26 Ağustos’a kadar, ABD’de hisse piyasası karışık bir ay geçirdi. Çoğu Ağustos’ta olduğu gibi, Wall Street tatildeydi. Şimdi uzun bir İşçi Günü hafta sonu tatili yaklaşıyor. Jay Powell’ın 26 Ağustos’taki Jackson Hole konuşması dışında, endişelenecek pek bir şey yok.
Yarım saatlik, 1301 kelimelik konuşmasında, Fed Başkanı Powell Wall Street’e, yatırımcılara ve dinleyen diğer herkese ABD’deki enflasyonu bitirmenin, ezmenin ya da dize getirmenin iş bitene kadar Fed’in tek işi olacağını söyledi.
Yatırımcılar, Powell’ın “İş bitene kadar devam etmeliyiz.” sözünün ağırlığının farkındaydı.
Bu zorlu bir görev. ABD’de enflasyon Temmuz’da %8,5 seviyesindeydi.
Bu yüzden, yatırımcılar Cuma günü yoğun satışlar yaptı ve Dow Jones Industrial Average 1.008 puan düştü. Satışlar Pazartesi, Salı ve ayın son işlem günü olan Çarşamba da devam etti.
Bu satışlar hisse piyasasının Ağustos ayı performansını, 25 Ağustos’a kadar makul bir pozitif performanstan negatife çevirdi. S&P 500 endeksi Ağustos’ta %4,2, Dow %4,1, Nasdaq Composite ise %4,6 düştü.
Yılın sekiz ayında, beşinci aylık düşüş kaydedildi. Yıl başından bu yana %17 düşen S&P 500, 2008’den bu yana en kötü, 2000’den bu yana ise üçüncü en kötü yılını kaydetme yolunda gibi görünüyor.
Powell’ın ifadeleri ve yatırımcıların bu ifadelere verdiği tepkiler, Eylül’ü kolayca Ekim’e de sarkabilecek yüksek oynaklıklı bir ay yapacak.
Sonbahar başındaki riskler
Eylül ayı son derece önemli ekonomik raporlarla başlıyor:
- Ağustos ayı ISM Manufacturing endeksi bugün yayımlanacak
- Çalışma Bakanlığı’nın Ağustos istihdam raporu Cuma günü yayımlanacak
- Aylık TÜFE raporu 13 Eylül’de yayımlanacak
- Fed Eylül ayında bir toplantı daha gerçekleştirecek ve merkez bankasının faizleri bu yıl beşinci kez yükseltmesi bekleniyor. Akıllardaki tek soru, Federal Açık Piyasa Komitesi’nin faiz oranını 75 mi, yoksa 50 baz puan mı artıracağı. Beklenti 75 baz puanlık bir artışla faiz oranının en az %3’e çıkması yönünde.
Küresel ve yerel koşullar da oldukça önemli:
- Kongre’nin kontrolü ve 2024’e yönelik beklentiler için önemli olan 2022 ara dönem seçimleri
- Ukrayna-Rusya savaşı ve bu savaşın küresel gıda piyasaları ve dağıtımı üzerindeki etkisi
- Petrolünün ve özellikle de doğal gazının büyük bir bölümünü Rusya’dan alan Avrupa’daki geniş çaplı enerji krizi.
Tarih de bir sorun: Stock Trader’s Almanac verilerine göre, 1950’den bu yana Eylül ABD hisseleri için yılın en zayıf ayı oldu.
Bu konuların ötesinde, bir de uzun vadeli bir soru var: Faiz oranları ne kadar yükselecek ve bu yükseliş yatırımcılar, tüketiciler, çalışanlar ve ekonomi için ne anlama geliyor?
Powell, konuşmasında buna değinmedi. Faizleri yükseltmenin acılı olacağını kabul etti. Ancak daha pratik açıdan, hisseler, tahviller, ev fiyatları ve tabii ki istihdam üzerinde bir stres anlamına geliyor.
1979’da dönemin Fed Başkanı Paul Valcker kısa vadeli faiz oranlarını %20’ya kadar çıkaran bir süreci başlattığında bu yaşandı. İşletmesinin faaliyetlerini yürütmek için krediye ihtiyaç duyan herkes etkilendi. Çiftçiler, galeriler, inşaatçılar ve ev sahibi olmak isteyenler, Volcker’dan nefret etti.
