Bu makale 24.02.2022 İngilizce yayınlanmıştır.
Rusya’nın Ukrayna’yı işgale başlamasıyla birlikte Doğu Avrupa'daki kriz bu sabah derinleşirken hem Brent hem de WTI} 100 dolara doğru ilerledi ve muhtemelen yükselmeye devam edecek.
Hızla değişen durum göz önüne alındığında yatırımcılar, şu anda enerji durumunu hangi faktörlerin etkilediğini anlamak için retorik ve politikayı ayırmalı.
Petrol ve doğalgaz tedariki üzerindeki uzun vadeli potansiyel etkileri de tespit edebilmeleri gerek. Okuyucular, aşağıdaki tüm bilgilerin bu yazıyı yazmamdan itibaren doğru olduğunu bir kenara yazsa iyi olur.
Bununla birlikte sahada ve pazarlardaki olaylar son derece değişken, yani bilgi hızla değişebilir. Bu nedenle uygun durum tespiti yapılmalı. Dikkat edilmesi gereken 3 önemli mesele şöyle:
1. Nord Stream 2 İptal Edilmedi
Salı günü Almanya, Nord Stream 2 boru hattının faaliyete geçmesine izin verecek bir sertifika verme niyetinde olmadığını -henüz- duyurdu. Bu haber yayımlandığında birçok medya kuruluşu, enerji kaynakları açısından bu durumu gerçekte olduğundan çok daha önemliymiş gibi sundu. Örneğin CNN'nin başlığı “Almanya Nord Stream'i durdurdu ve Rusya sert bir uyarıyla yanıt veriyor.” Aynı şekilde New York Times şöyle yazdı: “Almanya, Rusya'nın önemli bir doğal gaz boru hattı olan Nord Stream'i durdurdu.”
Bu manşetlerin her ikisi de okuyucuyu, Almanya'nın, boru hattından geçen doğal gaz akışını durdurduğuna inandırıyor. Bu, yatırımcıların, Batı Avrupa'da bir enerji krizinin yakın olduğunu düşünmesine neden olabilir. Ancak Nord Stream 2 henüz faaliyete geçmedi bile.
Boru hattı fiziksel olarak tam ve gaz göndermeye hazır ancak kullanımda değil. Boru hattının sahibi olan Rus şirket Gazprom (MCX: GAZP) henüz AB’nin rekabet karşıtı düzenlemelerine uyum sağlamadı. Almanya'nın Salı günü yaptığı tek şey, boru hattı için nihai ruhsatı şu an için beklemeye aldığını duyurması oldu.
Ancak zaten Almanya'nın, boru hattını bu yılın sonuna kadar onaylaması beklenmiyordu. Bu hamle ile hiçbir gaz teslimatı etkilenmedi. Nord Stream 2 ile ilgili bu duyurunun kısa ve uzun vadeli etkilerini düşünen yatırımcılar, enerjiyle ilgili konularda yanlış manşetlere ve raporlamaya karşı dikkatli olmalı.
Nord Stream'in orijinal boru hattına da doğal gaz tedarik eden Gazprom'un, Nord Stream'e ruhsat verilmesi için Almanya ve AB üzerinde baskı kurmak adına Avrupa'ya doğalgaz ihracatını kısıtlama kararı alması mümkün. Ancak bu sadece varsayımsal bir durum.
2. Retorik, Eylem Değildir — Rus Petrolü ve Gazı Hâlâ Akıyor
ABD Başkanı Biden ve İngiltere Başbakanı Johnson'ın yaptığı konuşmalar, “Rusya’nın saldırganlığına karşı” güçlü bir birlik vurgusu yaptı ve yaptırımları, gelecekte olacakların ilk sert uyarısı olarak tasvir etti. Biden ayrıca Amerikalıları, bunun kendileri için de bedelleri olacağını beklemeleri yönünde uyardı.
Biden, konuşmasında daha yüksek benzin fiyatlarından bahsediyordu. ABD'de benzin fiyatlarının, kısmen Rusya/Ukrayna durumundaki belirsizliğin neden olduğu yüksek petrol fiyatlarından dolayı arttığı doğrudur. Ancak bugüne kadar açıklanan yaptırımların hiçbirinin, kötü bilgilendirilmiş spekülatörler dışında petrol ticareti üzerinde herhangi bir etkisi yok.
Aslında TankerTrackers.com'a göre Salı günü ABD için Rusya’dan 700.000 varil ham petrol sevkiyatı ayrıldı. Yatırımcılar, her iki tarafın liderlerinden gelen söylemlerin karada veya suda bir aksiyona dönmek zorunda olmadığını unutmamalı.
Konu doğalgaz olduğunda retorik de gerçekle uyuşmuyor. Örneğin ABD’den üst düzey bir yetkili, gazetecilere verdiği demeçte Almanya'nın Nord Stream 2'nin sertifika sürecini geçici olarak durdurmasının, boru hattının “boşa gideceği” anlamına geldiğini ve bunun “dünyanın enerji konusunda Rusya'dan bağımsızlığı için önemli bir dönüm noktası olduğunu” söyledi.
Durum gerçekte böyle değil. Nord Stream 2 gerçeğini inceledik, Rusya'dan Avrupa ve Çin'deki çeşitli lokasyonlara doğal gaz göndermeye devam eden birden fazla boru hattı da var.
3. OPEC+’nın Rotayı Değiştirmesi Olası Değil
Biden yönetimi Suudi Arabistan ve OPEC'i, petrol üretimini artırmaya ikna etmek için birçok girişimde bulunmasına karşın Suudi Arabistan, üretimi mevcut OPEC+ anlaşması kapsamında izin verilenden daha fazla artırmama yönündeki kararlılığını sürdürdü.
Aslında OPEC'in üretimi artırmak için yedek kapasiteye sahip Arap üyeleri, ABD'nin girişimlerine karşı muhalefetlerinde alışılmadık bir birlik sergiledi. Suudi Arabistan'da 20 Şubat'ta düzenlenen bir endüstri konferansında Suudi Arabistan, BAE, Irak ve Kuveyt'in petrol bakanları, belirlenmiş üretim kotaları dahilinde kalmaya yönelik benzer duyguları dile getirdi.
Aslında BAE petrol bakanı Suhail Mazrouei, “piyasanın şu anda arz eksikliği yaşadığına inanmadığını” ve o jeopolitik gerilimlerin, petrol fiyatlarına “onların elinde olmadan” etki ettiğini söyledi.
OPEC+, Washington'un üretimin daha çok artırılması için yalvarmalarını geri çevirmeye devam ederken Rusya'nın OPEC+'nın aktif ve güçlü bir üyesi olduğunu hatırlamak faydalı olacaktır. OPEC+'nın diğer üyeleri, Rusya ile ittifakı sağlam tutma motivasyonuna sahip.
Arap üreticilerin mevcut politikalarındaki itici faktörün bu olup olmadığını bilmiyoruz ama kesinlikle bir rol oynuyor. Ancak yatırımcılar, OPEC+'ın hâlâ aylık olarak toplandığını ve üyelerin yeterli nedeni varsa üretim politikasını değiştirebileceğini akılda tutmalı. OPEC+’nın bir sonraki toplantısı 2 Mart’ta.