Geçtiğimiz yıllarda ayda en az bir kere toplanan Merkez Bankası Para Politikası Kurulu bu yıl en az 8 kere bir araya gelecek. Merkez Bankası sayfasında yapmış olduğu duyuruda ilk toplantı tarihini 24 Ocak olarak belirtirken, sonraki toplantı tarihleri ile ilgili henüz bir açıklama yapmadı. Yılın ilk PPK toplantısı ise çokta kolay geçecek gibi görünmüyor.
Enflasyonda görünüm bozuluyor
Bu hafta TÜİK Aralık ayı enflasyon rakamlarını açıkladı. TÜİK verilerine göre TÜFE Aralık ayında yüzde 1,64 ile beklentilerin üzerinde kalırken, TÜFE yıllık bazda yüzde 8,53 ile beklentilerin oldukça üzerinde kaldı. Aslında Kasım ayında gelen enflasyon rakamları, Aralık ayındaki olumsuz görünümün habercisiydi. Zira Kasım ayında TÜFE’nin aylık bazda yüzde 0,52, yıllık bazda yüzde 7,00 artış ile ılımlı bir görüntü sergilemesine karşın, ÜFE’nin aylık bazda yüzde 2,00, yıllık bazda yüzde 6,41 artış göstermesi üreticilerde oluşan yüksek enflasyonun tüketicilere de yansıyacağına işaret ediyordu. Ayrıca TL’deki zayıf görünümün devam etmesi, petrol fiyatlarındaki yükseliş ve vergi ayarlamaları da enflasyonun yükselişini destekleyen etkenler arasında yer aldı.
Negatif faiz bölgesine geriledik
Merkez Bankası son gerçekleştirmiş olduğu PPK toplantısında düşük olan Kasım ayı TÜFE rakamlarını da dikkate alarak değişikliğe gitmedi. Yeni yılın ilk PPK toplantısında ise resim enflasyon kanadında oldukça farklı. Zira Aralık ayında enflasyon yıllık bazda yüzde 8,53’e tırmanırken, politika faizi yüzde 8,00 ile enflasyonun altında negatif bölgede kaldı. Ayrıca yüzde 8,00 politika faizi ve yüzde 8,50 olan koridorun üst bandının ortalaması ağırlıklı fonlama oranı da yüzde 8,25 ile enflasyonun uzağında kaldı.
Tahvil faizleri yüksek seviyelerde
Yurtiçinde yaşanan olumsuzlukların etkisinde kalan tahvil faiz oranları ise yüksek seviyelerdeki seyrini sürdürüyor. Türkiye 2 yıllık tahvil faiz oranı yüzde 10,81, 5 yıllık oran 11,28, 10 yıllık oran ise 11,36 seviyelerinde. Kısa vadeli faiz oranlarının uzak vadeye yakın olması piyasada risk algısının yüksek olduğuna işaret ediyor. Özellikle 5 yıllıklar ile 10 yıllıkların arasındaki mesafenin dar olması dikkatleri çekiyor.
Faiz oranlarının negatif bölgede kalmasına, olumsuz makroekonomik verilerin ve içeride yaşanan üzücü olayların eklenmesi ise içeride risk algısını arttırıyor. Tüm bu gelişmeler ise TL’de güç kaybının sürmesine neden oluyor. Özellikle devlet bankalarına yapılan faiz indirimi çağrılarına karşın merkez bankasının faiz artırımı yapıp yapmayacağı ise piyasaların odağında olacak.
Uğur Çevre
IşıkFX Araştırma Uzmanı