Dün içeride akşam yapılacak kabine toplantısı sonrasında “süper bononun” açıklanacağı yönündeki spekülasyonlar gün içinde kur ve borsada düşüşlere neden oldu. Dün sadece bu spekülasyonlarla TL’nin değer kazanması sonucunda dolar/TL gün içinde 15,64 seviyesine kadar geriledi. Ayrıca dün kaleme aldığım “Süper Bono Değil de Enflasyona Endeksli Tahvil mi Geliyor?” başlıklı yazımda borsa yatırımcısının süper bononun çıkmasıyla (borsadan çıkışın artarak) endekslere satış gelebileceği endişesiyle tedirgin olduğunu dile getirmiştim. Dün bu spekülasyonlarla BIST 100’de de gün içinde 2346 en düşük seviyesine kadar olan geri çekilmenin de bu tedirginliğin sonucu olduğunu söylemek çok yanlış olmayacaktır. Kabine toplantısı sonrasında süper bono veya enflasyon korumalı tahvil (EKT) ile ilgili bir açıklama yapılmamasıyla kur dün akşam itibariyle 15,70’li seviyelerden 15,95 seviyesine hızla yeniden yükseldi. Ve hatta bugün itibariyle de 16,00 kritik direncini kırarak 16,14 seviyesinden işlem görüyor.
Yine dünkü yazıma atıf yaparak devam etmek istiyorum. Dün çıkması beklenen enstrüman ile ilgili çok ciddi belirsizlik olduğunu ve bunun da piyasada beklentiyi artırdığını dile getirmiştim. Olur da piyasanın beklentisine uygun bir enstrüman gelmez ise bu durumda sırf yaşanacak “hayal kırıklığının” bile piyasa fiyatlamalarını olumsuz etkileyebileceğine değinmiştim. Açıkçası dün ve bugün bu argümanların küçük bir simülasyonunu yaşıyoruz diye düşünüyorum. Çünkü süper bononun açıklanmaması bile kurda stresi artırarak kurun bugün itibariyle 16,00 bandına çıkmasına neden oldu. Bana kalırsa ayrıca kurda bant bant kademeli giden bu yükseliş şunun da çok net bir göstergesi, KKM’ye ve kurun baskılanmasına rağmen eskisi kadar bu noktada başarılı olunamıyor. Elbette ki kurdaki yükselişte dış koşullardaki sıkılaşmanın da etkisi var ama ana nedenler içeri ile ilgili. Neden mi böyle düşünüyorum? Örneğin dolar endeksinde şu an itibariyle 101,9 seviyesine kadar geri çekilme görüyorum, yine geçtiğimiz haftalarda %3,20 seviyelerinde olan ABD 10 yıllıkları resesyon endişeleriyle 2.80’li seviyelere kadar gerilemiş durumda. Ama gelgelelim bu fiyatlamaların aksine kurda ise yükseliş görüyoruz. O nedenle öyle anlaşılıyor ki bundan sonra gelebilecek her olumsuz haber kuru yükseltici etkisi daha fazla olacak.
Bu arada konuyu dağıtmadan şuna da değinmek isterim, piyasada benim de katıldığım bir görüşe göre süper bono veya EKT ile ilgili belirsizlik devam ettikçe beklenti de yükselmeye devam edecek. Haliyle olur da bir enstrüman gelmez veya gelir de beklentiyi karşılamaz ise bu kez kurdaki dalgalanma marjı dün ve bugünkünden çok daha yüksek seviyelere ulaşabilir. Bu nedenle bir enstrüman gelecekse ve gelmeyecekse de en azından yapılacak sözlü yönlendirmelerle duruma biraz daha açıklık kazandırılmalı diye düşünüyorum.
