Bu yazı Investing.com için özel olarak kaleme alınmıştır. 
- Enerji ilgi odağı halinde
- Korona virüs en önemli konu
- Riskten kaçışın geleceğe yönelik ironik etkisi geri döndü
- Uzun vadeli emtia planlamasında küçülme
3 Kasım'da, Amerikalılar önümüzdeki dört yıl boyunca ABD'nin başında kimin olacağına karar vermek ve Meclis'teki temsilcilerini seçmek üzere sandığa gidecek; bazı eyaletlerde aynı zamanda Senato seçimleri de yapılacak. Seçimin sonucu, önümüzdeki yıllarda iç ve dış politikayı hangi partinin ajandasının şekillendireceğini de belirleyecek.
Piyasalar ekonomik ve siyasi koşulları yansıtır. ABD dünyanın lider ekonomisi olduğu için de, bu seçim küresel finans sistemi için ciddi öneme sahip.
Bu sistem içinde emtia en volatil varlık sınıfı olma eğilimindedir. Ham madde üretimi genellikle yerel bir konudur.
Diğer yandan mineraller, metaller, cevherler ve enerji, dünyanın toprağın bu emtiayı içerdiği bölümlerinden geliyor. Tarımsal ürünler ise, mahsulü besleyecek verimli toprakların ve suyun bulunduğu bölgelerde üretiliyor.
Tüketim ise her yerde. Emtia, dünya genelinde tüm insanların günlük yaşamını destekliyor. Yaklaşan seçimler, önümüzdeki yıllar için emtia fiyatlarını etkileyecek.
Böylece, ham madde fiyatlarında kayda değer bir boğa piyasası ihtimali de giderek yükseliyor. Merkez bankalarının teşvik dalgaları ve rekor seviyelerde devlet yardımları para arzını artırıyor. Para birimleri değer kaybederken, enflasyonist baskıların emtia fiyatlarını önümüzdeki yıllarda yukarı taşıması muhtemel.
Bu yüzden, ABD'deki Kasım seçimlerinin sonuçları 2021 başından itibaren küresel finans sisteminin izleyeceği yönü belirlemede önemli bir rol oynayacak.
Enerji ilgi odağı halinde
Amerika Birleşik Devletleri, şu an dünyanın lider ham petrol ve doğal gaz üreticisi konumunda. ABD'nin ham petrol üretimi Mart ayında günlük 13,1 milyon varillik rekor bir seviyeye ulaşmıştı. Bu miktar 2 Ekim itibariyle hala günlük 11 milyon varil civarındaydı. Marcellus ve Utica şistlerinde keşfedilen devasa doğal gaz yatakları, ABD'nin gaz rezervlerini artırdı. Aynı zamanda, toprağın altından petrol ve doğal gazı çıkarmak için kullanılan hidrolik kırma teknolojisindeki ilerleme ve Trump yönetiminde getirilen enerji-dostu düzenlemeler geleneksel fosil yakıtların üretiminde yükselişi destekledi.
Seçime bir aydan kısa bir süre kalmışken, Demokratlar anketleri büyük bir farkla önde götürüyor. Muhalefet partisi Temsilciler Meclisi'nde kontrolü elinde tutarken sadece Beyaz Saray'ı değil, Senato'da da bir çoğunluğu ele geçirebilir. Demokratların her alanda kontrolü ele almaları sonrasında muhtemelen enerji üretiminde yeni düzenlemeler gelecek ve çevreye daha düşük seviyede karbon izi bırakan alternatif enerji kanaklarına yönelimde artış yaşanacaktır.
Bu sürede, ABD'nin petrol ve doğal gaz üretiminde yaşanacak bir düşüş, enerji emtiasının kısa vadeli gereksinimlerinde dramatik bir düşüşe yol açmayacak. Ancak böyle bir gelişme piyasalar üzerindeki güç ve etkiyi uluslararası petrol karteli OPEC ve Rusya'ya verebilir.
