😎Özel Yaz Kampanyası - InvestingPro’nun yapay zeka destekli hisse seçimlerinde %50 indirim fırsatıİNDİRİMİ KULLAN

“Dünyanın Hiçbir Ülkesi, FETÖ ve Militanları İçin Güvenli Bir Sığınak Olmayacak”

Yayın Tarihi 19.09.2016 13:44
© Reuters.  “Dünyanın Hiçbir Ülkesi, FETÖ ve Militanları İçin Güvenli Bir Sığınak Olmayacak”

New York’a hareketinden önce Atatürk Havalimanı’nda bir basın toplantısı düzenleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Biz her platformda FETÖ ve elebaşının karanlık yüzünü deşifre etmeye, bu terör örgütünün Türkiye ve diğer ülkeler için oluşturduğu tehdidi dile getirmeye, dostlarımızı da uyarmaya devam edeceğiz. Her tarafta örgütün inine girmeyi sürdüreceğiz” dedi.

Birleşmiş Milletler’in 71. Genel Kurul görüşmelerine katılmak beraberindeki heyetle New York’a gideceklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, Genel Kurul görüşmelerinde Birleşmiş Milletler üyesi tüm ülkelerin, devletlerin katılmasının beklendiğini, katılımcı ülkelerin büyük çoğunluğunun görüşmelerde devlet veya hükümet başkanları veyahut da yardımcıları ve dışişleri bakanları nezdinde toplantıya katılacaklarını söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, program kapsamında 20 Eylül Salı günü Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’na hitap edeceğini aktardı ve “Konuşmamda ülkemizin Birleşmiş Milletler’de oynadığı aktif role vurgu yaparak terörle mücadele başta olmak üzere Suriye ve Irak krizi, mülteci sorunu, tabii ki 15 Temmuz darbe girişimi ki bizim bir demokrasi mücadelemiz olmuştur milletçe, bunun karşısında Türk milletinin duruşuyla dünyanın duruşunu değerlendirme noktasında olacağım. Bunu muhataplarımla gerek Genel Kurul’da, gerekse ikili görüşmelerde paylaşacağım” açıklamasında bulundu.

“TERÖR ÖRGÜTLERİNE KARŞI YOĞUN BİR MÜCADELE VERİYORUZ”

71. Genel Kurul görüşmelerinin Türkiye açısından hassas bir dönemde gerçekleştiğine dikkat çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin bir taraftan 15 Temmuz kanlı darbe girişiminin yaralarını sararken, diğer taraftan da Fırat Kalkanı Harekâtıyla Suriye kaynaklı terör örgütlerine karşı yoğun bir mücadele verdiğini hatırlattı.

Türkiye sınırları içinde FETÖ, DAEŞ ve PKK gibi cinayet şebekelerinin uzantılarına karşı başarılı operasyonlar yapıldığına işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Tabii burada PYD, YPG, bunları söylemeden geçmemiz mümkün değil. Zira işin Suriye, Irak her ne kadar bu coğrafyada gerçekleşiyorsa da, PKK’yla bunlar eşdeğerde olduğu için bunları zikretmeden geçmek mümkün değil. İnşallah terörle ve terör örgütleriyle mücadelemiz önümüzdeki dönemde yeni boyutlar kazanarak devam edecek” diye ekledi.

“FETÖ’NÜN KARANLIK YÜZÜNÜ DEŞİFRE ETMEYE DEVAM EDECEĞİZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 15 Temmuz darbe girişimi ve milletin bu ihanet karşısında ortaya koyduğu destansı direnişin, gözlerin bir kez daha Türkiye’ye çevrilmesine neden olduğunu ifade ederek şu açıklamaları yaptı: “Genel Kurul’a olan hitabım hem 15 Temmuz darbe teşebbüsünün, hem de 241 şehidimizin kanını döken FETÖ’nün tüm dünya kamuoyuna en doğru biçimde anlatılması için bir vesile oluşturacaktır. Biz her platformda FETÖ ve elebaşının karanlık yüzünü deşifre etmeye, bu terör örgütünün Türkiye ve diğer ülkeler için oluşturduğu tehdidi dile getirmeye, dostlarımızı da uyarmaya devam edeceğiz. Her tarafta örgütün inine girmeyi sürdüreceğiz. Şunu açık ve net olarak ifade etmek isterim: Bundan sonra dünyanı hiçbir ülkesi, hiçbir bölgesi FETÖ ve militanları için güvenli bir sığınak değildir, olmayacaktır. Ayrıca konuşmamda Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin yapısından kaynaklanan sorunları, bu sorunları aşmak için ‘dünya 5’ten büyüktür’ diyerek ortaya koyduğumuz reform ihtiyacını da tekrar vurgulayacağım.”