Volcker’ın politikası, enflasyonun kontrol altına alındığına ve ABD ekonomisinin iyileşmeye hazır olduğuna karar verdiği 1982 yazına kadar yumuşamadı.
Powell da ABD’nin bugün aynı durumda olduğunu düşünüyor. Peki bugün görülen enflasyon, 1970’lerde petrol fiyatı şokları, Orta Doğu’da savaş ve çatışmalar ve sıkı maaş ve ticaret yasaları sebebiyle ortaya çıkan enflasyonla aynı mı?
Ne olursa olsun, Powell 70’lerin sonlarına yeniden tanık olmak istemiyor.
Yatırımcılar için ne anlama geliyor?
Yüksek faiz oranları bir ev, depo, ofis, hisse ya da tahvil satın almak için finansmanın daha pahalı hale gelmesi demek ve fiyatlar da buna uygun bir tepki verecektir.
Hisselerin bulunduğu mevcut seviyelerin (2009’dan bu yana ABD borsası yaklaşık %500 yükseldi) en önemli nedenlerinden biri, dünya çapında merkez bankalarının mali kriz ve sonrasında salgından toparlanmaya yardımcı olmak adına faiz oranlarını düşük tutmasıydı.
Yani, faizlerdeki artış bir şirketin gelirini ve değerlemesini etkilediğinde, hisseler de etkilenecek. Wall Street bunun farkında ve bu yüzden tacirler ve analistler, faizler fiyatlar üzerinde ciddi bir baskı yaratmaya başladığında finansal pozisyonlarını nasıl koruyabileceklerini bulmaya çalışıyor.
ABD hisse piyasasının Haziran’daki düşük seviyelere doğru ilerleyip ilerlemediğini söylemek imkansız. Böyle bir hareket, mevcut seviyelerden %10 civarında bir düşüş anlamına gelir. Ufukta devasa bir kriz gören, Jeremy Grantham gibi tanınmış ayılar var. Ancak bu krizi tetikleyecek katalist henüz belirgin değil. 2008 krizi, bankaları ve gayrimenkul sektörünü inceleyen birçok kişi için görünürdü.
Fed rotayı çizdi
Fed geçtiğimiz Kasım ayından itibaren, enflasyonu kontrol altına almak adına harekete geçeceğine dair uyarılarda bulunmaya başlamıştı ve bu uyarıların etkisi oldu. Hisse piyasası Kasım’dan Ocak başına kadar pik yaptı. Özellikle de kârlılığa dair net bir yol haritası sunmayan şirketler için, ilk halka arz pazarı neredeyse tamamen bitti.
Potansiyel sorunlar bu yaz döneminde de belirgindi. Bitcoin’in fiyatı yalnızca Ağustos’ta %15 düştü. Bu düşüşün sebebi kısmen de, insanların Bitcoin’i bir para birimi olarak değil, spekülatif bir varlık olarak kullanmasıydı.
Spekülatif bir varlık, Bitcoin’in Kasım 2021’de yaptığı gibi neredeyse 69 bin dolara yükseldiğinde çok iyidir. Ancak bu tarihten itibaren, fiyat %70’in üzerinde düştü.
Enflasyon gerçek bir tehdit
Bununla birlikte, Fed enflasyon konusunda haklı. Amerikan Otomobil Birliği’ne (AAA) göre, ABD’de benzin fiyatı bir yıl önceye göre neredeyse %17 yükseldi. Bu yükseliş, Haziran’daki galon başına 5,016 dolarlık zirveden itibaren %23’ten fazla gerilemeye rağmen kaydedildi. Maaş artışları son yılların en yüksek hızında. Özellikle de ABD’nin en büyük üretici eyaleti olan Teksas’taki kuraklık sorunları nedeniyle, pamuk fiyatları yalnızca Ağustos’ta %17’lik sıçrama kaydetti.
Birçok ekonomi zayıflık işaretleri gösteriyor ve özellikle de Avrupa’da enflasyon Ukrayna’daki savaş sebebiyle enerji maliyetlerindeki yükseliş sonucunda yılda %9’u aştı ve daha da kötüleşiyor.
ABD’de perakendeciler, tüketicilerin alışverişlerinde daha temkinli hale geldiklerini fark ediyor. Walmart (NYSE:WMT) insanların daha az harcama yaptıklarını ve daha ucuz alışveriş fırsatlarına yöneldiklerini söyledi. Target (NYSE:TGT) ve Amazon (NASDAQ:AMZN) gibi perakendeciler de stoklarının satışlardan daha hızlı büyüdüğünü açıkladı ki bu durum bu şirketlerin giderlerini artırıyor.
