Küresel piyasalar haftaya 3 ana başlık altında satışla başladı. Ukrayna ve Rusya arasındaki müzakereler bu hafta Türkiye'de yapılacak. Diplomasinin devam etmesi barış umudu salarken piyasalarda bu hafta öne çıkan gelişmelere bakalım:
ABD başta olmak üzere piyasalarda tahvil faizleri son yılların en yüksek seviyesinde. Japonya Merkez Bankası ise, 10 yıllık tahvil faizinin üst sınır olarak kabul edilen %0,25’e çıkması ile piyasaya müdahale etti ve sınırsız tahvil alımı alınacağını açıkladı.
Japonya ekonomisinde 90’lardan beri durgunluk var ve enflasyon son derece zayıf, bunda iç talebin düşük olması en büyük etkendi. Bu yıl ise banka, diğer gelişmiş ülkelerin sıkılaşma hamlelerine karşın genişlemeci politikasına devam ediyor. Şubat ayı başında da tahvil faizi üst sınıra yaklaşınca müdahale eden banka, yine aynı hamleyi yaptı. Mart ayı başında da faizin üst sınır aşması durumunda müdahale edileceğinin belirtilmesinin ardından bugün bu müdahale geldi.
Diğer başlık ABD 10 yıllık tahvil faizindeki yükseliş ki bu yükselişteki ana senaryo Fed. Piyasalar son FOMC toplantısının ardından gelen açıklamaları fiyatladı ve bu yıl 2 puanlık bir artış bekliyor. Mayıs’ta da 50 baz puan olasılığı giderek artıyor. 10 yıllık faiz bugün %2,56’ya çıkarak 5 Mayıs 2019 sonrası zirveyi gördü. Sadece ABD’de değil, Avustralya 10 yıllık tahvil faizi de son 4 yılın en yüksek seviyesine çıktı. Uzun ve kısa vadeli faiz makasının daralmasıyla piyasalarda hareketlilik de arttı.
Üçüncü başlık Çin’de artan vaka sayısı. Şanghay karantinaya alındı ve diğer bölgelere de yayılma riskinin olması petrolü düşürdü. Savaşta müzakerelerin Türkiye’de devam etmesi ve dünyanın en büyük petrol tüketicisi Çin’de üretim zorlukları olması fiyatların haftaya düşüşle başlamasına neden oldu. Brent bugün %3,5 düşüşle 116 dolara geriledi. Bu seviye geçen haftaki 124 dolar hareketi ve önceki haftalardaki 140 dolar hareketine göre düşük, fakat yükseliş trendi halen çok güçlü.
Altın, hem Japonya’nın hamlesi hem Fed ve tahvil fiyatlaması ile haftaya düşüşle başladı ve son saat diliminde 1.932 dolardan işlem görüyor. Tıpkı petrolde olduğu gibi savaşı ilk fiyatlama olarak altın, bugün geriliyor, ancak önemsediğimiz 1.876 dolar henüz korunduğu için kısa vadede güçlü bir düzeltmeden şimdilik bahsedemiyoruz. Bu süreçte barış görüşmelerinde yol alınır ve faiz artık ana gündem olmaya başlarsa altında hızlı bir geri çekilme söz konusu olabilir.
Yılın ilk çeyreğinde gelişen ülke paralarında ruble, savaşın ana aktörü olduğu için en çok değer kaybeden para birimi oldu. Çeyreklik bazda rublenin ardından en çok kayıp sırasıyla Türk lirası, Arjantin pesosu, Polonya zlotisi ve Macaristan forintinde yaşandı.
Bu sıralamada pesodaki kayıp ülkenin ekonomik durumu göz önüne alındığında anlaşılır. Zloti ve forint ise Doğu Avrupa ülkeleri olması yani savaştan etkilenen ülkeler olması nedeniyle kayıp vermeye başladı.
İlk çeyrekte; ruble %27, peso %7, zloti %5,5 ve forint %4,5 gerilerken TL %10 geriledi. Türkiye’nin Rusya ve Ukrayna ile olan ilişkileri, jeopolitik konumu, diplomatik konumu, vs. %10’luk kaybın sebebi değil, TL’nin bu süreçte en çok değer kaybedenlerden olmasının ana sebebi savunmasız olması. Geçen yılki tarihi kaybın ardından bu yıl, TL faiz dışı tüm araçlarla korunmaya çalışılıyor, fakat enflasyondaki yükseliş devam ettikçe bu kalkanların da etkisi azalıyor. Dolayısıyla iç ya da dış herhangi bir gelişme yeniden kayıp yaratıyor.
Dikkat çeken nokta ise, kurda 13,50’lerden %14,80’lere gelen yükseliş sonrası (yaklaşık iki haftalık görünüm) iyi ya da kötü gelişmelere zayıf tepki verilmesi. Fiyat son iki hafta 14,80 yakınında son derece sınırlı aralıkta işlem görüyor.
TCMB’nin son toplantısında cari fazla metinden çıkarıldı. Turizm gelirlerine de bu yıl bel bağlanmayacak ve yüksek enflasyonun yaratacağı olası bir kur şokuna karşın merkezin kur istikrarına odaklandığını görüyoruz. Bu kesinlikle sürdürülebilir değil, eğer gerek savaş gerekse Fed başta olmak üzere sıkı para politikasının küresel etkileri artarsa TL’nin bugünlerde olduğu gibi stabil kalması mümkün değil. Piyasalarda yükselen faizler de ayrışmayı net gösteriyor. T10 yıllık tahvil faizi %27 ile zirvede.
Kurda 14,80 seviyesini uzun zamandır direnç olarak görüyoruz ve bu dönem bu direnç korunuyor. Ancak kırılması durumunda alımlar hızlanabilir ve bu yöndeki hareketlilikte 15,65’i takip edeceğiz. %10’luk yükselişin düzeltmesini sağlayacak düşüş ihtimalinde ise 14’ün altına inilmesi gerekiyor.