Bu makale 25.07.2019 tarihinde İngilizce olarak yayınlanmıştır.
Hürmüz Boğazı’ndan geçen İngiliz bayraklı İsveç tankerine bu haftanın başlarında İranlı Devrim Muhafızları Kuvvetleri tarafından el konulduğunda, petrol fiyatları yalnızca %1,1 yükseldi. Petrol piyasalarının bu bahar ve yazın Basra Körfezi’ndeki petrol dağılımına olan tehditleri ilk umursamayışı değil. Petrol fiyatları Orta Doğu petrol ticaretinin merkezindeki artan jeopolitik gerilimleri boş verdikçe, yatırımcılar piyasaları etkilemeye başlayıp başlamayacağını ve ne zaman olacağını bilmek istiyor.
Petrol fiyatları, Hürmüz Boğazı aracılığı ile petrol tankerlerinin güvenli ve ücretsiz geçişine yönelik İran ordusunun oluşturduğu gerçek ve artan tehdide neden karşılık vermiyor? Pek çok etken var.
1. Zayıflayacak Olan Petrol Talebi
Petrol talebinin ileride zayıflayacağına ilişkin işaretler artıyor ve bugün piyasadaki petrol fiyatlarını düşük tutmak için hayati bir rol oynuyor. Makroekonomik göstergeler ve ABD ve Çin arasındaki ticaret savaşının çözüleceğine yönelik iyimserlik olmayışı, piyasa hissiyatını yönlendiren majör faktörler ve Orta Doğu’dan gelen petrol arzının parçalanabileceği endişelerinden ağır basıyor.
2. Şimdiye Kadar Etkilenmeyen Ham Petrol Akışı
İran aslında, ham petrol ihracatını tehdit eden veya sekteye uğratan bir şey yapmadı (henüz). Haziran ayında sabote edilen tankerlerin hiçbiri ham petrol taşımıyordu ve bu haftanın başında el konulan tanker boştu. Bir kaza ilk raporlandığında ham petrol çoğu zaman gerçekten etkilenmiş görünür, ancak TankerTrackers.com gibi bölgeyi yakından izleyebilen uzmanlar sayesinde, kesin gerçekler çabucak yayılır, böylece yatırımcılar ve piyasa izleyicileri ham petrol akışının etkilenmediğini anlar. İran dışındaki kötü niyetlere rağmen, üçüncü tarafların bugün petrol sevkiyatlarını izleme kabiliyeti, yatırımcılara hayati ve sakinleştirici bilgiler sunmuştur.
3. Jeopolitik Risk ile Fiyatlama
Petrol piyasasında jeopolitik risk halihazırda fiyatlanıyor. Trump yönetimi ve İran arasında diplomatik bir süreç olabileceğine ilişkin rapor sonrasında petrol fiyatlarının gerçekten düşüş yaşadığı geçen hafta, bu netleşti. Bu haberler hemen akabinde yalanlandı ve fiyatlar tekrar artarak, piyasanın, Orta Doğu’daki bu tarz jeopolitik gerilimlerle fiyatlanmakta olduğunu ve piyasanın ayarlanması için yalnızca gerilimlerin azalması gerektiğini kanıtladı.
4. Artan ABD Petrol Üretimi
ABD petrol üretimi piyasada önemli bir güç. ABD günlük 12 milyon varil civarında petrol üretiyor ve artık, Orta Doğu petrolü yerine ABD’den alım yapan müşterilere artan miktarlarda petrol ihraç ediyor. ABD’nin petrol, stok, ihracat ve kullanımı üzerine haftalık Enerji Bilgilendirme Dairesi (EIA) verileri, Basra Körfezi’ndeki jeopolitik olaylara kıyasla fiyatları çok daha fazla etkiledi. Amerikan petrol üretimi ve ihracatı, İran yaptırımlarına veya İran’ın Körfez’deki petrol sevkiyatına yönelik tehdidine rağmen, petrol fiyatlarını kontrol altında tutmaya yardımcı oluyor.
İran’ın saldırganlığı sürer veya daha da hızlanırsa, bu dört etken petrol fiyatlarını daha ne kadar düşük tutabilir? Değişir.
Fiyatlardaki devamlı artış, artık yukarıdaki listede yer alan noktalarda birden fazla durumun değişmesini gerektirebilir. Örneğin, ABD ve Çin arasındaki müzakereler umut vadeder ve ABD petrol endüstrisindeki bir tür darboğaza (boru hattı veya liman kapatılması gibi) ek olarak İran üzerindeki vergiler azalırsa, o zaman petrol fiyatlarının yükseldiğini ve yüksek kaldığını görebiliriz.
İran’ın saldırılarını önemli derecede artırması da mümkün. Bu, piyasanın beklentilerini yüksek fiyatlarla değiştirmek zorunda kalacağı yeni bir paradigmaya yol açabilir. Eğer İran ham petrol taşıyan bir tankere ciddi zarar vermiş (ya da batırmış) veya Körfez’de bir petrol sızıntısına yol açmış olsaydı, petrol fiyatlarını yükselmiş ve tehdit devam ettiği sürece onların yüksek seviyelerde kalmayı sürdürdüğünü görecektik. Bu saldırı ve bozulma seviyesi şu an piyasada fiyatlanmıyor, çünkü pek çok analist, İran’ın kendi kendine zarar vermediğine ve Basra Körfezi’ndeki ortamı yok etmeyi istemediğine inanıyor.
İran’daki rejimin kendi yaşamsal çıkarları ile sınırlandırıldığına inanan yatırımcılar, Basra Körfezi’ndeki bu gerilimlerin fiyatlama üzerinde ciddi bir etkisi olacağına dair tahminler konusunda dikkatli olmalı. İran rejiminin tamamen öngörülemez ve muhtemelen dengesiz ya da irrasyonel olduğunu düşünenler, statükoyu sonlandıracak beklenmedik sert bir artış bekleyebilir.