Yazar – Barani Krishnan
Investing.com – Fed, enflasyonu kontrol altına almak için borsadaki çöküşe izin veriyor. Yakıt ve gıda fiyatlarındaki artış sürerse Fed’in, işgücü piyasasının yanı sıra diğer hedefi emlak sektörü mü olacak?
ABD tarihinin büyük kısmında – ya da en azından güvenilir bilgilere göre – konut fiyatları, enflasyona nazaran yalnızca biraz daha fazla yükselmiştir. Sadece, Büyük Moderasyon olarak bilinen 1990-2006 döneminde konut getirileri borsadaki getiri ile rekabet edebildi.
Borsa genel olarak konut piyasasına göre çok daha fazla ani yükseliş ve düşüşler yaşar ancak aynı zamanda genel getirisi de daha iyi olmuştur. Şu an ise öyle değil.
Ekonomik gerileme korkuları yatırımcı hissiyatına darbe vurmaya devam ederken Wall Street, 1990’ların sonlarında yaşanan dot-com balonundan bu yana en uzun kayıp zincirini yaşayarak geçen haftayı art arda yedinci kez düşüşle bitirdi.
ABD’deki ilk 500 hisseyi takip eden S&P 500 endeksi Cuma gününü 3.901 puanda yatay seyirde kapattı. Günün erken saatlerinde yıllık %20 kayıpla 3.810 puana kadar düştü. Genel piyasa terminolojisinde herhangi bir varlığın en son gördüğü zirve seviyelere veya çeyrek dönem ya da yıl sonu gibi belirli dönemlere göre %20 düşüş yaşamış olması, bir ayı piyasasına giriş olarak tanımlanır. Endeks haftayı %3 düşüşle kapatırken son yedi haftada toplamda %14 zarar etti. Bu yıl bugüne kadarki kaybı %18.
Nasdaq ise %0,3 düşüşle Cuma günü 11.355 puanda kapandı. Hafta bazında %2,8 ve yıl bazında %27 değer kaybetti. Dow 31.261’de bitirdi. Haftalık %2,9 ve yıllık %14’e yakın bir düşüş gösterdi.
Fed, 40 yılın zirvelerinde gezinen enflasyonu düşürmek için gerektiği takdirde ABD ekonomisi yavaşlasa bile faizleri durmaksızın artıracağını söyledikten sonra borsadaki düşüş ivmelendi.
Koronavirüs kaynaklı aksaklıklardan dolayı 2020 yılında %3,5 küçüldükten sonra ABD ekonomisi 2021 yılında %5,7 ile 1982’den beri gördüğü en hızlı tempoda büyüdü. Ancak enflasyon da ekonomi kadar, hatta belki daha da hızlı bir şekilde yükseldi. Bazı fiyat ölçümleri yıllık artışın %8,3 olduğunu gösterdi.
Yılın başından bu yana ABD ekonomisi, ilk çeyrekte -%1,4 puan ile zayıf bir gidişat izliyor. Rusya-Ukrayna krizi gıda ve enerji fiyatlarında enflasyona yol açtı. Ekonomi ikinci çeyrekte pozitif bölgeye dönmediği takdirde ABD teknik olarak resesyona girmiş olacak. Resesyon olması için art arda sadece iki çeyreği negatif geçirmesi yeterli.
Borsa ve ekonomi arasındaki ilişkiye rağmen uzmanlar, ısrarla borsanın ekonomi demek OLMADIĞINA işaret etti.
Çünkü insanların en zengin %1’i hisselerin %50’sine ve en yoksul %50’si de hisselerin %0,7’sine sahip. S&P 500, Dow Jones Industrial Average ve Nasdaq Composite gibi majör borsa endekslerinin günlük performansı, çoğu Amerikalının hayatlarında neler yaşadığına dair bir şey göstermiyor neredeyse.
Bloomberg köşe yazarı John Authers, son gerileme dönemleri Fed’i, Clark Kent misali süper kahraman kostümünü giymek için aceleyle telefon kulübesine sevk etmesine rağmen bankanın bu kez günü kurtarmasını beklemeyin diyor. Gerekçesi, borsadaki büyük satışların tam da Fed’in, ekonomik faaliyeti yavaşlatmak ve karşılığında enflasyonu normalleştirmek için görmek istediği şey olması.
