Türkiye’nin en çok istihdam yaratan ihracatçı sektörlerinden olan tekstilde kırmızı alarm çalıyor.
Sektörde son yıllarda yapılan yatırımlar, istenen kapasitelere ulaşamazken istihdamda ciddi kayıplar yaşanıyor. Sektör temsilcileri, 200 binden fazla kişinin işten çıkarıldığını söylüyor. Bu rakam sadece Kahramanmaraş’ta 60 bin civarında. Küresel talebin daralması ve artan maliyetlerle birlikte zor günler yaşayan sektörde yeni yapılan yatırımlardan bazıları, üretim düğmesine bile basamazken bazı firmaların düşen kapasitelere birlikte battığı söyleniyor.
Sorunun temel nedeni, sektör firmalarının iç piyasadaki ihracatçı müşterilerinin Dâhilde İşleme Rejimi (DİR) kapsamında Asya ülkelerine yönelmesi olarak gösteriliyor. Tekstil sektörünün temsilcileri, iç piyasada kapasite sorunu olmadığını, buna karşın firmaların ithalata yönelmesiyle sektörü zor durumda kaldıklarını ifade ediyor.
EKONOMİ gazetesine konuşan sektör temsilcileri, tekstil sektörünün hızla kan kaybettiğini, önlemlerin bir an önce alınmasını gerektiğini vurguladı.
“30 sent için Özbek firmaların tercih edilmesi kabul edilemez”
İstanbul Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği (İTHİB) Başkanı Ahmet Öksüz, tekstil sektörünün üretim kapasitesinin ortalama yüzde 50-60 civarında olduğunu, bölgesine göre yüzde 30’lara düştüğünü belirterek “Maalesef bu koşullarda kapanan firmalar da var. Kırmızı alarm çalıyor şu an. 2022’de çalışmaya başlayan kendi iplik tesisimiz kapalı durumda. İşi tamamen iplik olanların durumu daha kötü. Kaderine bırakıyoruz bu firmaları. Halbuki çok ciddi yatırımlar yapıldı. Makineler kuruldu, milyon dolarlar harcandı, şimdi ise çalışmaz vaziyette. Bu yatırımlara karşın istihdam da azalıyor. Niye biz Özbekistan ipliğini getirip Özbek firmaların çalışmasını sağlayıp kendi fabrikalarımızı durur vaziyete getiriyoruz? Bunu kabullenemiyorum. Kilogramda 20-30 sent için bu kabul edilemez.” dedi.
“Kapasitelerimiz yeterli ithalata ek vergi gelmeli”
Türkiye’de üretimi yeterli olan ürünlerin ithalatının bir şekilde önüne geçilmesi gerektiğine dikkat çeken Öksüz, şu açıklamaları yaptı:
“Dış ticaret açığımız var, kapasiteleri yeteri kadar kullanamıyoruz, maliyetlerimiz yüksek. DİR izin belgesi verilmemesi ve ithalata ek vergiler konulmasını istiyoruz. Türkiye’deki en düşük koruma vergisi yüzde 5-8 arasında pamuk ipliğinde uygulanıyor.
En az yüzde 15-20 seviyesinde olmalı. İthalatın yüzde 50’den fazlası DİR kapsamında geliyor. Bizde yeterli kapasite var zaten. Pamuk ipliği ithalatında kısmi bir düşüş var ama pazar da yüzde 40 daralmış. Bugün bir iplik tesisi 30-40 milyon dolara kuruluyor. Ciddi tesisler.
Yarın, bir gün bu fabrikalar kapandığında yurt içinde üretici bulamayacaklar. Maske döneminde bunu yaşadık. İplik konusu için perakendeci bile görüş veriyor. İplik sektörünün müşterisi dokumacıdır. Henüz bu konuda bakanlık düzeyinde de bir adım atılmadı. Önlemlerin acil olarak alınmasını talep ediyoruz.”
