Suudi Arabistan'ın petrol kesintileri konusunda Rusya ile bugüne kadar görülmemiş işbirliğinin altında, varil başına istediği fiyatı elde edebilmek için kendi pazar payını riske edebileceğine yönelik inanç yatıyor.
ABD kaya petrolüyle olan savaşında iki kez uçurumun kenarından dönmeyi başarabilmesi—ilki 2017 ile geçen yılın ortası arasında, ikincisi de bu yılbaşından itibaren ve iki seferde de Rusya yanında oldu—Riyad'a petrolü varil başına 80 Dolar ve üzerine getirebileceğine yönelik güveni verdi.
Siyasi tarih de Suudiler'in yanında. İşlenen cinayetin yanına kar kalmasından—gazeteci Cemal Kaşıkçı cinayeti Veliaht Prens Mohammed bin Salman'ın itibarına Krallık'ın servetinden daha çok zarar verdi—Yemen savaşındaki rolüne şu ana kadar ödediği cüzi bedele kadar, Suudi Arabistan her konuda yenileme düğmesine basabileceğine inanacak cesareti elde etti.
Cesur Petrol Kumarı
Bu, Suudiler'in petroldeki mevcut kumarını—OPEC'i yönettiği 60 yıllık tarihteki en cesur kumarlardan biri—açıklıyor. Gündemlerde ABD ham petrol ihracatının günlük 3,6 milyon varillik rekor seviyeye ulaşması ve Indian Oil (NS:IOC) gibi başlıca Asya alıcılarının ABD'den petrol alışı varken, Suudi üretiminin önümüzdeki ay normalin %30 altına, günlük 7 milyon varilden daha az bir seviyeye düşmesi bekleniyor.
ABD ham petrol üretiminin ulaştığı zirvelerin geçtiğimiz ay içinde biraz daha düşmesine rağmen Suudi pazar payına yönelik tehdidi hala sürüyor. Buna rağmen Enerji Bakanı Khalid al-Falih konuşmalarında sadece (Suudiler için yüksek petrol fiyatları demek olan) "piyasanın yeniden dengelenmesine" yönelik ihtiyaçtan bahsediyor.
New York bazlı bir enerji koruma fonu olan Again Capital'ın kurucu ortağı John Kilduff'a göre, Falih'in cevabı biraz kasılma ve aynı zamanda kaya petrolünün ilerleyişindeki potansiyeli kabul etmenin farkındalığını içeriyor. ABD Enerji Bilgi İdaresi ABD'nin 2025'te Suudi Arabistan ve Rusya'nın toplamından daha fazla petrol üreteceğini öngörüyor. Riyad şimdiye kadar bu öngörü konusunda sessizliğini bozmadı. Falih ise yıl başında Suudi petrol ve gaz rezervlerinin tarihin en yüksek seviyesinde olduğunu açıklamıştı.
Kilduff:
"Suudiler hala kilit petrol üreticisi olmak ve fiyatları belirlemek için gerekli güce sahip olduklarına inanıyorlar. Ancak kaya petrolünün getirdiği rekabetle birlikte önemli bir risk alıyorlar."
Kilduff örnek olarak, direkt ihracatının ilk yılında 11 VLCC yüklemesi yapan ve bu kargoların %60'ının Hindistan'a, %23'ünün ise Çin'e gittiği Louisiana Offshore Oil Port'u gösteriyor ve ekliyor:
"Sadece hafif ham petrolden bahsetmiyoruz. LOOP'tan gerçekleşen ihracatlar aynı zamanda kondensat ve Orta Doğu petrolüyle karşılaştırılabilir olan Mars gibi ağır ham petrolü de içeriyor."
Kaya Petrolündeki Rakiplere Büyük Firmalar Da Dahil
Bunlara bir de, ABD'nin en önemli havzası olan Permian havzasında varil başına 35 Dolar kadar düşük bir fiyatta bile çift haneli kar sağlayabileceğini iddia eden Exxon Mobil (NYSE:XOM) gibi endüstri devlerinin getirdiği daha katı rekabet de ekleniyor.
Chevron (NYSE:CVX) ile birlikte Permian'dan günlük birer milyon varil daha çıkarmayı planlayan Exxon aynı zamanda varil başına 15 Dolar'lık kaya petrolü keşfetmeye uğraşıyor. Bu, daha önce sadece Orta Doğu'da mümkün olan bir fiyat.
Ancak Chicago bazlı Price Futures Group'tan Phil Flynn gibi bazıları ise kaya petrolünün potansiyelinin abartıldığı görüşünde:
"Suudiler'in endişelendiğini düşünmüyorum. İstedikleri piyasalarda petrolü doğru fiyatta sunarak pazar paylarını geri alabilirler."
"Suudiler Ruslar'la beraber hala sektörün en büyükleri olduklarını biliyor ve muslukları istedikleri an kapayıp fiyatları uçurabilirler. Kaya petrolü üreticilerinin uğraştıkları kısıtlamalara sahip değiller."
Suudiler'in Bahsine Ekonomi, Venezuela ve Trump Karar Verecek
Bununla beraber, Suudiler'in küresel petrol benchmarkı Brent'i istedikleri seviye olan varil başına 80-85 Dolar'a, ya da en azından 70 Dolar'a getirip getirmeyeceğine karar verecek üç şey var. Bunlar ekonomi, Venezuela'daki siyasi kriz ve ABD Başkanı Donald Trump.
ABD'de bir resesyon korkusu ve Asya'dan Avrupa'ya kadar uzanan ekonomik bir yavaşlamaya yönelik endişeler, yatırımcıların enerjiye olan talep konusunda kaygılanmasıyla beraber hafta başında petrol fiyatlarının düşmesine neden oldu. Küresel makro veriler yıl başından bu yana istikrarlı olarak kötüleşiyor ancak Çin'in ABD ile yaşadığı ticaret savaşına rağmen gerekli teşvik önlemlerini uygulamaya koyması durumunda iyileşme gösterebilir.
Venezuela'da bir çözüme ulaşılması da ABD'ye yerli rafinerilerin ihtiyaç duyduğu ağır petrolü geri getirerek OPEC'in kesintilerinin bir kısmını dengeleyebilir.
Trump faktörü biraz daha karmaşık.
2016'daki seçim kampanyasında Rusya'yla gizli bir işbirliği yaptığına dair suçlamalardan aklanmanın ardından siyasi olarak yeniden enerjik bir hale gelen başkan, yüksek petrol fiyatlarıyla savaşmak için OPEC'le yüksek riskli yeni bir savaşa girebilir. Favorisi olan Twitter kullanımından, İran petrolü alıcılarına verdiği cömert izinlere ve hatta acil ABD petrol stoklarını satmaya kadar çok çeşitli tepkiler verebilir.
ABD'nin Orta Doğu'daki önemli müttefiğini korumasının (buna Kaşıkçı cinayeti konusunda bir şey yapmamak da dahil) önemini vurgulayan Trump'ın Suudiler'le rahat ancak garip bir ilişkisi var. Ancak Trump'ın, Kasım 2020'deki seçimler öncesinde tabanını memnun tutmak için petrol fiyatlarını belli bir seviyenin altında tutması da gerekiyor.
Seçime henüz 20 ay var ve bu petrol piyasası için uzun bir süre.