Investing.com - Citi tarafından yapılan analizlere göre, Donald Trump'ın ikinci başkanlık dönemi, 2025 yılına kadar petrol fiyatları üzerinde aşağı yönlü baskı yaratabilir. Banka, bu dönemde Brent ham petrolünün varil başına ortalama 60 dolar seviyesinde olabileceğini öngörüyor. Bu tahminin arkasında potansiyel ticaret tarifeleri ve artan petrol arzı gibi faktörler bulunuyor.
Citi, Trump'ın, OPEC+ üzerindeki etkisinin bu üretici grubunu daha hızlı üretim kesintilerine yönlendirebileceğini belirtiyor. Böylece, jeopolitik gerilimlerin azalması durumu bazı petrol kaynaklarının tekrar piyasaya dönmesine yol açabilir. Ayrıca, Trump'ın politikalarının, arama ve üretime yönelik sermaye yatırımları için vergi teşvikleri sunarak sektörü destekleyebileceği ifade ediliyor. Biden döneminde artan lisans ve kira maliyetlerinin tersine çevrilmesi de sektör için pozitif bir gelişme olabilir.
Küresel ekonomik büyüme ve petrol talebi üzerindeki etkiler
Citi, Trump'ın ticaret politikalarının küresel ekonomik büyüme üzerinde karışık etkileri olabileceğini belirtiyor. Özellikle Avrupa ve Çin gibi ticaret tarifeleri riskine açık olan bölgeler için bu politikalar olumsuz sonuçlar doğurabilir. Bu durum, küresel petrol talebi büyümesini aşağı çekebilir ve Citi'nin günlük 0,9 milyon varil olan mevcut küresel petrol talebi büyüme beklentisi için aşağı yönlü riskler oluşturabilir.
Bununla birlikte, enerji sektörüne yönelik potansiyel destekleyici politikaların, petrol talebi üzerinde olumlu etkileri de olabileceği belirtiliyor. Ancak, küresel ekonominin hali hazırdaki belirsizlikleri ve ticaret politikalarının karmaşıklığı, talep büyümesi üzerinde yeterince net bir öngörüde bulunmayı zorlaştırıyor.
Çin'in enerji dönüşümü ve global petrol talebindeki rolü
Vitol Group’un Küresel Araştırma Başkanı Giovanni Sergio'ya göre, Çin enerji dönüşümüne rağmen dünya genelinde petrol talebi artışında önemli bir rol oynamaya devam ediyor. Çin'in karayolu ulaştırma sektöründe enerji tüketimi düşüşe geçmesine rağmen, petrokimya sektöründeki yoğunluğu ülkenin küresel petrol talebi üzerindeki etkisini sürdürüyor.
FT Asya Emtia Zirvesi'nde konuşan Sergio, dünyanın ikinci büyük petrol tüketicisinin tesislerdeki kullanım oranları düşse de gelecekte petrokimya kapasitesini artırmaya devam edeceğini belirtti. Bu durum, Çin'in enerji tüketimi ve dünya petrol talebi üzerindeki etkisinin azalmayacağına işaret ediyor. Çin’in enerji dönüşümüne rağmen, petrokimya sektöründe taleplerin artış göstermesi bekleniyor.