Önemli ekonomik göstergelerden olan İmalat Sanayi Endeksi, bir ülkenin imalatındaki üretim, yeni sipariş ve fabrika çıkışlarını içerir. Bu bileşenler aynı zamanda imalat sanayideki istihdam ve ihracatı da etkiler. Bu önemli göstergenin 50’nin üzerinde olması olumlu iken 50’nin altına düşmesi ise imalatta daralma işareti olarak algılanır.
Bugün İstanbul Sanayi Odası tarafından açıklanan Ağustos ayı Sanayi İmalat Endeksi raporunu incelediğimizde;
· Ağustos ayı oranı yüzde 49,3 ile beklenti altında kaldı.
· 2015 yılı içinde yani son sekiz ayda altı defa 50’nin altına yani negatif bölgeye düştü.
· Girdi fiyatları enflasyonu son on sekiz ayın en yüksek seviyesine ulaştı.
· Girdi stokları son yedi ayın en hızlı daralmasını gösterdi.
· Yeni siparişler üst üste sekiz ay düşüş gösterdi.
Rapordaki rakamlardan da görüldüğü üzere imalat sektöründe ciddi bir daralma yaşanıyor ve sadece imalat sektöründe değil neredeyse tüm ekonomik veriler ülke ekonomisinde büyük bir çökme eşiğinde olduğumuzu gösteriyor.
İmalat sanayideki düşük sipariş oranı, imalatçıların sipariş düzeyi kadar işçi çalıştırmasına neden oluyor ve bu sektörün istihdam oranındaki azalma mevcut işsizlik ve istihdam oranını da olumsuz etkiliyor. Ayrıca siparişler ve fabrika çıkışlarındaki azalma ihracat oranının da düşmesine neden oluyor.
Dış Ticaret açığımız da Temmuz ayında yüzde 6,5 artış ve 7,03 milyar dolarla yılın en yüksek seviyesine ulaştı. Ekonomimizdeki bu sert gerilemede Fed başta olmak üzere dış gelişmelerin etkisi büyük ancak özellikle Ocak 2015 itibariyle Lira’nın yaklaşık yüzde 20 üzerinde değer kaybetmesinin en önemli nedeni ülke içinde yaşanan olumsuzluklar. Hem siyasi belirsizlik hem de yaşanan iç çatışmalar yatırımların gittikçe azalmasına neden oluyor ve Lira’daki değer kaybı ihracatımızı artıracak olumlu bir gelişmeye dönüşemiyor.
Son seçimin ardından yaşadığımız süreçten de görüldüğü üzere iktidar olma hırsı ile ülke ekonomisi de vatandaş güvenliği de ikinci plana atılmış durumda ve 1 Kasım’da yapılacak seçimden benzer bir sonucun çıkması, en önemlisi güvenlik sorununa çözüm bulunamaması durumunda Lira’daki değer kaybının ve ekonomideki çöküşün hız kazanması kaçınılmaz olacaktır.