Bu yıl BM Genel Kurul görüşmeleri marjında küresel barış, güvenlik ve refahın sağlanması açısından kendilerinin de elzem olarak gördükleri bazı konularda üst düzey toplantılar gerçekleştirileceğini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, bunların en önemlisinin, 20 Eylül günü yapılacak ‘Göç ve Mülteci Akımlarıyla Mücadele’ temalı liderler zirvesi olacağını kaydetti.

“SURİYELİLER DAEŞ’TEN ARINDIRILAN BÖLGEYE GERİ DÖNMEYE BAŞLADI”

ABD Başkanı Obama tarafından düzenlenecek olan bu zirvenin amacının, uluslararası toplumu ilave taahhütler üstlenmeye teşvik etmek olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Zirvenin mültecilere yönelik insani yardımın finansmanında yüzde 30 oranında bir artış sağlamak, yasal kabul yollarının sayısını iki katına çıkarmak gibi bazı somut hedefleri bulunuyor. Bu tabii bizim için geçerli değil, farklı bazı ülkeler için geçerli olabilir. Bu zirvede ayrıca çalışma iznine sahip mültecilerin sayısı ile okula giden mülteci çocuk miktarını 1’er milyona çıkarmak gibi hedefler üzerinde de durulacak. Zirveye katılan ülkeler toplantı sırasında bu hedefler doğrultusunda atacakları yeni adımlar ile taahhütlerini belirtecekler. Hâlihazırda dünyada en çok mülteciye ev sahipliği yapan ülkemiz de bu özel konumu itibariyle zirveye özellikle davet edilmiştir” diye konuştu.

Zirvede yapacağı konuşmasında Türkiye’nin Suriye krizinin başından bu yana tek başına üstlendiği ağır sorumluluğu detaylarıyla dile getireceğini ve sorunun çözümü için yıllardır dile getirdikleri güvenli bölge ve terörden arındırılmış bölge ihtiyacını bir kez daha ifade edeceklerini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, Fırat Kalkanı Harekâtı’nın mülteci krizinin hafifletilmesine yaptığı katkıları da zirveye katılan liderlerle paylaşacağını söyledi ve söz konusu harekatla ilgili şu bilgileri verdi: “Bu harekât kapsamında bugüne kadar yaklaşık 900 kilometrekarelik bir alan terör unsurlarından temizlendi. Bu hattı şu anda güneye doğru ilerliyoruz. Yani toplamda 5 bin kilometrekarelik bir alan olarak burayı değerlendirebiliriz güvenli bölge noktasında, bunu kastediyorum. Cerablus sakinleri başta olmak üzere Suriyeliler DAEŞ’ten arındırılan bölgeye geri dönmeye başladılar. Kızılay’ımız, AFAD’ımız, sivil toplum kuruluşlarımız bu kardeşlerimizin her türlü ihtiyacını karşılıyor. İnşallah çabalarımızla Suriyelilerin terör korkusu olmadan gidebilecekleri güvenli alanlar çoğaldıkça geri dönenlerin sayısı da artacaktır.”

Suriye sorununun sadece Suriyelilerin veya Suriye’ye komşu birkaç ülkenin meselesi olmadığı ve bu krizin sonuçlarının diğer bölgelere yansımaları itibariyle küresel bir boyut kazandığı gerçeğinin artık tüm dünyanın idrak ettiğine veya edeceğine inandığını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Suriye krizini meşruiyet ve adalet temelinde çözüme kavuşturma noktasında kaybedilen her saniye, her dakika Birleşmiş Milletler için utanç kaynağıdır. Mültecileri insanlık dışı muamelelere tabi tutarak, tel örgülerin arkasına saklanarak bu soruna çözüm bulunmaz. Gelişmiş ülkeler başta olmak üzere artık insanlığın bu konuda sorumluluğunun farkına varması gerekiyor. İnşallah bu zirve en azından krizin insani boyutunun hafifletilmesi, mültecilerin mağduriyetlerinin bir nebze olsun giderilmesi noktasında somut adımlara vesile olur.” dedi.