Ama konut ve emlak sektörünü düşününce durum merkez bankası için biraz farklı. Emlak sektörünün ABD ekonomisinde oldukça önemli bir rolü var ve ikamet edilen evlerin yaklaşık %65’inde sahipleri ikamet ediyor. Bu, evleri hanehalkının zenginliği için önemli bir kaynak ve konut inşaatını da önemli bir istihdam sağlayıcısı yapıyor.
2008-2009 mali kriz döneminde konut piyasasının çöküşü, daha sonra Büyük Resesyon olarak bilinen döneme zemin hazırladı. O zamandan sonra ABD’nin emlak piyasası, ekonomik toparlanma ve alıcıların talepleri sayesinde hızla toparlandı.
2020 yılında koronavirüsten dolayı ekonomide yaşanan çöküş zamanında bile emlak piyasası, bugün gördüğümüz rekor büyümeyi tekrar yakalamadan önce yalnızca kısa bir süre bocaladı. Ekonominin bu tür bir esnekliğe sahip herhangi bir sektörü, politika yapıcılar için heyecan verici bir şey olsa da şu an muhtemelen ABD konut piyasasının bu şekilde büyümesi için en kötü zaman çünkü kendisi, aynı zamanda enflasyonun en büyük itici güçlerinden biri.
Ekonomist Adam Button’ın Forex Live forumunda yaptığı açıklamaya göre konut ve emlak piyasası gibi petrol piyasası da olağanüstü bir esneklik sergiliyor – piyasalardaki zorlukları düşününce gerçekten eşi görülmemiş bir durum.
Button Cuma günkü bir paylaşımında “Tarihin hemen hemen herhangi bir zamanında yaygın ekonomik endişeyle birlikte hisse senetleri açısından en kötü dalgalanmalardan birine sahip olsaydınız petrolün düşük performans gösterdiğini görürdünüz." diye yazdı. “Bunun yerine petrol piyasası, yalnızca daha iyi performans göstermekle kalmadı, aynı zamanda kazandırdı da. Petrol son dört haftada %10 arttı. Bu, 25 Mart'tan bu yana 110 dolar üzerindeki ilk kapanış.”
Button, “kaçışı olmayan bir şeye hazırlandığını ama bunun gerçekleşmediğini” söyledi. “Şimdi Şanghay’ın tekrar açılmasından bahsediliyor ve bir noktada hisse senetlerinin en azından toparlanması gerekiyor.”
Button; petrol rallisiyle ilgili sorunun, enerji fiyatlarının arz açığına karşı mevcut reel talebe tepki vermesi gibi gelecekteki taleple ilgili spekülasyonlardan kaynaklanması olduğunu söyledi. “Yeterli arz olmadığı giderek daha bariz hale geliyor. Özellikle Rusya'nın günde 3 milyon varil üretim kaybı yaşayacağı yönündeki tahminler gerçekleşirse fiyatların ne kadar yükselebileceğinden korkuyorum.”
Ancak en büyük sorun, enerjiden kaynaklı enflasyonun Amerikalıların hayatları üzerinde büyük, olumsuz bir etkiye sahip olması.
“26 Nisan’dan beri benzin fiyatları günden güne artıyor. Ceplerdeki paranın artık daha büyük bir kısmı petrole gidiyor.”
O zaman Fed şimdi konut piyasasının altüst olduğunu görmeyi mi bekliyor (ya da istiyor)?
Atlantic'ten Derek Thompson, konut piyasasının aslında zirve yaptığını söylüyor. İşte gerekçeleri:
* Var olan konut satışları Nisan ayında %2,4 düşüşle yaklaşık iki yılın en düşük seviyesine indi. Bu art arda üçüncü aylık düşüş; rekor fiyatların ve hızla yükselen mortgage oranlarının potansiyel alıcıların Zillow sekmelerini, hayal kırıklığıyla nasıl kapattığını gösteriyor.
* Arz-talep dengesizliğinde en çok payı olan konut envanteri sıkıntısı, California ve Colorado gibi en sıcak pazarlarda azalmaya başlıyor.
