Investing.com – Bu hafta piyasa odağı büyük ölçüde İngiltere ve ABD'deki politik gelişmelere yöneldi. Yatırımcılar son Brexit dramı ve ABD hükümetinin kapatılması etrafındaki gelişmeleri bekledi.
Avrupa’da İngiltere Başbakanı Theresa May Çarşamba günü güven oylaması kazandı ve teklifinin Salı günü milletvekilleri tarafından oylanmasından sonra Brexit geri çekilme anlaşması üzerindeki çıkmazı aşmaya çalışmak için diğer parti liderlerini görüşmeye davet etti.
Milletvekilleri, AB’den çekilme anlaşmasının oylayarak Britanya’nın sistemsiz bir çıkışına yol açan yenilginin ardından, May hükümetine olan güvenlerini 306’ya karşı 325 oy ile oyladı.
Brexit’in son tarihi 29 Mart’a doğru zaman ilerlerken, Birleşik Krallık şimdi yarım yüzyıl içindeki en derin politik krizini yaşıyor. 1973’te katıldığı Avrupa projesinden nasıl çıkacağı, hatta çıkıp çıkamayacağı üzerine boğuşuyor.
Diğer siyasi haberlerde, ABD hükümetinin kısmi kapanışı –tarihteki en uzun süre ile- 27.gününe girdi. Başkan Trump’ın sınır duvarı finansmanı üzerine Demokratlarla yaşadığı çekişmenin yakın bir zamanda çözüleceğine dair bir işaret yok.
Politik kargaşaya rağmen, yatırımcılar Fed Başkanı Jerome Powell’ın güvercin değerlendirmelerinden teselli bulurken, küresel piyasalar büyük oranda badireyi atlattı. Powell, bu ayın başında bir konuşmasında faiz oranı artırımları üzerine temkinli ve sabırlı olmak gerektiğini belirtti.
Fed’in öngörüleri 2019 için iki artırıma işaret ederken, merkez bankası politikasına bağlı olan kontratların yatırımcıları, ABD merkez bankasının bu yıl tek bir artırım bile yapmayacağı üzerine iddialaşıyor.
State Street Bank’teki (NYSE:STT) Tokyo şube müdürü Bart Wakabayashi, “bu yıl faiz artırım döngüsünün sonunu gördüğümüze ve birçok insanın faiz indirimlerinden bahsettiğine dair çok fazla spekülasyon var,” dedi.
-- Bu haberde Reuters’ın katkısı bulunmaktadır.