“AMERİKA BİRLEŞİK DEVLETLERİ’NDEKİ TÜRK VE MÜSLÜMAN TOPLUM TEMSİLCİLERİYLE GÖRÜŞECEĞİM”

New York’ta bulunacağı süre zarfında devlet ve hükümet başkanlarıyla ikili veya heyetler arası görüşmelerinin olacağını da açıklayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ekonomik alandaki temaslarımız çerçevesinde 21 Eylül günü Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) ile Başbakanlık Yatırım Destek ve Tanıtım Destek Ajansı tarafından düzenlenen bir akşam yemeğinde ABD’deki yatırımcılarla bir araya geleceğiz. Ayrıca, Amerika Birleşik Devletleri’nin değişik televizyon kanallarıyla orada yayınlarımız olacak. Medya kuruluşlarının temsilcileriyle bu mülakatlarım ve kanaat önderleriyle beraber olacağımız toplantılar orada daha da artabilir.

Ziyaretim sırasında Amerika Birleşik Devletleri’ndeki Türk ve Müslüman toplum temsilcileriyle de görüşecek, gündemdeki konuları istişare edeceğiz. Her açıdan oldukça yoğun bir program bizleri bekliyor” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan açıklamasını, ziyaretinin ve 71. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu görüşmelerinin Türkiye, millet ve tüm mazlumlar için hayırlara vesile olması temennisiyle tamamladı.

Toplantıda basın mensuplarının sorularını da cevaplayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Amerikan jetlerinin Suriye’de Esed askerlerini vurduğunu ve Rusya’nın da BM Güvenlik Konseyi’nin acilen toplanmasını istemesini hatırlatan bir basın mensubunun, bu gerginliğin Fırat Kalkanı Harekâtını etkileyip etkilemeyeceği yönündeki sorusuna Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Tabii bu konuyla ilgili olarak Amerikalı yetkililerin açıklaması bir yanlış tespit, yanlışlık oldu istikametinde. Tabii bunun daha ilerisini belki seyahatte yapacağımız bazı görüşmelerde Amerikalı yetkililerle ‘hayırdır, nedir, nasıl oldu’ diye bu soruyu biz de sorar, kendilerinden bunun gerçeğini orada daha yakından öğrenme fırsatını buluruz” şeklinde cevap verdi.

“SURİYE’NİN KUZEYİNDE BİR TERÖR KORİDORU OLUŞMASINA KESİNLİKLE MÜSAADE ETMEYECEĞİZ”

