08.08.2013/ Deniz Kahraman
Küresel piyasalar, tarihi mesajların verildiği 19 Haziran tarihli FED/FOMC toplantısından bu yana, tahvil alımlarının bu yıl azaltabileceğini ve 2014’te sonlandırabileceğini fiyatlıyor. Bu algı gelişmekte olan piyasalar başta olmak üzere, piyasaları derinden etkiliyor.
Bu çalışmada 21.06.2013 tarihinde yayınladığımız “FED’in Ardından Gelişmekte Olan Piyasalar/EEM-EMEA” başlıklı rapordaki görüşlerimizin değerlendirmesini yapacak, sonuçları değerlendireceğiz.
EMEA Sepetine baktığımızda, Türkiye’nin en düşük performansı gösteren ülkelerden biri olduğunu ifade etmek mümkün.
SONUÇ VE DEĞERLENDİRME
“21.06.2013 tarihinde ifade ettiğimiz görüşler tırnak içerisinde verilmiştir.”
- 1) Güney Afrika, “Güney Afrika zayıf seyreden emtia fiyatlarından olumsuz etkileniyor, dolayısıyla önümüzdeki aylarda da, “GDX, SILX, COPX” endeksleri ile birlikte performans gösterebilir.” 21.06.2013
- 2) Rusya, “Rus Piyasaları zayıf seyreden petrol fiyatları ile birlikte baskı altında kalıyor, zayıflık sürebilir.” 21.06.2013
- 3) Polonya, “Polonya MB 5 Haziran toplantısında 25BP faiz indirimine gitmiştir. Polonya MB’nin faiz indirimlerini sürdürebileceğine yönelik sinyaller, Polonya’nın olumlu ayrışmasına neden olabilir.” 21.06.2013
4) Türkiye,
- “Güçlenen dolarla birlikte enflasyon baskısı ve faiz indirimlerini güç hale getiriyor. Bankacılık endeksi ve tahvil piyasasının baskı altında kalması beklenebilir.” 21.06.2013
- “Bankacılık endeksinde ağırlık azalt, Yüksek temettü verimine sahip sanayi şirketlerinde ağırlık arttır stratejisini destekliyoruz.” 21.06.2013
Gelişmeler ışığında, Bankacılık sektöründe zayıf görünümün süreceğini, fakat Bankacılık sektöründeki olası short pozisyonların hedge rasyosunun yüksek tutulması gerektiğini ifade edebiliriz.