* Redfin'e göre Mart ayı ortasında Google’da “satılık ev” aramaları LA, Boston ve San Francisco gibi büyük şehirlerde iki haneli düşüşler yaşadı.
* Redfin acenteleri ayrıca büyük şehirlerdeki potansiyel alıcıların aramalarında düşüş olduğunu bildirdi ve Kaliforniya'daki acenteler, ev gösterimleri ile tekliflerin sayısının düştüğünü söyledi.
Ancak buradan çıkarılması gereken şey şu: Konut piyasasındaki “gerilemenin” ucuz kredi, gevşek regülasyon ve yozlaşmış bir ‘düşük gelirlilere yüksek faizli kredi’ yaklaşımının yol açtığı 2008 krizi gibi olması mümkün değil. Emlak sektöründe son iki yıldır görülen emlak patlaması, çok sıkı kurallara tabi bir pazarda ve gerçekten talebin mevcut arzı aşması ile yaşandı.
Benzer şekilde aylık tarım dışı bordro verileriyle iş piyasası, petrol piyasası ile en büyük korelasyonlarından birine sahip.
Fed Başkanı Jerome Powell, ilk çeyrekte işgücü piyasasının “çok sağlıksız bir seviyeye” yükseldiğini söyledi ve işsiz her kişi başına 1,8 iş imkanı olduğunu belirtti. İşsizliğe göre iş imkanı oranı bire bir noktasına yakın bir değere eşitlenirse “Ücretler üzerinde artış yönlü baskı daha az olacaktır.”
Şimdilik ortalama saatlik ücretler, yıllık %5,5 civarı ile 40 yılın en hızlı temposunda artıyor. Ekonomistler artışın %3 ila 4’e yavaşlaması halinde enflasyonda yüzde iki puanlık bir düşüş sağlayacağını tahmin ediyor.
Konut piyasası gibi işgücü piyasasındaki büyüme de zirve yapmış olabilir.
Geçen hafta ABD’nin işsizlik başvuruları, art arda üçüncü haftada da artış yaşayarak Mart ayından beri gördüğü en yüksek seviyeye ulaştı ve verilerde aylardır süren düşüşün tersine dönmüş olabileceğini düşündürdü.
Petrol: Haftalık Kapanış Fiyatları & WTI Teknik Analiz
Petrol fiyatları Cuma gününü de haftayı da pozitif kapattı ancak ABD pompa fiyatları rekor seviyelere yükselmesine rağmen ayıların, boğaların getirdiği iyimserliği kısmen telafi edebilmesi ile fiyatlardaki artış sınırlı oldu.
WTI’yı sekiz haftanın zirvesine ve 2020 yılından beri ilk kez kısa süreliğine Brent’in üzerine taşıyan iki gün süren etkileyici artış, iki günlük aynı derecede şaşırtıcı düşüşle dengelenerek her iki sözleşmenin haftalık yaşadığı artışı sınırladı.
Cuma günü Temmuz vadeli Brent 87 sent artışla 112,91 dolardan işlem gördü. Hafta bazında %1 artış yaşayarak 115,69 dolar ile yedi haftanın en yüksek seviyesine ulaştı.
WTI Temmuz vadeli sözleşmesi ise 46 sent yükselişle 110,35 dolara çıktı.
Investing.com verileri, Salı günü sekiz haftanın en yüksek seviyesi olan 115,56 dolara ulaşmış olmasına rağmen Temmuz vadeli WTI’nın, 110,49 dolar seviyesinde hafta bazında nominal bir kayıp yaşadığını gösterdi.
WTI, haftalık orta Bollinger Bandı ve 100 günlük basit hareketli ortalama (SMA) ile sürekli desteklenerek güçlü ivmesini korurken haftayı 113,23 ile kapatmadan önce hafta içinde 115,50 puanı tekrar test eden boğa hareketler yaşandı. Haftanın en düşük seviyesi olan 105,13 puana göre 8 dolar artış yaşayarak haftayı kapatması, 116,60 ve 119,40 puanları test etmeye hazır olduğuna işaret etti.
skcharting.com’dan kıdemli teknik stratejist Sunil Kumar Dixit’in söylediğine göre “Boğa ivmesi yeterli alım desteğini kazanırsa WTI, artışını 123,70 dolara doğru büyütebilir.”