Emtia dünyasında, ABD'nin enerji politikası ve bu politikanın dünyanın geri kalanında yarattığı etkide ciddi bir değişim yaşanabilir ki bu da dünya çapında ekonomik ve siyasi koşulları etkileyecektir. Mevcut yönetim sınırsız kazı ve üretimi savunduğu için, yapılacak bu seçim ABD'nin enerji üretiminin geleceği konusunda bir referandum olacak.
Korona virüs en önemli konu
Ne olursa olsun, birçok seçmen için en önemli konu küresel COVID-19 salgını ve Trump yönetiminin salgına karşı aldığı önlemler. İkinci dalganın Avrupa ve ABD genelinde yayılmaya başlamasıyla birlikte bu konu yeniden listenin başına taşındı.
Başkan Trump ve First Lady de dahil olmak üzere yakın çevresindeki birçok isim korona virüse yakalandı. Eğer Amerika Birleşik Devletleri Başkanı virüse yakalanabiliyorsa, herkes risk altında demektir. 9 Ekim itibariyle 210 binin üzerinde ölüm ve 7,4 milyonun üzerinde vaka kaydedilen ABD'de salgın seçmenlerin en büyük endişesi konumunda.
Korona virüsün emtia piyasalarında çok sayıda bozulmalara yol açtığını da hatırlayalım. Üretim ve işleme tesislerindeki kapatmalar ve yavaşlamalar üreticiler için düşük fiyatlara, tüketiciler için ise birçok ürünü bulamamaya ya da yüksek fiyatlara neden oldu.
Korona virüs aynı zamanda ABD'de ve küresel çapta tedarik zincirlerini de alt üst etti. Bunun belki de en şiddetli örneği, ham madde varlık sınıfının hayvansal protein sektöründe yaşandı. İşleme tesislerindeki yavaşlamalar sonucunda çiftlik sahipleri ve üreticilerinin büyükbaş hayvan, domuz ve diğer çiftlik hayvanları ellerinde kaldı.
Bu durum, yıl içinde bir arz fazlalığı yaratmasına rağmen vadeli işlem fiyatlarında düşüşe neden oldu. Ancak ortaya çıkan eksiklikler sebebiyle tüketiciler bu düşük fiyatların bir faydasını göremedi. Hatta fiyatlar yükseldi. Birçok piyasa ve perakende şirketi alımları sınırlayarak fiyatlarını artırdı.
Bir diğer örnek de kereste piyasasından. Kereste vadeli işlemlerinin fiyatı Eylül ayında 1000 BF (board feet) başına 1.000 dolarlık bir rekora ulaştı.
Düşük faiz oranları ve şehir merkezlerinden daha az nüfuslu bölgelere doğru iç göç, yeni evlere yönelik talebi artırdı. Aynı zamanda, sokağa çıkma yasakları ve evden çalışanların ve işsiz kalan insanların sayısındaki artış ev dekorasyonu projeleri için kereste ihtiyacında artışa yol açtı. Bu sürede imalathanelerin kapatılması ya da yavaşlaması da arz sıkışıklığı yarattı.
Salgının geçtiğimiz aylar içerisinde bazı emtia piyasalarındaki tedarik zincirlerinde yol açtığı ciddi sorunlar için daha birçok örnek gösterilebilir.
Riskten kaçışın geleceğe yönelik ironik etkisi geri döndü
Virüsün yol açtığı riskten kaçış dönemi, ironik bir şekilde, önümüzdeki yıllar için emtia fiyatlarındaki en büyük yükseliş eğilimini yaratacak faktör olabilir. Riskten kaçış, bu yıl içinde WTI ham petrol fiyatlarının sıfırın altına inişi, bakırın pound başına neredeyse 2 dolara kadar düşüşü, gümüşün 2009'dan bu yana en düşük seviyesine gerilemesi, kerestenin 251,50 dolara kadar inmesi ve diğer birçok emtianın ciddi düşüş yaşayarak Mart ve Nisan aylarında diplere ulaşmasından görüleceği üzere tüm varlık fiyatlarında düşüşe neden olur.
