Son haftalarda küresel risk iştahının önüne geçen durum ABD’de enflasyona bağlı planlanandan erken bir faiz politikasına geçiş beklentisiyle tahvil faizlerindeki yükseliş oldu. Dünkü FOMC toplantısındaki tavır ise komitenin piyasalar gibi çok erken bir değişim hissetmediğini gösterdi.
Fed toplantısında ne oldu?
Faiz ve varlık alımları korundu, ancak 3 önemli gelişme dikkat çekti, bunlardan ilki; kurul bu yıl enflasyon beklentisini %1,8’den %2,4’e çıkardı ki bu oldukça yüksek bir revizyon. İkincisi; 2023’te bir faiz artırımı ön gören üye sayısı 7’ye yükseldi. Buraya kadarki durum piyasaların yüksek enflasyon beklentilerini destekleyici. Üçüncü önemli nokta ise; Powell’ın son derece açık ve net ifadeleri oldu ki bu açıklamalardan sonra piyasalardaki fiyatlama da pozitif oldu.
Powell ne dedi?
Enflasyonun bu yıl yükseleceğini kendileri de ön gördükleri için revizyona gittiklerini ve yıl içinde %2 üzeri harekete izin vereceklerini söyledi. Bu açıklamanın ardından gelen iki soruya da oldukça açık cevap verdi. Biri enflasyon yükselirse ne yapacaksınız? Diğeri komitede erken faiz artışı fiyatlamaları var ne diyeceksiniz? Oldu.
Powell, %2 üzerindeki hareketin geçici kalmasını beklediklerini ve geçici bir yükselişin faiz artışı gerektirmeyeceğini söylerken her üyenin kendi fikrini belirtmesinin de olması gereken olduğunu belirtti. Toparlarsak, Powell, piyasa tabiriyle son derece güvercindi ve piyasalar bu açıklamaları sevdi. S&P ile Dow Jones rekor tazelerken endeksler de günü yükselişle kapattı.
Dikkat çeken hareket ABD Dolar Endeksi de oldu, yani tahvil faizleri fazla gerilemedi ama gösterge endeks 91,36’ya düştü. Zaten tahvil faizleri de hızla çıkarken dolar göstergesi daha geriden ve yavaş geliyordu ki 92,50 aşılamadı. Bu düşüş pariteler için pozitif ve gelişen ülke paralarının ruble ve TL hariç kısmı da fırsattan hemen faydalandı.
Gelelim TL varlıklara;
Borsa küresel fiyatlamaya uyumlu ilerledi ve gün içinde rekor kırdı, ardından Biden’ın Putin’e dair açıklamalarıyla geriledi ve günü 1.562 puandan kapattı. Borsadaki yükseliş FROTO ve TTRAK gibi rekor kıran hisselerden destek alırken diğer hisseler ve en önemlisi BİST Bankalardan destek alamıyor. Bankacılık endeksi dün 1.345 puana geriledi ve sene başı kaybını %13 üzerine çıkardı. Bu tarafta toparlanma olmadıkça borsadaki yükselişi çok güvenilir göremiyoruz. Dün olduğu gibi rekor yükselişler gelmeye devam edebilir, ama bunun bir kalıcılık sağlaması, en önemlisi içinde önemli payların korunması gerekiyor, ancak henüz bu yönde bir işaret yok.
ABD ile S-400 konusundaki gerilim inişli çıkışlı devam ederken ABD-Rusya arasındaki tansiyonun giderek artması Türkiye için de durumun zorlaşması demek. Bu risk hali hazırda dururken HDP’ye kapatılma davasının açılması da dün fiyatlamaları bozdu. İşin siyasi ve hukuki kısmını bu yazı içerisine almak doğru değil ve ekonomik tarafına baktığımızda ise durum negatif. Neden?
Pandemi nedeniyle rekor para basıldığı ve risk iştahının arttığı bu dönemde Türkiye’ye istenen oranda sermaye girişi yok, yabancı yatırımcı borsadan çıkmaya da devam ediyor. Tahvillerde bir miktar alım var ama pastadaki payın çok küçük olduğu ortada. Yüksek faize rağmen böyle olmasının en önemli nedeni güven problemi. Güven sorunun içine siyaseti, jeopolitik riskleri, diplomasiyi ve ekonomik göstergeleri koyabiliriz. Hükümet bu kaybı engellemek için bazı hamlelerde bulundu, önce TCMB Başkanı ve Hazine Bakanında değişikliğe gitti, sonrasında faiz artışı ile sıkı para politikasına başlandı. Ardından insan hakları, hukuk, ekonomi ve demokrasi kanadında reformlar yapılacağı açıklandı. Açıklanan reformlar ise piyasalarda yine istenen etkiyi yaratamadı. Üzerine demokrasi kavramıyla çelişen dünkü gelişmenin de yaşanmasıyla ilk etki kur tarafında kendini gösterdi. Bu noktada şunu belirtelim eğer kurda dünkü gibi bir yükseliş olmasaydı, bu durumda karar çok da olumsuz değildi diyebilir miyiz? Hayır! Çünkü sıcağı sıcağına bir etki olmasa da belirttiğimiz gibi biriken sorunlar orta vade için istenen toparlanmaya engel.
Dün Fed toplantısı piyasalara olumlu yansırken siyasi durum bugünkü PPK toplantısının önüne geçti. Bugünkü toplantıda 100 bp faiz artışı bekleniyor ve sözlü olarak da merkezin şahin tavrını koruması bekleniyor. Ancak bu beklentiler büyük oranda fiyatlandığı için sert bir volatilite yaratması da beklenmiyor. Eğer merkez faiz artırmaz ise TL negatif, beklenti üzerinde faiz artışı yaparsa TL pozitif hareket görebiliriz. Bu noktada da nereye kadar faiz artırılacak? Sorusu önemli, çünkü piyasalar hep bekler, çünkü işine gelir, ama bunun sonu yok! Geldik mi yine gerçekten uygulanması gereken yapısal reformlara…