“Artış, fiyatların 108,50 dolar seviyesi üzerinde kalmasına bağlı. Bu desteğin altına inmesi, WTI’yı 105 dolara düşürecektir, bu da mevcut artış yönlü ivmenin gücünün azaldığı bir nokta.”
Altın: Haftalık Piyasa Faaliyeti ve Teknik Analiz
Altın fiyatları haftayı %2 artışla bitirerek uzunlara beş hafta içindeki ilk haftalık kazancı sağladı.
Nisan ortasında başlayan kasvet biraz dağılmış olsa da analistler, doların 20 yılın zirvelerini tekrar görme potansiyelini düşününce külçedeki boğaların hâlâ bıçak sırtında olduğu konusunda uyardı.
Genellikle altınla ters yönde hareket eden dolar endeksi, altı hafta içinde ilk kez haftayı düşüşle kapattı. Cuma günü 103,23 puandayken 105,06 puan olan zirveden çok uzak değildi.
Altın için diğer bir öcü de ABD’nin tahvil getirileri.
10 yıllık Hazine getirileri, Fed’in Haziran ve Temmuz toplantılarında 75 puan olarak dillendirilen ilk orana göre 50’şer puan artırım yapılacağı beklentileri üzerine Mayıs ayının %3,2 olan zirvesine kıyasla %2,79 puana düştü. Yine de faiz beklentileri genellikle ani değişimler yaşadığından getiriler de yükselebilir.
OANDA’dan Craig Erlam, “Finans piyasalarındaki korku parasal sıkılaştırma temposundan resesyon risklerine döndüğünden haftanın ikinci yarısı altına iyi geldi.” dedi. "Bu nedenle daha yüksek getiriler ve daha güçlü bir doların sarı metal üzerindeki baskısından ziyade yatırımcıların güvenli limanlara akın ederek getirilerde ufak bir düşüşe ve altında yükselişe yol açtığını gördük."
Haziran vadeli altın gün bazında 3,90 dolar artışla 1.845,10 dolara yükseldi. Hafta bazında ise yaklaşık 34 dolar arttı.
Altın için çalkantılı bir hafta oldu; vadeli işlemler Pazartesi günü 1.875 dolara kadar indi.
Erlam, Fed’in faiz artırımlarının fiyatlandırılmış olduğu beklentilerine dayanan altındaki yükselişin devam edip etmeyeceğine dair bir tahminde bulunmanın zor olduğunu söyledi.
“Faizlerin artırıldığı bu ortamda bunun sürdürülüp sürdürülemeyeceği konusu ilginç ve nihayetinde ekonomiyle ilgili korkuların ne kadar gerçek ve önemli olduğuna bağlı olacak. Günün sonunda faiz artışları talebi düşürmeli ancak bir resesyon da yaşanmalı. İkincisi birincinin olası bir sonucu olarak görülmeye devam ederse altın, servetini daha da artırabilir.”
Dixit, önümüzdeki hafta altının 1.867 doları test edebileceğini söyledi, bu da %38,2’lik Fibonacci seviyesinde 1.998 dolara yükseliş ve 1.787 dolara düşüş anlamına gelebilir.
“Bu seviyenin altına düşüş 1.836-1.825-1.800 dolarlara doğru düzeltmelere yol açacağından ve yine 1.780-1.760 dolar seviyelerine kadar düşürebileceğinden altının, artış ivmesini sürdürmesi için 1.858 dolar üzerinde kalması gerekiyor.”
Grafik uzmanı, altının momentumunu destekleyen şeyin, haftalık 20/19 stokastik okuma olduğunu söyledi. "Bu, toparlanma yönünde bir tahmin." diye ekledi. "Ancak ivme büyük ölçüde 10 yıllık Hazine getirilerinin %2,80'in altında kalmasına ve %2,60 ile %2,40 aralığına düşmesine bağlı olacak."
Feragatname: Barani Krishnan yazdığı emtia veya menkul kıymetlerde pozisyon sahibi değildir.