Yeni bir riskten kaçış dönemi de, ham madde varlık sınıfında benzer bir etki yaratabilir. Ancak riskten kaçış için ekonomik terapi, uzun vadede bir yükseliş yakıtı. Merkez bankalarının likidite ve parasal gevşeme dalgaları ile gelir eğrisi boyunca düşük faiz oranlarıyla birlikte devletlerin kurtarma paketlerini, geliştirilmiş işsizlik sigorasını ve bireylere direkt yardım ödemelerini içeren teşviklerinin tek bir ortak yanı var. Para arzını artırıyorlar.
Para arzındaki artış, tüm para birimlerinin değerini düşürüyor. Likiditenin, teşviğin ve yükselen borç seviyelerinin enflasyonist etkisi parayı değersizleştiriyor. Enflasyon ise emtia fiyatlarını yükseltme eğilimine sahip. Bu yüzden, emtia fiyatlarında düşüşlere neden olan riskten kaçış dönemleri, vadeli işlemler fiyatlarının yükselme ihtimalini artırıyor.
2008 küresel mali krizi sonrasında uygulanan likidite ve teşvikler, emtia varlık sınıfında büyük bir ralliye neden oldu ve fiyatlar 2012 itibariyle uzun yılların ya da tarihlerinin en yüksek seviyelerine ulaştı. 10 yıl önce merkez bankalarının ve devletlerin uyguladıkları bu hamlelerin arkasındaki neden farklı olsa da, artan para arzının yan etkileri muhtemelen aynı olacak.
Uzun vadeli emtia planlamasında küçülme
Önümüzdeki haftalarda ve aylarda yaşanacak riskten kaçış dönemleri emtia fiyatlarını düşürebilir. Ancak küresel mali koşullar önümüzdeki yıllar için çok daha yüksek emtia fiyatlarını destekliyor. FED piyasalara kısa vadeli faiz oranlarının 2023'e kadar sıfırda kalmasını beklemelerini söyledi.
Merkez bankası enflasyonun %2'lik hedefin üzerine çıkmasına izin verecek. ABD'nin bütçe açığı ise 27 trilyon doları aştı ve yükselmeye devam ediyor. Yeni bir teşvik paketi, bu açığı 30 trilyon dolar seviyesinin üzerine taşıyacak. Paranın değeri düşüyor.
Aynı zamanda, dünya nüfusu her çeyrekte yaklaşık 20 milyon artıyor. Bu yüzyılın başında dünya üzerinde altı milyar insan bulunuyordu.
Kaynak: ABD Nüfus Sayım Bürosu
Geçen haftanın sonu itibariyle dünya nüfusu 7,688 milyarda, 20 yıl öncesine göre %28'in üzerinde artış gösterdi. Daha fazla insan, 2000 yılına göre daha fazla gıda, enerji, barınma ve giyim demek. Nüfus büyümesi, ham madde temel denkleminin talep kısmındaki güçlü bir faktör olduğu için talep 2021'de 2020'ye göre daha da büyük olacak. Ayrıca daha önce belirttiğimiz gibi, emtia dünya genelinde her gün insanların temel ihtiyaçlarını karşılayan zaruri ürünler.
Emtia varlık sınıfında bir riskten kaçış dönemi önümüzdeki haftalarda ve yıllarda yatırımcılara büyük bir fırsat sunabilir. Teşvik ve likidite emtiayı yükselişe geçiren güçler ve önümüzdeki yıllarda da devam etmeleri, hatta artmaları muhtemel. Para arzındaki artış ve alım gücündeki düşüş de dünyayı besleyen, barındıran giydiren ham maddeler için bir başka yükseliş faktörü.
ABD'deki başkanlık seçimi tüm varlık sınıflarında piyasalarda ciddi miktarda volatiliteye yol açabilir. Gelecek her sonuç muhtemelen önümüzdeki yıllarda emtia fiyatlarını yükseltecektir.
3. parti reklam. Investing.com'un sunduğu veya önerdiği bir teklif değildir. Feragat detaylarına buradan bakın veya
reklamları kaldırın