Proaktif Politika

Avrupa tarafında artan enerji fiyatlarının bu kış elektrik kesintilerinin yaşanmasına dair riskleri artırdığı tartışılırken, yeşil enerji dönüşümü içerisinde kapanan kömür santralleri, iklim değişikliğine bağlı istikrarsız rüzgâr enerjisi likit doğal gaz ihtiyacını ortaya çıkarmaktadır. Fakat gaz tarafında fiyat artışının, Rusya’nın kış için stok yapması ve Norveç gaz sahalarının bakımda olması ile devam etmesi beklenmekte. Talep tarafında ise Avrupa ile birlikte Asya ülkelerinin birbiri ile rekabet edeceği düşünülmekte ve kışın zorlu geçeceği tahmin edilmektedir.

ABD tarafında ise Ülkede ilk kez işsizlik maaşı başvurusunda bulunanların sayısı 11 Eylül ile biten haftada 332 bine çıkarak yeniden yükseliş kaydetmiştir. İşsizlik maaşı başvuruları, bir önceki hafta Kovid-19 salgını döneminin en düşük seviyesine gerilemişti. Verilerdeki oynaklığın devam ettiği göz önünde bulundurulduğunda, ekonomik toparlanmanın hızı ve ABD Merkez Bankasının (FED) para politikasına dair bir sonraki adımının ne olacağı konusundaki belirsizlik piyasalar üzerinde etkili olmaya devam edecek gibi durmaktadır.

Yurt içerisinde ise küresel fiyat artışlarının ekonomi üzerindeki etkisi daha çok tartışılacakmış gibi durmaktadır. Geçmiş yıllarda doğal gaz üzerine yaşanan sorun ve tartışmalar bu sene tekrarlanacak gibi dururken, doğalgaz ve elektriğe yüksek zamlar gelmesi kaçınılmaz gözükmektedir. Bu durum üreticinin maliyetini artıracak, karlılığı olumsuz etkileyecektir.

Hükumet ise yaklaşan tehlikeyi şimdilik görmezden gelirken, enerjide arz güvenliğini tartışmak yerine gıda fiyatlarındaki artışa dair açıklamalar yapmaktadır. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Enflasyonun yol açtığı sıkıntıları iyi biliyoruz, raflardaki fahiş fiyatların önüne geçeceğiz. " derken, Hazine ve Maliye Bakan Yardımcısı Nureddin Nebati ise gıda fiyatlarına ilişkin olarak, "Piyasa serbesttir ama devletin düzenleyici ve denetleyici olduğunu asla unutmayalım. Devlet gereğini yapar." dedi. Bu açıklamalar politika ve yasa yapıcıların proaktif olmaktan ne kadar uzak olduklarını bizlere gösterirken, yetkililerin muhtemelen önümüzdeki nisan ayında yükselen enerji fiyatlarına karşı önlemlerden bahsetmesi muhtemel gözükmektedir.

Küresel piyasalara baktığımızda, Avrupa borsaları geçtiğimiz haftaya göre daha iyi bir hafta geçirirken, ABD endeksleri haftayı 0,45% civarında pozitif tamamlamaya hazırlanmaktadır. Bununla birlikte VIX korku endeksi 18,69 seviyelerine gerilerken, ABD 10 yıllık tahvil faizleri ise 1,333% seviyesine yerleşmiştir. DXY Dolar endeksi ise 92,84 ile yönünü tekrar yukarı çevirmiştir.  ABD vadelileri yeni hafta için pozitif bir başlangıcı işaret ederken, Asya borsalarında is karışık bir seyir izlenmektedir.

Bu gelişmeler ışığında Bist 30 endeksine baktığımızda, şirket karlılıklarına dair risklerin fiyatlamalara dahil edilmesi ve sanayi şirketleri üzerinde oluşan satış baskısı sonucunda endeksin 1535 seviyesini aşağı yönlü geçtiği görülmektedir. Mevcut teknik görünüm içerisinde gözler 1500 seviyesine çevrilmiştir. Bu seviyenin aşağı yönlü geçilmesi en son ağustos ayında karşımıza çıkan bir trend değişimi olgusunu doğuracaktır. Böyle bir senaryoda 1470 ve 1435 seviyeleri piyasaların hedefine girebilir. Yatırımcıların alım için izleyecekleri olumlu  senaryo için 1535 direnci üzerinde bir kapanış gerekmektedir.



Dolar/TL tarafında ilk önce yatay bant içerisinde aşağı yönlü eğilimin sonlandığı, şimdi ise 8,49-8,50 denge çizgisinin üzerine geçildiği görülmektedir. Denge çizgisi üzerinde kalındığı sürece 8,70 ve 8,80 seviyelerine doğru potansiyelin güçlenebileceği değerlendirilmektedir. Yatırımcıların, fiyat denge çizgisinin neresinde ise ona göre pozisyonlarını değerlendirmeleri sağlıklı olacaktır.



İyi günler, iyi seanslar dilerim.

Emrah Parlan