Foreks - Bisküvi, buğday unu, bitkisel yağlar, şekerli ve kakaolu ürünler ile makarna başta olmak üzere temel gıda ürünlerini kapsayan hububat, bakliyat, yağlı tohumlar ve mamulleri sektörünün 10 aylık ihracatı 9,7 milyar dolar olarak açıklandı. Ekim’de aylık bazda yüzde 11,9’luk gerilemeye rağmen sektörün aylık ihracatı 1 milyar dolar sınırının üzerinde gerçekleşti. 10 aylık dönemde en fazla ihracatı gerçekleştirilen ürünler buğday unu ve makarna olurken, üçüncü sıraya yükselen tatlı bisküvi ve gofretlerin KG başına ortalama ihracat birim fiyatları 3 doları aştı. Sektörel bazda, ilk iki sırada gelen İstanbul ve Gaziantep’in toplam payı yüzde 50’nin üzerinde gerçekleşti.
İstanbul Sanayi Odası (İSO) tarafından açıklanan Sektörel PMI Raporu’nda takip edilen 10 sektör içinde üretimi azalmayan tek sektörün gıda olduğuna dikkat çeken TİM Hububat, Bakliyat, Yağlı Tohumlar ve Mamulleri Sektör Kurulu Başkanı Ahmet Tiryakioğlu şunları söyledi:
“Yüksek faiz ortamındaki daralma, temel bir ihtiyaç olarak gıdaya olan talebi etkilemiyor. İSO raporuna göre, girdi fiyatlarında en yüksek maliyet gıda sektöründe olduğu için gıda ürünleri fiyatlarındaki artış hızı arzu edilen ölçüde yavaşlamıyor. Fakat dünyadaki petrol bolluğuna bağlı olarak, enerji fiyatlarında bir iyileşme söz konusu. Dünya Bankası da Emtia Piyasaları Görünüm Raporu'nda bu durumun 2025’te küresel gıda fiyatlarını son 5 yılın en düşük seviyesine gerileteceğine işaret ediyor. Pandemiden bu yana tüm dünyada yükselen gıda fiyatlarındaki normalleşmenin etkileri, gelecek yıl daha görünür hale gelecek.”
“Türkiye dengeli bir ticari strateji yürütüyor”
Karadeniz ülkelerinin dünya tahıl üretiminin merkezi haline geldiğini ve jeopolitik olarak büyük önem taşıyan konumuyla Türkiye’nin tahıl ticaretine yön veren birkaç ülkeden biri olduğunu belirten Tiryakioğlu şunları ifade etti:
“Savaş öncesinde neredeyse bizim iki katımız kadar buğday üreten Ukrayna’nın bu yılki üretimi 22 milyon tonla Türkiye’ye yakın seviyelerde. Diğer tarafta 90 milyon tonun üzerinde buğday üreten Rusya, sadece son 4 ayda 20 milyon tonun üzerinde buğday ihraç ederek bir rekor kırdı. Rusya şu sıralar Baltık Denizi limanlarını genişletmeye çalışıyor ve tarımda süper güç olma hedefiyle, 2030 yılına kadar tahıl ihracatını yüzde 50 daha artırmayı planlıyor. Yüksek yağışlara bağlı olarak buğday rekoltesinde artış bekleyen Irak ise gelecek yıl buğday alım fiyatlarını aşağı çekmeye hazırlanıyor. Tüm bu gelişmelerin ortasında Türkiye, tahıl ticaretinde gerek uluslararası fiyatlardaki istikrarı gerekse tedarik zincirlerindeki sürekliliği gözeten dengeli bir ticari strateji yürütüyor. Şu anki temel önceliklerimizden biri yurt içi üretim olmalı. TÜİK verilerine göre 2024 yılı tahıl ürünleri üretiminde önceki yıla göre kısmi bir düşüş olabilir. Bu yılki göstergeler buğday üretiminde yüzde 5’in, arpada ise yüzde 10’nun üzerinde düşüş olacağına işaret ediyor. Gelecek yıla ilişkin hububat ekimi ise şimdilik kurak bir süreçte ilerliyor.”
Tiryakioğlu, Cumhurbaşkanı kararıyla mısır ithalatında tarife kontenjanı açılmasının etkilerine değinerek “Ticaret Bakanlığı mısır arzının gerilemesinin, yurt içindeki tüm gıda fiyatlarını etkileyebileceğini gözeterek 1 milyon ton mısır için gümrük vergili tarife kontenjanının önünü açtı. Nişasta ve nişasta bazlı şekerler başta olmak üzere çok geniş bir kullanım alanına sahip olan mısırda, yurtiçi üreticiler zarar görmeden arz ve talep dengesinin gözetilmesi önemli” dedi