ABD’de seçimlerin bitmesi ve Başkan Biden’ın göreve başlaması sonrasında, bir önceki döneme dair politikalar gözden geçirilirken, İran özelinde nükleer anlaşma konusu sürüncemede kalmaya devam etmektedir. İran bu süreçte haklı temellere dayanarak uluslararası alanda isteklerini artırmaya ve kazanımlarını genişletmeye çalışmaktadır. Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani ile İngiltere Başbakanı Boris Johnson'ın, dün gerçekleştirdikleri telefon görüşmesinde nükleer anlaşma ve Tahran'ın Londra'da bloke edilen parasını ele almışlardır. İngiltere Başbakanı Boris Johnson Tahran'ın istikrarsızlaştırıcı faaliyetlerini durdurması gerektiğini söylerken, Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani ise İran'ın alacağının ödenmesinin diğer ilişkilerdeki sorunların giderilmesinde de etkili olacağını belirtmiştir. Ayrıca İran Dışişleri Bakanı Muhammed Cevad Zarif, Japonya Dışişleri Bakanı Toshimitsu Motegi ve Finlandiya Dışişleri Bakanı Pekka Haavisto ile nükleer anlaşma hakkında fikir alışverişinde bulunmuştur. Zarif, ABD'nin yaptırımları kaldırması halinde Tahran'ın da taahhütlerine döneceğini söylerken, Toshimitsu ise tüm tarafların anlaşmadaki taahhütlerine bağlı kalması gerektiğine vurgu yapmıştır.
ABD’de Başkan Biden yönetiminin teşvik paketi sonrasında ikinci büyük adımı Çin'e yönelik tedbirler olabileceği tartışılırken, Çin’in küresel ölçekte artan gücünü önleyecek ve ABD'nin imalat kapasitesi ve tedarik zincirlerindeki etkinliğini artıracak bir plan üzerinde çalışıldığı konuşulmaktadır. Bu noktada İran ve nükleer anlaşma konusunda ne zaman ilerleme sağlanacağı merakla beklenirken, seçimler sürecinde belirtildiğinin aksine, bu sorunlar içerisinde Türkiye-ABD ilişkilerinin gündeme gelmesine daha zaman olduğu fikri destek kazanmaktadır.
Diğer yandan ABD Başkanı Joe Biden'ın Temsilciler Meclisi ve Kongrede onaylanan 1,9 trilyon dolarlık Korona virüs ekonomik destek paketini cuma günü imzalayacağı belirtilmektedir. ABD Ulusal Alerji ve Bulaşıcı Hastalıklar Enstitüsü Başkanı Anthony Fauci ise aşılama hızına bakıldığında ABD'nin salgın öncesindeki düzeyde "normal yaşama" Ağustos sonu ya da Eylül başında dönebileceğini söylemiştir.
Avrupa tarafında Almanya Başbakanı Angela Merkel, Korona virüse karşı yapılan aşılamanın etkilerinin 3-4 ayın ardından görüleceğini ve sonrasının çok daha iyi olacağını belirtmiştir. Merkel, salgının sonunu bilmemenin siyasetçilerin karar almasını zorlaştırdığına işaret ederek, birkaç yıl önce yaşanan mali krizde zor durumdaki bankalara para verildiğini ve krize sebep olan durumun ortadan kaldırıldığını ancak salgında birçok şeyin belirsiz olduğunu dile getirmiştir.
Yurt içerisinde Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Korona virüs salgınına ilişkin olarak, "Mutant virüsler yayılım hızını artırmıştır. Her ne kadar bu artış hastanelere yatışları paralel şekilde etkilemese de çok vaka çok hasta potansiyelini barındırıyor." ifadelerini kullanmıştır.
Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Moody's ise Korona virüs salgınının birçok sektör ve ülke için hala önemli bir kredi riski oluşturduğunu belirterek, çoğu ekonominin 2022'ye kadar salgın öncesi faaliyet seviyelerine dönemeyeceğini savunmuştur.
Küresel piyasalara bakıldığında, Avrupa borsaları, İngiltere FTSE 100 edenksi hariç, çarşamba günü yükseliş kaydederken, ABD tarafında Dow Jones ve S&P 500 endeksi pozitif kapanış gerçekleştirmiştir. Nasdaq bileşik endeksi ise bir gün önceki sert yükseliş ardından hafif negatif kapanış gerçekleştirmiştir.
Bugün için ABD vadeli endeksleri pozitif seyrin devamına işaret ederken, VIX korku endeksi 22,56 seviyesine gerilemiştir. DXY Dolar Endeksi ise 3,5 ayın zirvesinden uzaklaşarak 91,80 seviyesine gerilemiştir. Asya borsalarına baktığımızda Çin ve Güney Kore borsaları öncülüğünde yükselişler dikkat çekmektedir.
Bu gelişmeler ışığında Bist 30 endeksine baktığımızda, gözlerin 1650 direncine çevrildiği görülmektedir. Küresel piyasalarda esen pozitif hava ile birlikte 1650 seviyesinin aşılması durumunda yukarı yönlü hareketin hız kazanabileceği düşünülmektedir. Bu noktada yeni pozisyonlanmalar veya pozisyon artırımları gelmesi beklenirken, 1650 üzerinde günlük kapanışlar endekse güveni artıracaktır. Aşağıda ise kırılımın gerçekleştiği 1635 seviyesi destek olarak takip edilebilir.
Dolar/TL tarafına bakıldığında, 7,53 seviyelerinin aşağı yönlü geçilmesi ile mart ayının başından beri takip ettiğimiz yukarı yönlü eğilimin bozulmuş olduğu görülmektedir. Mevcut teknik görünüm içerisinde 7,53 seviyesi altında kalındığı sürece 7,27 seviyesine doğru hareketin devam etme olasılığı yüksek gözükmektedir.
Herkese iyi günler ve iyi seanslar dilerim.
Emrah Parlan