Bu makale 12.03.2020 tarihinde İngilizce olarak eklenmiştir
Geçtiğimiz hafta petrol piyasası olağanüstü derecede büyük ve olay dolu bir hafta yaşadı. Temel veriler ile yanlış bilgilendirmenin kombinasyonu, yüksek volatiliteye ve petrol fiyatlarında çöküşe yol açtı.
Ancak mevcut piyasa hikayesi aldatıcı. Aşağıda yatırımcılar için gerçek, hayati meseleler var. İşte ortaya çıkan ile piyasadaki istikrarsızlığın nedeni gerçekte olanlar:
Gerçekte Olanlar:
Geçtiğimiz yılın çoğu da piyasa küresel ekonomik durgunluk ihtimali ile azalan talep büyümesi korkularına takıntılıydı. Koronavirüsün ortaya çıkışı bu endişeleri sadece artırdı ve 2020 yılında petrol talebinde düşüş ihtimaline yol açtı.
Evrensel salgının patlama noktası ve dolayısıyla koronavirüsten en çok zarar gören Çin’in, Batı Afrika petrol tedarikçileri ile Suudi Arabistan’dan petrol alımını azalttığı raporlandı. Özellikle Çin’den gelen düşük talep ihtimali piyasalarda endişeyi artırdı ve petrol fiyatları düşmeye başladı.
OPEC geçen haftaki toplantısında, düşen talebi karşılamaya ve piyasa istikrarını korumaya yetecek şekilde, arzı azaltmak için tasarlanmış dalgalı bir üretim kesintisi ile tepki verdi. OPEC’in OPEC+ çerçevesinde OPEC üyesi olmayan ülkelerle çalışması sebebiyle Rusya’nın üretim kesintisindeki desteği gerekliydi.
Rusya, Çin’in en büyük ikinci petrol tedarikçisi, Çin’e olan satışlarında bir düşüş görmediğinden, OPEC’in isteklerini karşılamak için kendi üretiminde bir kesinti için sebep olduğuna inanmıyordu. Cuma günü bir planla ortaya çıkan Rusya, süreçte OPEC+’da bölünmeye yol açmış gözüken bir kararla kendi çıkarı için indirimi veto etti.
Hafta sonu Suudi Arabistan’ın hem müşterilere – başta Asya olmak üzere – büyük oranda indirimli fiyatlarda petrol sunmayı hem de mevcut arzı günlük 12,3 milyon varile çıkarmayı teklif ettiği haberleri ortaya çıktı. Bu aksiyonlar piyasanın cesaretini kırdı ve Suudi Arabistan’ın Rusya ile fiyat savaşı başlattığını gösterdi.
Gerçekte fiyat savaşı, her iki yönden de saldırı anlamına geliyor: bir diğer salvo Rusya’dan gelir, sonra Suudi Arabistan, sonra tekrar Rusya vesaire. Bu henüz gerçekleşmedi. Piyasa olası bir fiyat savaşı konusunda kaygılı, hafta başında uluslararası döviz piyasası açıldığında petrol fiyatları %30 üzerinde kayıp yaşadı.
Rusya Suudi Arabistan’ın hamlesine, üretimini (fiyatları düşürme gerekliliği olmadan) artıracağını ve gerektiği takdirde ekonomiyi desteklemek ve bütçe kayıplarını karşılamak için 150 milyar dolarlık varlık fonunu kullanmaya hazır olduğunu söyleyerek yanıt verdi. Salı günü Suudi Arabistan, arzını 12 milyon varile çıkarmaya hazır olduğunu duyurdu.
Bu büyük işti. Bu rakamlar, Suudi Arabistan’ın atıl kapasitesinin kullanımını artıracağı anlamına geliyordu.
Bununla beraber Çarşamba günü Krallık, hükümet emrindeki kapasitesini 13 milyon varile çıkaracağını açıkça belirterek Suudi Arabistan’ın kapasiteyi artırmak derken ne demek istediğine dair yanlış anlaşılmayı ortadan kaldırdı. Piyasa, bunun ek üretime işaret ettiğine inanmış gözüküyordu.
Yatırımcılar için mesele bu olmazken piyasanın düşündüğü şey önemli. Ve şimdi piyasa bir fiyat savaşının başlamasından korkuyor.
Piyasa İstikrarsızlığını Artıran Hikaye
Şimdiye kadar olaylar Suudi Arabistan ile Rusya’nın bir fiyat savaşı halinde olduğunu onaylamadı ancak nihayetinde Rusya’nın, fiyatlarını Suudi Arabistan’ınkilerin altına düşüreceğini göreceğiz.
Şu an elimizde ise ucuz petrol ile piyasayı boğan, dünyanın en büyük üç üreticisinden ikisi var. Fiyatların istikrara kavuşacağı umutları arasında küresel talep rakamlarını artırmak isteyecek gibi görünüyorlar.
Diğer yandan piyasa, fiyat savaşı içinde olduğumuza ikna olmuş görünüyor ve neden bu kadar aldatıcı olduğunun sebebi de bu. İstikrarsızlık ve büyük düşüş tehdidi, bu anlatı devam ettikçe sürecek. Ve gerçek bir fiyat savaşı aylarca, yıllarca sürebilir ancak Suudi Arabistan ile Rusya şok yaşayan petrol talebini yeniden hayata döndürebilirse en azından Mayıs ayında açıklanacak talep rakamlarında istikrar görebiliriz.