Yine bir noktaya daha değinmek istiyorum. Piyasada özellikle de dün neden böyle bir enstrüman çıkarıldığına dair kafa karışıklığı olduğuna da şahit oldum. İlk olarak adı “Enflasyon Korumalı Tahvil” ve olması gereken itibariyle bakarsak böyle bir aracın çıkarılış amacı tasarruf sahibini enflasyondan koruyacak bir getiri sağlamak olmalı. Ama piyasadaki bir diğer görüşe göre -ki bende böyle düşünüyorum- bu aracın çıkarılmak istenmesinin asıl amacı kuru dizginlemek. E şimdi diyeceksiniz ki kuru tutmak için Kur Korumalı Mevduat (KKM) yok mu? Evet var ama orada da 2 sıkıntı var. İlki şu: KKM’ye eskisi kadar ilgi yok. Ayrıca 2. vade dönüşleri de yaklaştı. Haliyle olur da güçlü bir çıkış talebi olursa bu hem kuru yukarı iter hem de bu dönüşleri karşılayabilecek kadar güçlü dolarda piyasada mevcut değil. Haliyle eğer amaç gerçekten kuru tutmaksa yeni çıkarılacak ve kuru tutacak bir araç ile hem yeniden bir cazibe yaratılabilir hem de güçlü çıkışlar engellenebilir diye düşünen bir kesim de yok değil.
Tabii şurası net bunların hiç biri sorun çözen değil sorunu öteleyen ve bir miktar zaman kazandıran oldukça yüksek maliyetli palyatif çözümler. Bu nedenle ne KKM ne de süper bono gibi enstrümanlar benim nazarımda kalıcı birer çözüm değil. Son bir şey daha, bu araçların hiç biri enflasyonla mücadele araçları da değil. Aksine siz bu araçları uygulamaya koyarak var olan enflasyonu kabul etmiş ve daha da kanıksamış da oluyorsunuz.
Her ne kadar bu gibi düşünceler olsa da ben süper bono gibi gerçekten getirisi yüksek olan ve finansal piyasaları bozabilecek bir aracın şimdilik piyasaya sunulacağını düşünmüyorum. Çünkü en azından böylesi bir araç aslında yüksek örtülü faiz artışı demek. Bu da ekonomik büyümeye de zarar vereceğinden siyasi iradenin seçim öncesi dönemde hem de masaya böylesine güçlü bir şekilde “her şeye rağmen büyüyelim” retoriğini koymuşken süper bononun gelebileceğine ihtimal vermiyorum. Ama şuna bir pay bırakıyorum elbette, olur da kurda geçtiğimiz Aralık ayında olduğu gibi çok güçlü bir kur atağı görürsek işte o zaman devreye girebilir diye düşünüyorum. Çünkü dün şunun da bir testini yapmış olduk, sadece söylentiler bile kuru baskılayabiliyorsa böylesi yüksek getirili bir aracın kuru aşağı çekme potansiyeli bir hayli yüksek diye düşünüyorum, yani süper bono kur hassasiyeti oldukça yüksek olan bir araç.
Konuyu konuyu açıyor, yine dün piyasadan duyduğum son bir nokta ile yazımı sonlandıracağım. Dün dinlediğim bir analist eğer EKT veya süper bono gelecekse bu herkese açık bir araç olmayabilir dedi. Hatırlarsak KKM’de başta olmak üzere çıkarılan tüm araçlarda liralaşma stratejisi kapsamında hep bir şart ile geçiş var. Haliyle EKT’nin ve de özellikle gelirse süper bononun dövizini bozdurma şartı gibi şartlarla da çıkarılabileceğini düşünen bir kesim de var. Tabii bu başka tartışmaları da elbette ki gündeme getirecektir. Yani böyle olursa bu hamurun daha çok su kaldıracağı kesin.
Son olarak kurdaki önemli seviyelere göz atalım.
Dolar/TL son 5 ayın zirvesine yükselerek 20 Aralık’tan bu yana ilk kez 16,15 seviyesini aştı ve şu an 16,10 düzeyinden fiyatlanıyor. Yukarı yönlü hareketlerde 16,60 kritik direnç bu seviye üstü yükselişler daha hızlı olacaktır. Geri çekilmelerde 15,50 altına düşme olmadıkça kısa vadede tansiyonda bir azalma mümkün görünmüyor.