Faiz oranlarındaki artışla birlikte konut sektöründe aktivite de düşmeye başladı. Ev başlangıçları düştü. National Association of Realtors verilerine göre, ikinci el ev satışları Temmuz ayında Mayıs’a göre %5,9, bir yıl önceye göre ise %20 azaldı. Satışlardaki iptal oranları da yükseldi. Potansiyel bir ev alıcısı, satışın tamamlanmasından sonra genellikle mobilya, döşeme, ışıklandırma, boya ve elektronik gibi birçok alanda ürün de satın alır.
Temmuz TÜFE raporuna göre, ABD’de gıda fiyatları yıl boyunca yüksek kaldı. TÜFE gıda endeksi Temmuz’a kadar olan 12 ayda %10,9 yükselerek, 1979’dan bu yana en yüksek artışını kaydetti.
Benzin fiyatları da yükseldi, ancak ham petrolün yılda %56 yükselişle 16 Haziran’da varil başına 117,59 dolarda pik yapmasının ardından bu tablo önemli ölçüde iyileşti. Ham petrol Çarşamba seansını varil başına 89,55 dolarda, Haziran zirvesinin %23,8 altında kapattı. ABD’de benzin fiyatları ise %23,4 düştü ve yeniden galon başına 4 doların altına geriledi.
Boğa piyasasında duraklama
S&P 500’ün Haziran ortasında gördüğü tabanın ardından yükselmeye başlamasıyla birlikte, yeni bir boğa piyasası konuşulmaya başlamıştı. Endeks 3 Ocak ile 16 Haziran arasında %23,6 düştü. Ardından, 16 Ağustos’a kadar %17,1’lik bir toparlanma kaydetti. Ancak bu iyimserlik yanlış bir temele sahipti.
S&P 500, Dow ve Nasdaq’ın RSI’ları 70’i aşarak, alımların aşırıya kaçtığını gösterdi.
Piyasa ertesi gün gerilemeye başladı ve bunun sebeplerinden biri de birçok tacirin Powell’ın konuşmasına odaklanmasıydı. 16 Ağusos’tan bu yana, majör endeksler Powell’ın konuşmasına kadar yalnızca iki günde yükseliş kaydedebilmişti.
S&P 500’deki 11 sektörün hiçbiri Powell’ın konuşmasının ardından yükselmedi ve piyasa genelindeki ton da konuşmadan itibaren negatifti.
Barchart.com, Çarşamba günü yalnızca 20 hissenin yeni 52 haftalık zirveler gördüğünü, 325 hissenin ise 52 haftanın en düşük seviyelerini gördüğünü açıkladı. Yeni zirvelerin yeni düşük seviyelere oranı, kısa dönemler hariç yılın büyük bölümünde negatifti.
Bunun aksine, 2020’deki tabanın ardından oran neredeyse 18 ay boyunca pozitifti.
Hisse piyasasına Powell darbesi
Powell’ın konuşması ve yatırımcıların bu konuşmaları ciddiye alması Ağustos’u karıştırdı.
S&P 500’de yalnızca iki sektör, enerji ve kamu hizmetleri aylık bazda kazanç sağladı. Ağustos’ta S&P 500’ün en iyi performans kaydeden 10 hissesinden beşi kamu hizmetleri ya da enerji şirketleriydi. En başarılı isim, ayda %23 yükselen Constellation Energy (NASDAQ:CEG) oldu. CEG, Doğu Kıyısı’nda güç üretimi ve iletimi hizmetleri sunan bir şirket.
En zayıf sektörler teknoloji, sağlık hizmetleri ve keyfi tüketici ürünleriydi. Özellikle %16,9 gerileyen NVIDIA (NASDAQ:NVDA) başta olmak üzere, yüksek değerlemelere sahip yarı iletken hisseleri ağır darbe aldı.
Dow’da yalnızca dört hisse Ağustos’ta değer kazandı. Walt Disney (NYSE:DIS) %5,6; Travelers (NYSE:TRV) %1,9; Boeing (NYSE:BA) %0,6 ve Walmart %0,4 yükseldi. Ayın en büyük kaybını yaşayan ise %-15,2’yle Salesforce.com (NYSE:CRM) oldu.
Açıkama: Yazar bu makalede adı geçen menkul kıymetlerde bir pozisyon sahibi değildir.