Bu makale ilk olarak 12.09.2019 tarihinde İngilizce olarak yayınlanmıştır.
OPEC bu sabah Ortak Bakanlıklar İzleme Kurulu (JMMC) toplantısını gerçekleştirerek 5 Aralık’taki OPEC ve OPEC+ toplantısına ön hazırlık yaptı. Bu politik bir icat anlamına gelmezken, JMMC toplantıları en son Temmuz ayında 9 aylığına yenilenen OPEC+ anlaşmasına uyumu değerlendirmek ve tartışmak için gerçekleştiriliyor.
Bununla birlikte OPEC’ten gelen majör haberler uyum veya JMMC toplantısının gelecek politikası etrafında dönmüyor, bunun yerine, Pazar günü Khalid al-Falih’in Suudi petrol bakanlığından alınarak yerine mevcut Suudi kralının oğullarından biri olan Prens Abdülaziz’in getirilmesiyle ilgili. Bu hafta medyanın dikkati, Abdülaziz’in petrol bakanı olarak görevlendirilmesinin, özellikle OPEC ve Rusya ve diğer OPEC dışı ortaklar ile ilişkili olarak Suudi petrol politikasında değişim yaratıp yaratmayacağında oldu.
Yeni Petrol Bakanı Yeni Petrol Politikası mı?
Petrol bakanlığının politikalarının Abdülaziz idaresinde farklılaşacağına inanmak için bir sebep yok. Geçen hafta Rusya ile anlaşmaya devam edeceği konusunda son derece kararlıydı. Pazartesi günü Abu Dhabi’deki Dünya Enerji Kongresi toplantısında Abdülaziz,
“Şimdi OPEC+ olarak daha büyük bir aileyiz … ve çok yakında ölüm bizi ayırana kadar bir arada tutmaya devam edecek olan kontratı kutlayacağız,”
dedi.
Bazı analistler Aramco’nun yaklaşan ilk halka arzının hazırlığı olarak, Abdülaziz’in özellikle petrol fiyatlarını artırmakla görevlendirildiğini öngördü. Teoriye göre, daha yüksek bir petrol fiyatı şirketi daha değerli kılacak. Monarşi Abdülaziz’in petrol fiyatlarını daha da yükseltmesini isteyebilirken, Falih’in zaten yapmadığı, onun yapabileceği bir şey yok. Halihazırda piyasa ABD’den gelen büyük arz, yaklaşan küresel ekonomik durgunluk korkuları ve Çin-ABD ticaret savaşı tarafından yönlendiriliyor.
Aramco Arzını Maksimize Etme Tedbirleri
Abdülaziz muhtemelen Suudi üretimini daha da düşürme stratejisini tek taraflı olarak izleyebilir. Bu, Aramco’nun ilk halka arzına açılışta şirketin gelirini düşürecek, diğer üreticilerin Aramco’nun bıraktığı boşluğu doldurmasına ve Suudi Arabistan pahasına kâr elde etmelerine imkân verecek bir hata olur ve fiyatların piyasadan çekilen varilleri telafi etmeye yetecek kadar artacağının garantisi yok. Suudi Arabistan 1980’lerde büyük oranda başarısız ve krallığın para kaybetmesine sebep olan benzer bir strateji izlemişti.
Falih’in Kral Salman ve onun oğlu Veliaht Prens Muhammed’in tercih ettiği petrol stratejilerini uyguladığını varsaymalıyız. Suudi Arabistan monarşisi geleneksel olarak petrol bakanlığına bir nebze bağımsızlık verse de, petrol bakanı krala hizmet eder. Petrol bakanlığındaki yeni liderlik altında politikada bir değişim olursa, bu, kralın görüşlerinin değişmesinden dolayı olacaktır.
Abdülaziz’in izleyebileceği, basının göz ardı ettiği bir stratejisi var. Aramco halka açık bir şirket olduğunda, yüksek bir değerleme elde etmek için yüksek gelir ve kâr elde etmek isteyecek. Aramco’nun petrol üretim maliyeti çok düşük, ki bu yüksek gelir elde etmek için üretim miktarını sert bir şekilde artırmanın bir yolu, sonucunda petrol fiyatları düşse bile. Abdülaziz Ali Al-Naimi’nin 2014 politikasına benzer şekilde temelde serbest olan OPEC üretim politikasını izleyebilir. Bu, küresel petrol fiyatlarının kesinlikle daha da düşmesine neden olacaktır ancak Aramco’nun günlük birkaç milyon varil daha fazla üretmesine ve hatta daha yüksek gelir sergilemesini sağlayacaktır. Prens Abdülaziz’in son değerlendirmeleri göz önüne alındığında, bu senaryo pek mümkün görünmese de, yatırımcıların izlemesi gereken bir ihtimal.