Yazar – Peter Nurse
Investing.com – Çarşamba günü dolar, Fed toplantısı öncesinde yüksek seviyelerde pek değişmedi.
Amerikan dolarının 6 majör dövizin ticaret ağırlıklı sepeti karşısında performansını ölçümleyen ABD dolar endeksi, hafif düşüşle 94,055’ten işlem gördü ancak üç haftanın yükseği olan 94,313’ten pek uzaklaşmadı.
Öte yandan EUR/USD %0,1 artışla 1,1587’ye yükselirken USD/JPY %0,1 düşüşle 113,89’a geriledi.
Fed’in, ABD ekonomisinin pandemi etkisinden yeteri kadar toparlandığına kanaat getirerek aylık 120 milyar dolarlık tahvil alımını azaltmaya başlayacağını duyurması bekleniyor.
Nordea analistleri, “Fed bu Çarşamba azaltım tetiğini çekmeye hazır ve risklerin, ortak tahminden daha hızlı bir sürece doğru eğildiğini açıkça görüyoruz.” dedi.
Enflasyonun 30 yılın yükseğinde olduğu bir ortamda Fed politikacılarının artan fiyatlar ve bunun, faizlerin ne zaman artırılabileceği konusundaki düşüncelerine olan etkisi hakkında söyleyecekleri de ilgi çekecek gibi görünüyor. Yetkililer, tahvil alım programı bitene kadar faiz artışı olmayacağını söylemişti.
Nordea, “Yeni temel öngörümüz, Nisan/Mayıs gibi alımları azaltma süreci bittikten sonra gelecek yıl Haziran, Eylül ve Aralık aylarında bir artış olması.” diye ekledi. Çoğu analist, alımların Haziran sonuna doğru kademeli olarak bitmesini bekliyor.
Öte yandan GBP/USD, İngiltere Bankası (BoE) toplantısı öncesinde %0,1 artışla 1,3626’ya yükseldi. Piyasalar, merkez bankasının yıllar sonra ilk kez faizlerde ufak bir artış yapmasını bekliyor ancak genel olarak zayıf olan para birimi, hayal kırıklığı yaşanmasının da muhtemel olduğunu ortaya koyuyor. Daha önce yayınlanan veriler, damga vergisinde vergi tatili bitmiş olmasına rağmen konut fiyatlarının beklenti üzerine çıkmaya devam ettiğini gösterdi.
USD/PLN 3,9763’te sakin seyrederken EUR/PLN ikilisi de 4,6044’te pek hareket etmedi. Çünkü enflasyon yirmi yılın en hızlı temposunda yükselirken merkez bankasının, ikinci ayda da faizleri artırması bekleniyor.
Bloomberg’in anket yaptığı 30 ekonomistin 16’sı, gösterge faizinin çeyrek puan artışla %0,75’e yükselmesini beklerken 13’ü yatım puanlık bir artış bekliyor. Katılımcılardan yalnızca biri, borçlanma maliyetlerinin değişmeyeceğini düşünüyor.