14 Eylül’de Suudi petrol altyapısına yönelik yapılan saldırının ardından, Pazartesi günü petrol fiyatlarında artış gördük. O zamandan beri fiyatlar saldırı öncesindeki seviyelerine geri dönüyor.
Bir dizi geveze, piyasanın savaş ihtimali ya da Suudi petrolünü etkileyen diğer jeopolitik çatışmaları dikkate almadığına dair şikâyet etse de, matematik farklı bir hikaye anlatıyor. Hatta piyasa, tehditlerle bazı alimlerin inandığından daha çok uyumlu olabilir.
Savaş gibi olası bir olaydan kaynaklanan potansiyel zararı incelerken, tahmini değeri tanımlamaya çalışmalıyız. Bunu yapmak için, hem böyle bir olayın ortaya çıkma ihtimalini hem de günlük varil kaybı cinsinden küresel petrol arzına vereceği zararın kapsamını değerlendiririz.
küresel arzda beklenen petrol kaybı, şu iki değişkenin ürünüdür: bir olayın gerçekleşme ihtimali ve gerçekleşmesi halinde kaybedeceği günlük varil.
İşte matematiği:
t = olayın gerçekleşme ihtimali
b = günlük varil kaybı (bahsedilen olayın gerçekleşmesi halinde)
EV = olası değer/beklenen değer
t*b = EV
Gelin, bu spesifik varsayımları onaylamadığımı aklımızın bir köşesinde tutarak, şu üç örneğe göz atalım. Sadece örnekleme amaçlıdır:
1. Senaryo
İran ve Suudi Arabistan arasında küresel arzdan Körfez’in günlük 10 milyon varil petrolünü çeken topyekûn bir savaş ihtimalinin %10 olduğunu varsayın.
0,10*10=1 milyon varil günlük
Böyle bir durumda beklenen değer, günlük 1 milyon varil kaybıdır. New York veya Londra’daki bir hedge fonu, piyasadan günlük 10 milyon varil çekecek %10’luk bir savaş ihtimali olduğuna karar verdiyse, o fon, buna bağlı olarak piyasadan günlük 1 milyon varilin çekilmesini bekliyordur. Bu, bugünün piyasasında çok fazla değil.
Bu senaryoda, eğer nihayetinde bir savaş başlarsa, beklenen değerin %100 savaş ihtimali ile yeniden hesaplanmak zorunda kalacağının anlaşılması gerekir. Bu, beklenen kaybın günlük 10 milyon varil kayba dönüşeceği ve fonun daha yüksek fiyatlar arayacağı anlamına gelir.
2. Senaryo
Günlük 6 milyon varili piyasa dışı bırakan bir askeri vakanın %50 ihtimali olduğunu varsayalım. Beklenen değer, günlük 3 milyon varillik bir kayıptır. Eğer fon bu değişkenlerin doğru olduğuna inanırsa, 3 milyon varillik bir beklenen kayıp ile fiyatlanacaktır.
Yine, savaş nihayetinde başlarsa, beklenen kayıp 6 olarak yeniden hesaplanacaktır.
3. Senaryo
İşte, çok daha karmaşık bir örnek: 10 milyon varili piyasa dışı bırakabilecek %10’luk, 6 milyon varil için %50’lik ve 1 milyon varil için %75’lik bir ihtimal mevcut.
Bu durumda, fon beklenen kaybı 4,75 milyon varil olarak hesaplayacaktır. Eğer fon bu varsayımlara inanmışsa, beklenen değeri projeksiyonlarına dahil edecektir. (Bu özel senaryo çok daha karmaşık, çünkü hesaplamanın her bir kısmı diğerlerine bağlı olabilir ancak yukarıdaki hesaplama anlaşılır olması için basitleştirilmiştir.)
Dikkat edilmesi gereken iki komplikasyon: ilk olarak, Basra Körfezi’nde tam ölçekte bir savaş halinde, petrol tacirleri arasında petrol fiyatlarını temellerin gerektirdiğinden daha yükseğe çıkaracak histeri olabileceğini anlamak zorundayız. Ortaya çıkan panik endeksli artışlar kısa ömürlü olabilir.
İkincisi, eğer bu petrol uzun bir dönem boyunca piyasada olmayacak olsaydı, bu kaybı telafi etmek için dünyada ek bir yedek kapasite mevcut. Örneğin, acil bir toplantının ardından diğer OPEC üyeleri üretimi yükseltebilir. Aynı şekilde Kuzey Amerika da özellikle Wall Street’ten ek sermaye ile üretimi artırabilir.
Velhasıl, Çin ve ABD’nin de olduğu pek çok ülkenin, artan fiyatları önlemek için erişebildiği büyük miktarlarda depolanmış petrolü var.
Beklenen Mevcut Piyasa Değeri
Yukarıdakiler kuşkusuz, petrol ticareti yapan sofistike bir fon tarafından beklenen değerin nasıl kullanılacağına dair basite indirgenmiş genel bir bakış olsa da, konu aynı kalmaktadır. Piyasa zaten, muhtemel farklı çatışmaların beklenen değeri ile fiyatlanmıştır. Artık beklenen değerler büyük fiyat hareketleri garantisi vermiyor.
Not: 30 Eylül (Pazartesi günü) Aramco’nun, saldırılardan toparlanma konusunda ilerlemesine ilişkin bir güncelleme yapması bekleniyor.