Geçtiğimiz günlerde Amerikan askerlerinin Özgür Suriye Ordusu grupları tarafından sahadan uzaklaştırılması ile ilgili değerlendirmesi istenen Cumhurbaşkanı Erdoğan şunları söyledi: “Özel Kuvvetler Amerika Birleşik Devletleri’nin tabi ki Özgür Suriye Ordusu tarafından istenmedi, istenmiyor. Çünkü Özgür Suriye Ordusu’na yönelik de maalesef tabii burada Amerikalı yetkililerin davranışları süreci bu noktaya doğru gitti. Fakat orada bizim yetkililerimiz, bizim Özel Kuvvetler mensuplarımız Amerikalı Özel Kuvvetler oradaki yetkililerini ki 27 veya 30 kadar idi, onları almak suretiyle oradan çıkardılar ve böylece hiç olmazsa bir sulh ile işi bitirmiş oldular.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir başka basın mensubunun “Tel Abyad’da ABD bayrakları dikkat çekmişti, birkaç gündür gündemdeydi. Haliyle Amerika’nın oradaki varlığı ve ne yaptığı tartışılıyordu. Bununla ilgili değerlendirmeleriniz ne olacaktır?” şeklindeki sorusuna verdiği cevapta, Suriye’nin kuzeyinde bir PYD-YPG gibi bir bütünlük içinde bir terör koridoru oluşmasına kesinlikle müsaade etmeyeceklerini öteden beri söylediklerini hatırlattı ve şu değerlendirmelerde bulundu: “Tel Abyad denilen yer aslında Arapların yerleşim bölgesidir. Şimdi bu yerleşim bölgesini ne yaptılar? Çeşitli operasyonlarla önce DAEŞ’le başlamak üzere DAEŞ buradaki bu elde ettiği yeri kendisinden sonra işte bu PYD-YPG, bunları bıraktı. Bu tabii bir ilk değil, bu ta Haseke’den itibaren gelen bir süreç, yani en doğudan başladılar bu şekilde geldiler. Hedef neydi? Hedef Afrin’le bütünleşmek suretiyle Akdeniz’e açılmak. Biz niçin hep sabrettik de en sonunda Gaziantep olayından sonra patladık? Artık yetti dedik, bunu bütün dostlarımıza söyledik; bunu Amerika’ya söyledik, Rusya’ya söyledik, Batılı dostlara söyledik, koalisyon güçlerinin tamamına söyledik.”

FIRAT KALKANI OPERASYONU

Cevabının devamında, Münbiç operasyonunda ‘kesinlikle PYD-YPG olmayacak’ dediklerini hatırlatan ve bu yerleşim merkezinde Arap nüfusun yüzde 95 oranında olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Yüzde 95’i itibariyle Araplara ait olduğu halde bunlar tuttular Münbiç’i sanki PYD ve YPG’ye ait olan bir yermiş gibi göstermek suretiyle oradan gir ondan sonra kuzeye doğru çık… Dedik, ‘Olmaz, yanlış yapıyorsunuz, gelin bu işi kuzeyden güneye doğru yapalım. Yine beraber yapalım, Türkiye olarak biz de üzerimize düşeni yapalım.’ Dediler ki; ‘O üç ay-dört ay sürer.’ Ne oldu? 15 günde, 20 günde iş bitti. Haklıymışsınız; şimdi öyle diyorlar. Ama işte haklı olmak bir şey getirmiyor ki, yani bu bölgeyi bilen biziz, burayı tanıyan biziz, buradaki insanların ruhunu okuyan biziz. Burada bizi dinleyin ya, biz sizinle NATO’da beraberiz, bizim stratejik ortaklığımız var. Burada el ele verelim, ha buradaki şu pisliği temizleyelim. Ne oldu? Cerablus halloldu. Şimdi Cerablus halkı dört dörtlük sevinç içinde dönüyor mu? Dönüyor. Biz de Kızılay’ımızla, AFAD’ımızla oraya her türlü yardımı gönderiyoruz. Aynı şekilde Rai, orası da temizlendi. Şimdi Bab’a doğru iniyoruz. ‘Ama oraya kadar niye iniyorsunuz?’ Şimdi soru bu. İneceğiz, biz buraları bize tehdit unsuru olmaktan çıkarmamız gerekiyor ve bunu biz daha önce görüştük. Dedik ki ‘Böyle 90-95 kilometrelik bir enlemde, 40-45 kilometre boylamda biz bu bölgeyi güvenli bölge olarak ilan edelim.’ Ben bunu Sayın Başkan Obama’yla bizim Antalya G-20’de çok detaylı görüştüm, kendisiyle bunları konuştum ve aynı şeyleri o da kabul etti. Ama uygulamaya gelince maalesef bunu yapamadık. Ve ben bunu Sayın Putin’le de görüştüm. Dedim ‘Burada bir güvenli bölge, konuştuğumuz gibi eğit-donat, eğit-donatın dışına uçuşa yasak bölge ve güvenli bölge; üç şart. Bu üç başlığı biz gerçekleştirdiğimiz takdirde bir defa bu bölge bir defa hem mülteci sorununu çözmeye yarar Suriye’den çıkış için, bu insanları biz burada iskân ederiz. Biz inşaat olayını halledelim, sizler bize mali destek verin.’ Çünkü bu konuda, mülteciler meselesinde Şansölye Merkel’in bir ifadesi vardı, ‘Ben buraya 10 milyar euro ayırırım’ diye yılda. Dedim ‘Tamam işte, bak buyurun, biz bunu yapalım. Siz bize mali noktada destek olun, biz süratle buradaki konutları inşa edelim.’ Hepsi de ‘Güzel olur, iyi olur’ dediler, uygulamaya gelince kimse ortada yok, hepsi kayboluyor.”

