2020 yılında yaşanan pandemi sonrasında küresel piyasalarda yaşanan hızlı toparlanma 2021 yılında yerini dengeli bir yükselişe bıraktı. BIST 2021 birinci çeyrek döneminde gelişen ülke endekslerine paralel yükselişler kaydederken Merkez Bankası Başkanı Naci Ağbal’ın görevini Şahap Kavcıoğlu'na devretmesi ile piyasalarda oluşan belirsizlik nedeniyle negatif ayrıştı. TCMB düzenlemiş olduğu son dört toplantıda 500 baz puanlık indirim gerçekleştirirken, yayınlamış olduğu son metinde ise enflasyon üzerinde kısa vadede etkili olan geçici unsurların 2022 yılının ilk yarısında da etkisini sürdürmesinin beklendiği vurgulaması ile 2021 yılında yükselişe geçen enflasyonun belirli bir süre daha piyasaları rahatsız edeceğini işaret etti.
Enflasyon, Kur ve Faiz Sarmalında Pozitif Hava
2021 yılı enflasyon, kur ve faiz tarafındaki belirsizlikler nedeniyle iç piyasada tarihi fiyatlamaların yaşanmasına neden oldu. Döviz tarafında yıl içerisinde %150 seviyelerine kadar yükseliş görülürken dövize dayalı mevduat modelinin açıklanması ile sert geri çekilmeler yaşandı. Kur tarafında yaşanan yükselişe paralel olarak BIST tarafında da yılın son çeyreğinde hızlı yükselişler yaşandı. Bankacılık endeksi öncülüğünde başlayan ralli pozitif bilanço beklentileriyle diğer sektörlerin katılım göstermesiyle genele yayıldı. Metal ana sanayi ralli sürecinde %68,4 ile en çok getiriyi sağlarken sınai endeksi %38,5 getiri sağladı. Ulaştırma endeksi kontrollü normalleşme ve dünya genelinde açılmaların başlamasından pozitif etkilenerek %37,1 getiri sağladı. Teknoloji endeksi %26,8 getiri sağlarken, yılın ilk çeyreğinde negatif ayrışan bankacılık endeksi yıl sonuna doğru yaşanan yükseliş ile %9,2 getiri sağladı.
Döviz bazlı patinaja devam…
Her ne kadar hisse senedi tarafında güçlü bir ralli yaşanmış olsa da döviz tarafında yaşanan yükselişler nedeni ile Borsa İstanbul döviz bazlı iskontolu kaldı. 2012 yılında görmüş olduğu tarihi en yüksek seviyesinden gelen düşüşle birlikte en son 2009 yılında görülen 115 seviyelerine kadar geriledi. 2018 yılının sonlarından beri bu bölgelerin dip kabul edilip alımların gelmesi ile döviz bazlı 115 – 200 bandında yatay bölge oluşturdu.
Şirketler Salgın Sürecinden Güçlenerek Çıktı
Pandemi süreciyle birlikte şirketlerin nakit önemli artış gösterdi. Bu artışta, geleceğe yönelik belirsizlikler nedeniyle tuttukları hazır değerler portföyündeki hızlı yükseliş belirleyici olmuştur. Açılmalar sonrası ekonomik faaliyetlerde canlanma ve güçlü ihracat, şirketlerin cirolarında önemli artış gösterdi. Nakit oranı 0,20 üstü olan şirket sayısı toplam şirketlerin yarısını aşarken, şirketlerin likidite açısından sağlıklı duruşu, yeni varyant ve küresel piyasalardaki risklere karşı hazır olduğunu gösterdi.
BIST’te işlem gören şirketlerin kârlılıklarında iyileşme gözlenirken, salgın dönemindeki kredi kullanımlarına bağlı olarak firma hazır değerleri ve nakit oranları da artışını sürdürdü. Şirketlerin net kârında 2020 yılı üçüncü çeyreğinde başlayan yükseliş iç ve dış talebin desteğiyle devam ederek kârlılık göstergeleri salgın öncesi seviyelerin üzerine yükseldi. Kârlılığın FAVÖK ve net kâr tarafına yansıması ile salgın nedeniyle yaşanan kayıplar önemli ölçüde telafi edildi.
2020 yılından itibaren salgın ve emtia fiyatları kaynaklı oynaklıklar yaşanmasına rağmen, BIST firmalarının borç ödeme kabiliyetlerinde iyileşme oldu. 2021 yılı üçüncü çeyreği itibarıyla finansman gideri karşılama oranına bakıldığında, firmalar yıllık faaliyet kazançları ile yaklaşık 3 yıllık finansman maliyetlerini karşılayabilecek güçte. 2021 yılı genelinde ekonomide gözlenen canlılık ve dış talepteki toparlanma firmaların ödeme güçlerini iyileştirdi. Bu durum bankacılık sektörü açısından aktif kalitesi kaynaklı riskleri sınırlayabilir.
Enflasyonist Ortamda 2022 Yılına Girerken
2021 yılını geride bırakırken enerji, gıda ve emtia fiyatlarındaki yükseliş, tedarik zincirinde devam eden sorunlar, yüksek enflasyon ve faiz gibi konular ile 2022 yılına çözüme kavuşturulamamış sorunlar ile giriyoruz.
Dünya genelinde merkez bankalarının söylemlerine bakıldığında 2022 yılında da enflasyonist ortamın devam edeceği görülmektedir. FED tarafından yapılan açıklamalarda enflasyon kaynaklı risklerin devam edeceği görüşü bildirilmektedir. ECB ise FED ile benzer görüşlere sahip olurken 2022 ilk çeyreğinde varlık alım programını tamamlayacağını açıkladı. BoE ise erken faiz artışı gerçekleştirerek politika faizini 0,10 seviyesinden 0,25’e yükseltti. Japonya Merkez Bankası ise tahvil alımını azaltma kararı verdiğini açıkladı.
Global tarafta bu tür gelişmekte olurken BIST tarafında hem döviz, hem ÜFE bazlı olmak üzere iskontolu görünüm devam etmektedir. ÜFE bazlı endeksimiz incelendiğinde 2018 yılında gelen geri çekilme ile 2,64 – 1,79 bölgesi dalgalanmaların yaşandığı bölgeler olmuştur. Fiyat kazanç oranı iskontolu bölgelere doğru geri çekilirken, 2022 yılının ekonomik hamleler sonucu hisse senedi seçiminde daha dikkatli olunması gereken bir yıl haline geldiği görülmekte. Her ne kadar piyasalarda volatilite oldukça yüksek olsa da borsanın döviz bazlı oldukça ucuz seviyelerde olduğu görülmekte. Yüksek enflasyon ve buna karşı enflasyon üstü getiri vadedemeyen mevduat karşısında yatırımcılar tekrardan rotayı borsaya çevirecektir. 2022 yılında küresel piyasalarda endişe yaratan haber akışı olmadığı sürece iç dinamiklerimiz doğrultusunda hisse senedi piyasasının yönü belirlenecektir. Bu süreçte yatırımcıların hisse senedi tarafına yatırım yaparken, satış gelirini enflasyon üzerinde arttırabilen ihracatçı veya net YPP pozisyonu pozitif olan şirketleri araştırıp yakından takip etmesi daha doğru kararlar vermelerine yardımcı olacaktır.