Son haftalarda ABD tahvil faizi ile dolar göstergesi arasındaki uyumsuzluk dikkat çekiyor. 10 yıllık tahvil getirisi istihdam verisinin ardından %1,90 üzerine çıktı ve son dönemin zirvesini gördü, fakat Dolar Endeksi zayıflayarak 95,50 yakınında işlem görüyor.
Son dönemdeki analizlerimizde Fed'in Mart'ta faiz artırımına başlaması ve yılın devamında da bilanço küçültmesi ile dolarda değerlenme beklediğimizi belirttik. Aynı dönemde ECB'nin ise mevcut politikaya devam etmesi durumunda ayrışmanın artmasıyla EUR/USD tarafında düşüşlerin sürmesini beklediğimizi de belirttik. Geçen haftaki toplantı kararı sonrası açıklama yapan Lagarde, önceki toplantılardan farklı bir tutum sergiledi ve enflasyon riskine bağlı faiz artışı olacağının sinyalini verdi. Lagard, daha önceki açıklamalarında 2022'de faiz artışının mümkün olmadığını söylemişti. Dolayısıyla son toplantıda şahin tarafa geçen ECB ile beraber euro yükselişe geçti. Parite de 1,1250 – 1,1350 aralığındaki seyrini de 1,1450'ye taşıdı.
Fed'in ardından ECB de sıkı para politikasına hazırlanıyor, ancak Fed'in ilk adımı Mart'ta gelecek ve yıl içinde en az 4 faiz artışı yapması beklenirken ECB'nin ise bu yıl tek faiz artışı yapması onu da son çeyrekte gerçekleştirmesi bekleniyor. Bunu erkene alan her açıklama ve gelişme euroyu destekleyebilir. Biz ise şu anda Fed'in ön planda olduğu sıkı para politikasında paritedeki yükselişin yerini kademeli olarak düşüşe bırakmasını bekliyoruz. 1,1170'i ilk önemli destek olarak izlemeye devam ediyoruz.
Fed, ECB, BoE gibi büyük merkez bankalarının sıkı para politikasına geçmesi altın için negatif, ancak enflasyon altını beslemeye devam ediyor, bu nedenle fiyatta hızlı düşüşler yaşanmıyor. Bununla beraber bu dönemde Ukrayna meselesi de altının pozitif kalmasını sağlıyor. Fiyat 1.780 dolar desteğini test etse de tekrar 1.800 dolar üzerine çıktı. Bu hafta jeopolitik gelişmelerin fiyatlanması altında 1.835 dolara doğru alımlar sağlayabilir. Genel görünüm olarak altında gerileme olması beklentisindeyiz, fakat Haziran sonrası işlemleri incelediğimizde Kasım zirvesi olan 1.876 dolar sınırına kadarki hareketleri işlem içinde değerlendiriyoruz.
Beklentiden iyi gelen tarım dışı istihdam seti tahvildeki yükselişi hızlandırırken dolar göstergesini ise desteklemedi. Perşembe günü açıklanacak enflasyon verisinin endekste etki yaratması bekleniyor. %7 ile zirve yapan enflasyonun daha yükselmesi bekleniyor ve her yüksek oran bankanın sıkı adımda kararlı olması gerektiği anlamına da geliyor. Bu nedenle enflasyon oranıyla beraber fiyatlamalardaki oynaklık artmaya başlayabilir.
DXY etkisiyle sakin kalan gelişen ülke paralarında da enflasyonun etkili olmasını bekliyoruz. USD/TRY kurunda 13,50'li seviyelerdeki sakinlik sürüyor. Son veriler döviz mevduatlarında satış olduğunu TL mevduatlarda ise sınırlı yükseliş olduğunu gösteriyor. Ama rakamlar dövizde kalmanın TL'ye geçmekten daha az riskli olduğunu da gösteriyor. Öte yandan yabancı yatırımcının hissede satıcı davranmaya devam etmesi de endeksin ataklarını sınırlıyor.
TCMB'nin ilk çeyrek değerlendirmesini bekleyen piyasalar, Şubat'ta da faizin sabit tutulacağı görüşünde ve mevcut politikalarla oynaklığı dizginleyen sürecin 2. çeyrekte nasıl olacağının bilinmemesi kendi başına büyük bir risk. Faizin enflasyona göre belirlenmediği ortada, dolayısıyla faiz ve enflasyon arasında bir bağ kurarak beklenti içine de girilemiyor. Enflasyon tarafında enerjinin ağırlığının artması ve %50 üzeri enflasyon beklenirken faizde geç de olsa doğru adımlar atılabilecek mi bunu izleyeceğiz.
13,50'li seviyelerde fiyatlanan kurda kısa vadede 14,0 direnç 12,45 destek konumunda. Fakat biz daha yüksek seviye olan 14,80'i alımların gücü açısından önemli görüyoruz. Şimdilik mevcut sakinlik sürüyor.