseliş potansiyeline sahip olabilecek bazı isimleri ise göz ardı edeceğini bildirdi.
Ak Yatırım’ın model portföyüne eklediği ve çıkardığı hisseler
Ak Yatırım yayımladığı son raporda MGROS, ISCTR ve MPARK hisselerini eklerken, LKMNH ve LOGO'yu model portföyden çıkardığını bildirdi. Öneri listesindeki diğer hisselerin ise tutulmaya devam ettiği açıklandı. Bu kapsamda; BIMAS, FROTO FROTO, ISCTR, KCHOL, MAVI, MPARK, MGROS, OTKAR, TCELL, THYAO ve YKBNK, Ak Yatırım’ın en çok tercih edilen hisse senetleri listesinde yer alıyor.
Ak Yatırım notunda önümüzdeki dönemlerde hisse seçimlerinin daha kritik olacağı söylenirken şu ifadeler yer aldı:
“Geçen yılın ortasından bu yana, makro istikrar programının etkilerini tahmin edip buna uygun hisse seçimleri yapmak nispeten kolaydı. Bu senaryoda bankacılık, telekom, perakende ticaret ve sağlık hizmetleri gibi sektörleri doğru bir şekilde önerdik.
Böylece hisse senedi öneri listemiz yılbaşından bu yana %69 oranında getiri elde ederek BIST 100 toplam getiri endeks getirisinin %23 geçti. Ancak enflasyondaki baz etkilerinin ortadan kalkması, TL'nin reel olarak değer kazanması ve yüksek reel faizlerin şirketlerin faaliyet performansı üzerinde bir miktar baskı oluşturması nedeniyle program tahmin edilmesi daha zor bir süreçte devam edecek gibi görünüyor.”
Bu bağlamda Ak Yatırım, banka, telekomünikasyon ve perakende sektörlerinde olumlu ayrışma bekliyor. Analistler, yılın ikinci çeyreğindeki zayıf sonuçların ardından, bankacılık sektöründe toparlanmanın yılın ikinci yarısında başlayacağı konusunda iyimserliğini koruyor.
Telekomünikasyon sektöründe de abonelik ücretlerinde yapılan fiyat artışlarının gecikmeli etkilerinin birkaç çeyrek daha sürmesi bekleniyor. Ayrıca hane halkı talebinin baskılanmaya devam edeceği bu süreçte temel tüketime yönelik talebin ihtiyari tüketime göre gücünü koruyacağı düşünülüyor.
Öte yandan TL’de değerlenmenin ivme kaybetse de süreceğini düşünen analistler, kredi koşullarının bir süre daha sıkı kalacağını ve hane halkı borçlanmasının ertelenmeye devam edeceğini tahmin ediyor. Bu beklentiler ve zayıf küresel talep koşulları nedeniyle faize duyarlı sektörler (gayrimenkul, otomobil, dayanıklı tüketim malları ve mobilya), ihracatçı sektörler ve dış talep koşullarına bağlı sektörler de orta vadede önemli bir ivmelenme beklenmediği ifade edildi.