Bu önerilerinin gerçekleşmesi durumunda Türkiye’de bulunan 2 milyon 700 bin Suriyeli mültecinin o bölgeye peyderpey yerleştirilmiş olacağını, konutları ve sosyal donatı alanlarıyla adeta Suriye’nin kuzeyinde güvenli bir bölgenin inşa edileceğini sözlerine ekleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, bunun şu ana kadar olmadığını ifade etti ve sözlerini bu teklifinin bundan sonraki süreçte gerçekleştirilmesi temennisiyle tamamladı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, düzenlediği basın toplantısının ardından New York’a hareket etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı; TBMM Başkanı İsmail Kahraman, İstanbul Valisi Vasip Şahin, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, İl Emniyet Müdürü Mustafa Çalışkan ile bazı ilgililer uğurladı.

ABD ziyaretinde Cumhurbaşkanı Erdoğan’a; eşi Emine Erdoğan, kızı Sümeyye Erdoğan Bayraktar, Başbakan Yardımcısı Veysi Kaynak, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, AB Bakanı ve Başmüzakereci Ömer Çelik, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak’ın içinde bulunduğu bir heyet eşlik ediyor.

Cumhurbaşkanlığı

Son yorumlar

Uygulamamızı Yükleyin
Risk Açıklaması: Finansal araçlar ve/veya kripto paralarla işlem yapmak yüksek seviyede risk içermektedir ve yatırım miktarınızın bir kısmını veya tamamını kaybetmenize sebep olabilir, bu sebeple tüm yatırımcılar için uygun değildir. Kripto para fiyatları aşırı derecede hareketlidir ve finansal haberler, politik olaylar ve düzenleme kurumları gibi konulardan kolaylıkla etkilenir. Kaldıraçlı işlem yapmak finansal riskleri yükseltmektedir.
Diğer finansal araçlar veya kripto paralar içinden tercihinizi yapmadan önce, yatırım nesnelerinizi, deneyim seviyenizi ve risk iştahınızı dikkatlice gözden geçiriniz ve ihtiyacınız olduğunda profesyonel tavsiye almayı deneyiniz.
Fusion Media sitede yer alan bilgilerin gerçek zamanlı ya da isabetli olacağının mutlak olmadığını hatırlatır. Tüm borsa fiyatları, endeksler, vadeli işlemler, Forex ve kripto para fiyatları, borsalardan değil piyasa düzenleyicileri tarafından oluşturulur, bu sebeple fiyatlar isabetli olmayabilir ve gerçek piyasa fiyatlarından farklı olabilir, bu da buradaki fiyatların fikir verme amaçlı olduğunu ve ticari amaçlar için uygun olmadığını gösterir. Fusion Media veya herhangi bir sağlayıcı, buradaki bilgileri kullanmanız sonucu oluşacak olası kayıplarınızdan ötürü sorumluluk taşımamaktadır.
Bu sitede yer alan bilgileri, Fusion Media ve/veya veri sağlayıcıdan yazılı izin almadan kullanmak, saklamak, kopyasını üretmek, görüntülemek, düzenlemek veya dağıtmak yasaktır. Fikri mülkiyet hakkı, sitede yer alan verileri sağlayanlara ve/veya borsalara aittir.
Fusion Media reklamlarla veya reklam verenlerle etkileşiminize bağlı olarak internet sitesinde görüntülenen reklamlardan gelir elde edebilir.
İşbu sözleşmenin aslı İngilizcedir ve İngilizce ve Türkçe versiyonu arasında tutarsızlık olduğunda İngilizce versiyonu dikkate alınacaktır.
© 2007-2024 - Fusion Media Limited. Tüm Hakları Saklıdır.