Yılın son PPK toplantısı bugün gerçekleşti ve TCMB, faizlerde değişikliğe gitmedi.
Türk Lirası’nda yaşanan kayıp ve dolardaki güçlenme ile rekor yükseliş gösteren kura TCMB Kasım toplantısında haftalık repo faizinde 0,50 bp ve koridorun üst bandında da 0,25 bp artış yaparak müdahale etmişti, ancak kur, lira olumsuz gelişmeler ve dolardaki ralli ile 2 Aralık’ta 3,60’ya yükselerek rekor tazelemişti.
TCMB neden faiz artırmalıydı?
Kurda yaşanan yükselişlerin ekonomiye etkisi devam eden aylarda kendini gösterir ve Kasım-Aralık’ta yaşanan bu sert yükselişler 2017 ilk çeyreğinde etkisini gösterecektir. TCMB, bugünkü toplantıda faiz artışına gitseydi bu etkileri biraz da olsa sınırlayabilirdi.
Bir diğer önemli nokta ise, yurt içinde artan risklere rağmen yatırımcılara lira cinsinden varlıklara yatırım yapmanın cazip olacağını göstermek olacaktı. Çünkü, bu şartlarda yabancı yatırımcının ülkemizde yatırım yapmasını cazip kılacak hiçbir gelişme yok. Üstüne üstlük mevcut olumsuzlara artan güvenlik tehdidinin de eklenmesi liradan çıkışları hızlandırıyor. İşte tam bu noktada merkez bankasının yapacağı faiz artışı biraz da liraya kefil olduğunu gösterecekti.
2015 ve 2016’yı tek faiz artışıyla kapatan Fed, 2017’de 3 faiz artışı öngörüyor. Bu, gelişen ülkeler için risk, ancak ülkemiz için daha da büyük bir risk, çünkü hali hazırda yaşanan iç gelişmeler zaten lirayı kırılgan yaptı ve Fed ile kayıplar daha da artacaktır. TCMB, 2017’de her koşulda faiz artışına gidecek, ancak bugünü pas geçmesi ile yine gecikmiş bir hamle olacak sonraki faiz artışı.
TCMB neden faiz artırmadı?
Kurul, bugünkü PPK kararında şu açıklamalara yer verdi:
‘3. çeyrekte yaşanan ivme kaybının ardından 4. Çeyrekte toparlanma hareketleri görülmektedir. Alınan destekleyici teşvik ve tedbirlerin katkısıyla ılımlı toparlanmanın devam etmesi beklenmektedir.‘ TCMB, 4. Çeyrek itibariyle ekonomide toparlanma olacağı görüşünde.
Ayrıca kararda, kur ve petrol fiyatlarındaki yükselişin enflasyon üzerinde yukarı yönlü risk oluşturacağı belirtildi ve büyüme için yapısal reformların hayata geçirilmesinin de şart olduğu vurgulandı.
Bu gerekçelerin dışında asıl önemli konu şu ki; Fed, Trump’ın, TCMB de Fed’in ne yapacağını görmek istiyor, o nedenle Ocak’taki kararlar yakından takip edilecek.
Trump, ekonomik büyüme yolunda verdiği vaadleri hayata geçirirse ve planladığı gibi olumlu sonuçlar alınmaya başlanırsa bu Fed’in faiz artırmasını sağlar. Fed’den gelecek açıklamalara göre de TCMB faiz artışının oranını belirleyecektir. Yani TCMB, 2017’de faiz artışından kaçamayacak, ancak Fed-Trump gelişmelerine göre artış hızı ve oranını belirleyecek.
Tüm bu gelişmelerden bağımsız iç dinamikler, lira üzerindeki kayıpları artırabilir ve bu kadar risk varken TCMB’nin biraz daha beklemeyi tercih etmesi yatırımcıların gidişini de hızlandırabilir.
PPK kararı sonrası Dolar/TL ve Euro TL’deki hareketler
Rusya Büyükelçisinin vurulması ile 3,53’lere yükselen kur, bugün faiz kararı sonrasında ilk etapta 3,5425’e yükselse de tekrar 3,52-3,50 aralığına geri döndü. Piyasaların tepkisi kısa süreli oldu ve kurdaki yükseliş sınırlı kaldı.
Euro/TL de ise, yükselişler 3,68 üzerinde kalıcı olamadı ve 3,64 seviyelerinde fiyatlanıyor.
Dolar ve euro kurunda yaşanan hareketlere baktığımızda siyasi gelişmelerin etkisinin daha fazla olduğu dikkat çekiyor. Dünkü olay sonrası sert yükseliş gösteren kur, bugünkü faiz kararına sınırlı tepki verdi. Bu durum lira üzerindeki hassasiyeti de çok net gösteriyor, çözümün de TCMB’de değil siyasilerde olduğunu da…
Ayın sonlarına yaklaşırken küresel piyasalarda işlem hacmi zayıflıyor ve paritelerdeki hareketler de dar bant aralığında devam edebilir. Tabi Euro/TL ve Dolar/TL hariç, bu paritelerde ülkemizde yaşanacak gelişmelerle her an yeni seviyeler görebiliriz.