Fed dün 75 baz puanlık faiz artışı yaptı. Bu oran hem bekleniyordu hem beklenmiyordu. Neden bekleniyordu? Tüketici enflasyonu yavaşlamak yerine yükselmeye devam etti ve üretici enflasyonunda da istenen bir geri çekilme olmadı. Üzerine güven endeksi sert düştü ve hanehalkının enflasyona dair beklentileri oldukça yüksek. Böyle olunca Fed için 50 bp yetersiz kaldı ve 75 bp oranında faiz artışı yaptı. Peki neden beklenmiyordu? Çünkü Powell, Mayıs’taki toplantıda Haziran için 75 baz puan olasılığının söz konusu olmadığını söyledi. Enflasyona göre hareket edeceğiz diyen başkan bu olasılık masada yok dedi ve ekseriyetle tutarlı hareket eden Fed’in yine sözüne sadık kalması bekleniyordu.
Fed’in piyasa ile olan iletişiminde ciddi bir hata yok, fakat Mart’ta 25 baz puan ile geç ve az oranla geride kalması, üzerine Mayıs’taki söylemleri ve ardından dünkü tavrı aslında enflasyon konusunda piyasalar kadar net olmadığını gösteriyor. Hatırlarsak Fed, enflasyonu geçici görmekle çok iyimser olduklarını da itiraf etmişti. Şimdi ise aynı durum olmasın diye şahin davrandı, ama gelelim yine doğru iletişime.
75 baz puan oldukça yüksek, ama sonrasında Powell öyle konuştu ki oynaklık son derece düşük kaldı. Powell, yapılan revizyonlarla da zaten önceliğin enflasyonu düşürmek olduğunu ve bunun için ne lazımsa yapacaklarını belirtti (özenmiyor değiliz bu çabaya). Hatta büyümeyle beraber enflasyonu düşürmenin zor olacağının farkındalar ki istihdamda da yavaşlama göze alındı, çünkü enflasyon en büyük bela (burada da ayrışıyoruz, malum biz hem büyüyüp hem de enflasyonu düşüreceğiz!).
Fed tarafında piyasalarda endişe yaratan ya da belirsizlik oluşturan bir durum yok. Banka kendini net anlattı: Derdimiz enflasyon ve çabamız düşürmek. Bunun için büyümeden de feragat edeceğiz, istihdamda da duraksama görebileceğiz. Piyasalarda da durum net: Temmuz’da 75 baz puan olasılığı çok yüksek, ama enflasyondaki son ay değişimi izlenecek.
Küresel piyasalarda Fed’in faiz artışının yanında etkili olan diğer durumlar da var. Bunlardan biri Japonya. BoJ, hem faizin %0,25’i aşmamasına hem de yenin çok düşmemesine gayret ediyor. Bu yüzden piyasaya alımlarla müdahale ediyor. Bu durum tahvil tarafını hareketli kılıyor. Avrupa’da ise bugün İsviçre Merkez Bankasının hamlesiyle yeşiller kırmızıya döndü. Banka, beklenmedik bir kararla faizi 50 bp artırdı. Oran %-0,25 ile yine ekside ama sıkılaşma başladı ve %2,9’luk enflasyonla mücadele için start verildi.
Yurt içinde ise gelecek hafta yapılacak toplantıya dair bir heyecan yok, çünkü Cumhurbaşkanı Erdoğan, önceki hafta yaptığı konuşmada mevcut politikalara devam edileceğini, bırakın faiz artışını, indirim yönlü duruşun devam edeceğini söyledi. İç piyasada nasıl bir durum olacağını Cumhurbaşkanının açıklamaları belirlediği için merkezin %14’lük faizi sabit bırakması bekleniyor.
Dünyada birçok merkez bankası faiz artışı yaparken TCMB ayrıştığı için üzerine Türkiye’deki enflasyon dünyada en yüksek sıralamalarda olduğu için TL savunmasız kalmaya devam ediyor.
Bugün 17,30 üzerini test eden fiyatta 17,15 üzeri bir teknik takibimizin olmadığını tekrar belirtelim. Sadece 18,36 tarihi zirveyi haliyle önemsiyoruz. Kurdaki görünüm gerek güçlü dolar gerekse zayıf TL bakımında yükselişin güçlü olduğunu gösteriyor.