“Nefes almamız için 5 yıl izin versinler”
Depremle beraber Kahramanmaraş’ın yok olduğunu belirten Kahramanmaraş Ticaret Borsası Başkanı Mustafa Narlı, Kahramanmaraş sanayisinin yüzde 70’ini tekstilin oluşturduğunu, şu an kapasitelerin yüzde 40’a kadar düştüğünü vurguladı. Şartlar bu şekilde devam ederse kapasitelerin yüzde 25’lere kadar düşeceğinin altını çizen Narlı, “Ticaret Bakanlığı’na durumumuzu anlattık. İthalata vergi getirilmesini talep ettik. 60 bin kişi işten çıktı bu süreçte. İstihdamımız sürekli düşüyor. En son yatırım yapıp, makine getiren firmalar arasında getirdiği makineyi paketinden açamayanlar var. Makinenin şalterine basamadılar daha ama bu yatırım için 50 milyon dolar harcadılar.” ifadelerini kullandı.
Kendi şirketiyle 108 milyon dolarlık yatırım yaptığını, yüzde 50 kapasite ile çalıştıklarını dile getiren Narlı, sözlerine şöyle devam etti:
“Çin, Pakistan, Hindistan, Özbekistan, Tacikistan gibi ülkelere abilik yapacak durumumuz yok. Bu kadar istihdam sağlayan bir sektörü bitirmemeliyiz. Çin menşeili ürünler piyasada geziyor. İhtiyacın yüzde 50’si Türk malı, yüzde 50’si ithalat olsun deseler ona da razıyız.
Yaşatmaz ama nefes aldırır. Sektörümüz ölüyor. İthalata yüzde 40-50 vergi gelmesi lazım. Nefes almamız için 5 yıl izin versinler. Bakanlarımıza da anlattık. Hazır giyimcilerde 10 kat para kazanan var. Bangladeş, Pakistan Hindistan, Vietnam’dan ucuz ithalat yapıyorlar. Konfeksiyonu, ipliği, kumaşı oradan getiriyorlar. En azından konfeksiyona vergi koysunlar. Buradaki konfeksiyoncuları da öldürüyorlar. 100 bin dolara 200 kişiye istihdam sağlayan başka sektör yok.”
“Kapasiteler %30’a düştü, önlemler almalıyız”
Tekstil sektöründe kapasitelerin yüzde 30’lara düştüğüne dikkat çeken Akdeniz Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği (ATHİB) Başkanı Fatih Doğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Sıkıntılar devam ediyor. Talep olmamasından dolayı büyük bir sıkıntı var. Piyasada dengesizlik oluştu. Şu an sektör öyle bir duruma düştü ki, istesek talep yok. Duran fabrikalar stoklarından dolayı duruyor. Üretim maliyetleri belli, biz enerji desteği istiyoruz aksine zam yapılıyor.
Kurun en az enflasyon kadar artması lazım ama öyle ilerlemiyor. Hep birlikte oturup nerede olduğumuzu tespit etmeliyiz. Doğru teşhisler koyarak, doğru önlemler almalıyız. Kapasite tespiti yapmalıyız. DİR’i kötü amaçla kullananlara fren yapılması lazım. Bu firmaların yüzde 50’sini ithal, yüzde 50’sini iç piyasadan almaları şartını istiyoruz.”
Konfeksiyonda istihdam 300 bin kişi azaldı
Rekabet koşullarının ağırlaştığını, son dönemde piyasa koşullarına rağmen çok fazla da kontrolsüz yatırımın olduğunu kaydeden Ege İhracatçı Birlikleri (EİB) Koordinatör Başkanı ve Ege Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği Başkanı Jak Eskinazi, “Resesyon dolayısıyla talep azlığı var. Maliyetler çok arttı. İşçilik, elektrik, doğal gaz, kredi maliyetleri yükseldi. Bu koşullarda rekabet etmekte zorlanıyoruz. Pamuk ipliğinde kapasitesi 2 milyon tonun üzerine çıktı ancak sipariş yok. Konfeksiyon şu an ölmüş vaziyette. Bu yıl istihdam 300 bin kişi azaldı. Devletin tedbirler alıp, sübvansiyonlar sağlaması lazım.” dedi.